DGM yargısı

Sayın Ayşegül DİKENLİ

Nokta Dergisi

Tel : 0.212.281 99 17

Fax : 0.212.270 01 23

İSTANBUL

Devlet Güvenlik Mahkemeleri, 16 Haziran 1983 tarihinde, yani 12 Eylül Yönetimi'nin iktidarda olduğu dönemde çıkarılan 2845 sayılı "Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"la kurulmuş özel mahkemelerdir. DGM'ler, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya Devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara ilişkin davalara bakmak üzere" kurulmuşlardır. Dikkat edilirse, yasanın belirlediği görev alanı içerisinde, insan hak ve özgürlüklerinin korunmasından hiç söz edilmemektedir. Oysa tüm dünyada ve tarih boyunca yargı organlarının biricik amacı, insan hak ve özgürlüklerini korumaktır.

Zaten 1982 Anayasasının temel felsefesinde, devlet ve devletin çıkarları, insan hak ve özgürlüklerinden öncelikli bir konumdadır. Bu nedenle tüm kurum ve kuruluşlar, DGM'ler nezdinde bulunan Cumhuriyet Savcılarının istemlerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nden istemde bulunulması halinde, istem, yetkili amirlikçe değerlendirilerek yerine getirilebilir. Yani bir bakıma sadece askerlerin, DGM'lerin taleplerini yerine getirmeme hakları bulunmaktadır.

DGM'lerde yargılanan insanların, başkan ve üyelerin reddine ilişkin istemleri de, diğer mahkemelerin aksine, reddi istenilen başkan ve üyede değişiklik yapılmaksızın bu mahkemece incelenir ve istemin reddine ilişkin kararlara itiraz edilemez. DGM'ler, aslında adı değiştirilmiş Sıkıyönetim Mahkemeleri'dir. Nitekim yasaya göre, Sıkıyönetim ilanı halinde bu mahkemelerin üyeleri, doğrudan Sıkıyönetim Mahkemesi'ne atanırlar. Aslında bu düzenleme yadırganmamalıdır. Çünkü DGM'lerin bir asıl, bir yedek üyesi, birinci sınıfa ayrılmış askeri hakimler arasından; Cumhuriyet Savcı yardımcıları ise Cumhuriyet Savcıları ve askeri hakimler arasından atanmaktadır. Ayrıca DGM'lere atanmış hakim ve savcılar, meşru mazeretleri halinde muvafakatları alınmadıkça, dört yıldan önce başka bir yere veya göreve atanamamaktadırlar. Dolayısıyla DGM'ler, hayatımıza yerleştirilmiş sürekli ve olağanüstü yargı organlarıdır ve yargı hayatımız içerisinde önemli bir sorunu oluşturmaktadırlar.

Kurulmalarından önce de, kurulduktan sonra da DGM'ler etrafında yoğun tartışmalar yaşanmış ve bu yüzden ancak askerlerin yönetime el koydukları bir ara rejim döneminde kurulabilmişlerdir. Bugün de böyle bir kadro ve yapı içerisinde olan DGM'lerin, tarafsız ve bağımsız mahkemeler olmadıkları doğrultusundaki tartışmalar sürmektedir. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, bünyelerindeki askeri hakimler yüzünden, DGM'lerin mahkum ettiği insanların, bağımsız ve yansız mahkemelerde adil yargılanma haklarının çiğnendiği yolunda kararlar vermiş bulunmaktadır. Ancak bu mahkemelerde görevli asker üyelerin, kadrodan çıkarılması yoluyla sorunu çözümlemeye çalışanlar varsa da, bu yaklaşım, DGM'lerin getirdiği sorunları ortadan kaldıramaz. Çünkü DGM'lerin tek sorunlu yanları, bünyelerindeki asker üyeler değildir. Çözüm, olağanüstü yargı organlarının süreklileştirilmesine kökten karşı çıkarak, insanımızın gerçekten bağımsız, tarafsız, birtakım resmi ideolojik görüş ve politikaları değil, insan hak ve özgürlüklerini korumayı esas alan yargı organlarınca haklarının güvence altına alınmasını sağlamaktadır. Zira yargı organları, devletlerin güvenliklerinden ve çıkarlarından önce, insanların hak ve özgürlüklerini güvence altına almaları gereken insan haklarını koruma mekanizmalarıdır.

DGM'lerin mevcut yapılarını, bazı DGM Başkanları da kabul etmemektedirler. Ne varki, AİHM'nin DGM'lerle ilgili kararlarından sonra Adalet Bakanlığı'nın yaptığı girişimler, Genelkurmay'ın karşı çıkması yüzünden sonuçsuz kalmıştır. Ülkemizin insan hakları açısından uluslararası kamuoyunda çokça tartışılmasına neden olan yargı kararları, çoğunlukla, hatta tamamen DGM'lerin verdiği kararlardır. AİHM'nde Türkiye'nin mahkumiyeti ile sonuçlanan kararlar, ağırlıklı olarak DGM'lerin kararlarından kaynaklanmaktadır.

Ne yazık ki tüm bunlara rağmen, hem ilgililer ve yetkililer, hem de genel olarak kamuoyu, bu sorun karşısında sessiz kalmaktadır; kimse bu sorunun üzerine gitmeye cesaret edememektedir. Böyle olunca DGM'lerde yargılanan insanlar, tutuklular ve avukatları, duruşmaları boykot ederek ilgilileri çözüm için zorlamaya çalışmaktadırlar. Kuşkusuz buna mecbur kalmaları, üzüntü ve utanç vericidir. Bu boykotun ne kadar süreceğini bilemiyoruz ancak bu eylemleri, maliyeti ağır da olsa bir hak arama çabası olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Ancak insanımızın, hak ve özgürlüklerini korumanın önündeki tek engelin de DGM'ler olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum. Umarız ki, daha fazla mağduriyetlere, haksızlıklara yol açılmadan, bir an önce köklü bir çözüm için gerekli girişimler başlar ve hepimiz önemli bir sorunumuzu çözümlemiş oluruz.

Saygılarımla

Yılmaz ENSAROĞLU

Genel Başkan

YAYIN BİLGİLERİKategori Adı MakalelerTarih 1998-11-04
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4645129