UŞAK/SİVASLI İŞKENCE RAPORU

MAZLUMDER İZMİR ŞUBESİ

UŞAK/SİVASLI

İŞKENCE RAPORU

Hazırlayanlar

Selvet Çetin-Av. Taner Kılıç-Av. Turhan Tutumlu

Olay

Uşak'ın Sivaslı İlçesi'ne bağlı Eldeniz, Hanoğlu ve Cinoğlu köylerinde hayvan hırsızlığı yaptıkları iddiasıyla jandarma güçleri tarafından gözaltına alınan 11 kişinin işkence gördüklerine dair bilgilerin basın organlarında yer almasından sonra MAZLUMDER İzmir Şubesi olayın araştırılması için Uşak'a bir heyet göndermiştir. İlk olarak Av. Turhan Tutumlu bölgeye giderek mağdurlarla görüşmüştür. Ardından İzmir Şube yöneticileri Selvet Çetin ve Av. Taner Kılıç Sivaslı'ya giderek mağdurlar, başsavcı, baro başkanı ve değişik çevreler ile görüştükten sonra aşağıdaki raporu hazırlanmışlardır:

İşkence ve Kötü Muamele

Beş yıl önce gerçekleştiği iddia edilen hayvan hırsızlığı konusunda kendisine isimsiz bir ihbar mektubu gönderilen Sivaslı İlçe Jandarma Komutanlığında görevli Astsubay Hasan Öz, beraberindeki er ve erbaşlarla birlikte 23 Ocak 2001 gecesi Eldeniz, Hanoğlu ve Cinoğlu köylerine giderek 11 kişiyi gözleri bağlı ve elleri kelepçeli bir şekilde İlçe Jandarma Karakoluna götürmüştür. Bu kişiler, Eldeniz köyünden Mustafa Evren, Dursun Taşçı, Ali Taşçı, Sefer Taşçı, Hanoğlu köyünden Nail Akın, Şahin Akın, Cinoğlu köyünden Yaşar Ekşi, Mehmet Tufan ile Sivaslı ilçesinden Hüseyin Uzun, Uğur Ulusoy, Nihat Dönmez ve Günay Demirağ'dır. Sözkonusu şahıslar karakolda bir gün sorgulanmışlar, ancak savcılığın 3 gün ek gözaltı süresi vermesi ile toplam 4 gün gözaltında tutulmuşlardır. Sorguları tamamlanan zanlılar, doktor kontrolünden sonra savcılığa dahi çıkarılmadan serbest bırakılmışlardır. Zanlılar serbest bırakıldıktan sonra sorgulamada ağır işkence gördüklerini belirterek jandarma hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuşlardır.

Mağdurlardan Nail Akın, Şahin Akın, Mustafa Evren ve Ali Taşçı heyetimize çok ağır işkenceler gördüklerini anlatarak MAZLUMDER'den hukuki yardım talebinde bulunmuşlardır. Mağdurlar ifadelerinde; gece evlerine jandarma tarafından baskın yapıldığını, gözlerinin bağlanıp, ellerinin kelepçelendiğini, niçin ve nereye götürüldüklerini bilmediklerini kaydetmişlerdir. Ayrıca, karakolda da gözlerinin bağlı olduğunu ve Astsubay Hasan Öz'ün çalınan hayvanların nerede olduğunu sorduğunu söylemişlerdir. Mağdurlar hırsız olmadıklarını ısrarla söylemelerine rağmen sürekli dayak yediklerini, yerlere yatırılıp çiğnendiklerini, çırılçıplak soyularak saatlerce ayakta bekletildiklerini, betona çıplak olarak yatırıldıklarını belirtmişlerdir. Dört günlük gözaltı süresi içinde tüm mağdurlar, kendilerine sadece bir kez yiyecek verildiğini, yakınlarının gönderdiği yiyecek ve giyecek malzemelerinin kendilerine verilmediğini de vurgulamışlardır. Mağdurlardan Nail ve Şahin AKIN ayrıca, Astsubay Hasan Öz'ün kendilerine telefon manyetosuyla işkence yaptığını, ayaklarının altına sürekli copla vurduğunu beyan etmişlerdir.

Sağlık Kontrolleri

Mağdurlardan Nihat Dönmez, yediği dayağın etkisi ile bayılmıştır. Bu kişinin yerine o esnada karakol önünde görülen Erdoğan Kartal'ın (Eldeniz Köyünden) doktor kontrolüne çıkmasına karar verilmiştir. Jandarma yetkilileri tarafından karakola çağırılan Kartal'a, doktor karşısına götürüleceği, doktor sorduğunda ismini Nihat Dönmez olarak söylemesi öğütlenmiştir. Dr. Arzu Yıldız tarafından hazırlanan raporda, saat 18.30'da muayene edildiği bildirilen Nihat Dönmez'in raporu bu şekilde hazırlanmıştır. Jandarmanın tuttuğu tutanağa göre Nihat Dönmez saat 17.00'de serbest bırakılmış gözükmektedir. Bu olaya gözaltındaki Mustafa Evren'in akrabaları Yaşar Evren ve Dursun Çakmak yiyecek ve giyecek getirdikleri sırada karakolda şahit olmuşlardır.

