Ülkemizde uzun süredir gündemde olan hasta mahpuslar sorunu, ne yazık ki her geçen gün yeni kayıplarla daha ciddi bir hal almaktadır. Cezaevinde kalamayacak durumda olan, yaşlı ve ağır hastalıkları bulunan birçok kişi, Adli Tıp Kurumu’nun “cezaevinde kalabilir” raporları gerekçe gösterilerek içeride tutulmaya devam edilmekte, bu süreç telafisi imkânsız sonuçlara yol açmaktadır.
72 yaşındaki mahpus İbrahim Güngör, Alzheimer, prostat ve şeker hastalığı olmasına rağmen hakkındaki ATK (Adli Tıp Kurumu) raporu ile cezaevinde tutulmaya devam edilmiş; son zamanlarda sağlık durumu kötüleşmesine rağmen tahliye edilmeyerek zatürre teşhisiyle İzmir Şehir Hastanesi’ne kaldırılmış, 20 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra birkaç gün önce hayatını kaybetmiştir.
Oğuzcan Gürbüzer, epilepsi hastası ve zihinsel engelli olmasına rağmen Samsun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik hücreye konulmuş, burada geçirdiği epilepsi nöbeti sonrası yaşamını yitirmiştir.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, tutuklu bulunduğu cezaevinde ciddi sağlık sorunları yaşamaktadır. Cezaevi koşullarında sağlık durumunun kötüleştiği ve mevcut şartlarda cezaevinde tutulmasının yaşamını tehlikeye attığına dair bilgiler kamuoyuna yansımıştır.
Eski AK Parti milletvekili olan İlhan İşbilen, cezaevinde iki kez beyin felci geçirmiş olup sağlık durumunun cezaevi koşullarına uygun olmadığına yönelik başvurular bulunmaktadır.
Mustafa Özcan Çay, dördüncü evre kanser hastası olmasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam edilmekte, yaşam hakkı yok sayılmaktadır.
Ülkemizde sayıları binleri bulan ağır hasta ve yatalak mahpuslar, ATK raporları gerekçe gösterilerek cezaevlerinde kalmaya zorlanmaktadır. Bu raporlar çoğu zaman yukarıda belirttiğimiz örneklerdeki gibi gerçeklikle bağdaşmamakta, süreçler ise ya gereksiz şekilde uzatılmakta ya da olumsuz sonuçlanmaktadır.
İnfaz mevzuatında ve bilhassa koruma tedbiri olan tutukluluğa ilişkin mevzuat içerisinde sağlık sorunları olanlara yönelik yeterli hükümler bulunmamakta, ATK kararları ise sorunun çözümüne katkı sağlamamaktadır.
Cezaların infazında amaç; caydırıcılık, ıslah ve topluma kazandırma iken, hasta mahpuslara yönelik uygulamalar bu amaçların ötesinde telafisi imkânsız mağduriyetlere yol açmaktadır.
Yaşlı ve ağır hastalıkları olan mahpuslar için, suç tipine bakılmadan ve ayrım yapılmaksızın alternatif tedbir uygulamasının işletilmesi insani ve hukuki bir zorunluluktur. Aksi halde mahkûmiyet kararları, adaletin bir aracı olmaktan çıkıp zulme dönüşmektedir.
MAZLUMDER olarak;
• Hasta mahpuslarla ilgili koruyucu ve sağaltıcı mekanizmaların acilen devreye sokulmasını,
• Adli Tıp Kurumu’nun işleyişinin denetlenmesini ve raporların bilimsel temellere dayandırılmasını,
• Koruma tedbiri kapsamında tutuklanan hasta mahpuslar için alternatif tedbirlerin uygulanmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılmasını talep ediyoruz.