Son dönemlerde Kamu görevlilerinin, kendilerine verilen yetkileri ve kamu gücünü kişisel amaçlar için kullandıklarına dair haberler sıklaşmaya başlamıştır.

15 Aralık 2023 tarihinde bir savcının, trafikte tartıştığı vatandaşı gözaltına aldırttığı ve aralarında (savcının) eşinin de bulunduğu polislerce tehdit ve taciz edildiği şeklinde haberler medyaya yansımıştır. Sonrasında ilgili haberlere mahkeme kararıyla erişim yasağı getirilmiştir.

7 Aralık 2023 tarihinde ise Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde ifade esnasında savcıyla tartışma yaşayan bir avukat, 8 Aralık 2023 günü tutuklanmış, günler sonra kamuoyunun yoğun tepkisi sonrası serbest bırakılmıştır.

30 Kasım 2023 tarihinde İskenderun Adliyesi önünde Av. Bülent Akçay’ın Cumhuriyet Başsavcısının korumaları ve şoförü tarafından darp edildiği haberi sosyal medya ve basında yer almıştır. Başsavcılık açıklamasına göre avukat hakkında “görevini yaptırmamak için direnme, kamu görevlisine alenen hakaret ve ulaşım araçlarının alıkonulması” suçlarından soruşturma başlatılmıştır.

16 Ekim 2023 tarihinde Av. Eyyup Akıncı, Küçükçekmece Adliyesindeki rüşvet iddiasına ilişkin bir twit atmış, 16 Kasım 2023 tarihinde, Adalet Bakanlığından izin alınmaksızın açılan soruşturma kapsamında “konutu terk etmeme” adli kontrol cezasına çarptırılmıştır. Av. Akıncı 1 ay boyunca ev hapsinde kalmıştır.

Son dönemdeki keyfilik izlenimi veren ve medyaya yansıyan haberler bunlarla da sınırlı olmayıp 24 Eylül 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde bir düğüne katılan ve silahla havaya ateş açılması üzerine failler hakkında işlem yapmak isteyen emniyet müdürü, damadın kuzeni olan savcı tarafından engellenmek istenmiş, sonrasında savcının Emniyet Müdürü’ne tokatlı ve yumruklu saldırıda bulunduğu bilgisi medyaya yansımıştır.

9 Eylül 2023 tarihinde Samsun’un Vezirköprü ilçesinde uzman çavuş A.D.’nin halı saha maçında iki savcıyla tartıştığı, sonrasında gözaltına alınarak adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı ve hakkında silah taşımama adli kontrol tedbirine hükmedildiği bilgisi medyaya yansımıştır. Önceki yıllarda da bir savcının halı sahada tartıştığı öğretmenleri gözaltına aldırdığı, bir başka savcının kendisine cevap vermeyen nişanlısının kaldığı kız yurdunu polisler eşliğinde bastığı, yargı mensubu bir kişinin yanlış yere park ettikleri araçlarına not bırakan vatandaşı gözaltına aldırdığı gibi haberler kamuoyuna yansımıştır.

Kısa bir medya taramasıyla elde edilen bu bilgiler, bir hukuk devletinde kabul edilemez yoğunluktadır. Yargıda yaşanan aksama ve suistimallerin sadece münferit örnekler olarak kabulü mümkün olmayıp bu tür keyfilikler, kamu vicdanının yaralanmasına ve adalet mekanizmasına duyulan güvenin sarsılmasına yol açar.

Bir yargı mensubunun kendisine verilmiş olan görev sınırlarının dışına çıkarak kamu gücünü kişisel amaçlar için kullanması, “kişisel öc” saikiyle hareket etmesi kabul edilemez.

MAZLUMDER olarak adalete güvenin bu tür keyfiliklere müsamaha gösterilmemesi ile tesis edilebileceğini hatırlatarak;

       -Yargı mensuplarının hukuk devletini zedeleme potansiyeli bulunan tutum ve davranışlarına asla müsamaha gösterilmemesini,

       -Kamu gücünü kişisel-şahsi hesap ve çıkarları için kullanan kamu görevlileri hakkında gerekli idari ve hukuki tedbirlerin alınmasını talep ederiz.