Zanlılar gözaltına alındıktan 3-4 saat sonra Sivaslı Devlet Hastanesine ilk adli raporun alınması için götürülmüşlerdir. Hastaneye gözleri bağlı olarak götürülmüşler ve muayene sırasında da göz bağları açılmamıştır. Muayene güvenlik güçlerinin denetiminde gerçekleşmiştir. Gözlerinin bağlı olmasının yanısıra muayene için oraya götürüldükleri kendilerine söylenmemiştir. Zanlılar soyulmadan ve muayene edilmeden adli raporlar düzenlenmiştir. Mağdur Dursun Taşçı, "yediğim dayaktan dolayı bacaklarım ağrıyor" demesine rağmen raporu hazırlayan Dr. Özden Öztürk "ağrıyabilir, normal" cevabını vermiştir. Mustafa Evren, "dayaktan ötürü başım ağrıyor" demesine rağmen bir cevap alamamıştır. Yine aynı şekilde Nail Akın da, "dayaktan kafam ağrıyor, burnum kanadı, kulağım duymuyor, beni çok dövdüler, rahatsızım" demesine rağmen bir cevap alamamıştır. Ali Ta‏şçı, kafasına sert bir cisimle vurulduğundan bahisle "benim başım şiş, herhalde kanıyor, kafama bakın" demesine karşılık "kafan ikiye yarılmış" şeklinde kendisiyle dalga geçilmiştir. Odada bulunan kişiler bu diyaloga gülmüşlerdir.

27 Ocak 2001 günü saat 08.30'da Dr. Hasan Gökçe karşısına gözleri açık olarak çıkarılan zanlılar, (Ali Taşçı ve Nail Akın hariç) elleri zincirsiz, ama Jandarma Astsubayı ve iki asker yanlarındayken muayene edilmişlerdir. Aynı tarihte Savcılık tarafından ifadeleri dahi alınmadan serbest bırakılan zanlılardan Nail Akın kendi isteği ile rahatsızlığı nedeniyle Sivaslı Devlet Hastanesine başvurmuş ve Dr. Arzu Yıldız tarafından muayene edilmiştir. Dr. Yıldız ilk raporunda "şahıs başına darbe geldiğini ve başağrısı yakınması olduğunu söyledi. Alt kesici dişte sallanma dışında darp izi yoktur. BT çektirilmek üzere UDH Acil Servisine sevk edildi" demesine rağmen 12 Şubat 2001 tarihli kendi yazdığı raporla "rahatsızlığın darptan değil dişetinden kaynaklandığını" belirtme ihtiyacı duymuştur.

Görüşmeler ve Değerlendirme

Sivaslı Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşülmüş, olayın son derece vahim insan hakları ihlalleri içerdiği ifade edilmiştir. İsimsiz bir ihbar mektubuna dayanarak ve beş yıl önce gerçekleştiği iddia edilen bir olayla ilgili üç gün ek gözaltı süresi verilmesinin hukuk normlarına aykırılık teşkil ettiği vurgulanmıştır. Gerçekleştiği varsayılsa bile af yasasına göre hiçbir işlem yapılamayacak olan bu olayın zanlısı olarak gözaltına alınan insanlar bu suçu kabul etmedikleri halde zanlılara işkence uygulayan görevliler hakkında soruşturma başlatılmasının kamuoyu vicdanı ve hukukun üstünlüğü açısından önemli olduğu dile getirilmiştir. Başsavcı, olayı incelemekte olduğunu, mağdurların alacağı raporlar neticesinde dava sürecinin başlayabileceğini ifade etmiştir.

Bu arada Uşak Barosu Başkanı ile görüşülmüş, baronun bu olaya duyarlı davranması talep edilmiştir. Baro başkanı da olayı İl İnsan Hakları Kurulunun gündemine getireceğini belirterek, dava sürecine katılabileceklerini dile getirmiştir. Ayrıca, olayla ilgili haber yapan DHA Muhabiri ile de görüşülmüş ve kendisine duyarlılığı için teşekkür edilmiştir.

Olay sonrası TİHV İzmir Temsilciliği ve İzmir Tabip Odası ile yapılan görüşmeler neticesinde, işkence mağdurlarının tedavilerinin yapılması sağlanmıştır. En ağır işkence gören dört kişinin tedavileri iki ayı aşkın süredir TİHV İzmir Temsilciliği aracılığı ile devam etmektedir. Ayrıca Sivaslı Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile İzmir Adli Tıp Başkanlığına sevk edilen iki mağdurun Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde muayeneleri yapılmış ve raporlar Başsavcılığa gönderilmiştir.

Sivaslı Devlet Hastanesinde görev yapan Dr. Özden Öztürk, Dr. Arzu Yıldız ve Dr. Hasan Gökçe hakkında, Adli Raporların Düzenlenmesi Hakkındaki Genelge ve meslek etik ilkelerine uygun olmayan fiil ve raporlar düzenledikleri gerekçesi ile Uşak Tabip Odası Başkanlığına şikayet dilekçesi gönderilmiş ve idari soruşturma açılarak cezalandırılmaları talep edilmiştir.

Sonuç

İşkence, insan onurunu ayaklar altına alan iğrenç bir suçtur. Sivaslı'da yaşandığı iddia edilen işkence olayı göstermektedir ki, ülkemizde sadece siyasi suçlular değil, köylüler, seyyar satıcılar veya çok çeşitli kesimlerden insanlar da işkenceye uğramaktadır. Her ne kadar işkencenin sistematik olarak uygulanan bir yöntem olmadığı iddia edilse de Sivaslı örneğinde görüldüğü gibi köylerden toplanan kişilerin dört gün boyunca süresince yaşadıkları, bu iddiayı çürütmektedir. AİHM'de artık işkence suçu nedeniyle hüküm giymek istemediğini dile getiren Türkiye, ne yazık ki bu ayıptan kurtulmak için gerekli hukuki altyapı düzenlemelerine yanaşmamakta, cezasızlığın önlenmesi için hiçbir ciddi adım atmamaktadır.

Mağdurlar MAZLUMDER avukatlarını vekil tayin etmiş olup,hem tıbbi süreç, hem de hukuki süreç yakından izlenmektedir.

YAYIN BİLGİLERİKategori Adı Yurt İçi RaporlarTarih 2001-10-04
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 5157509