MAZLUMDER olarak Birleşik Krallık'a, Palestine Action'ın terör örgütü ilan edilmesi kararının gözden geçirilmesi, ifade hürriyeti ve protesto hakkının engellenmemesi yönünde çağrıda bulunduk.

"Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliğine

Bilindiği üzere, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde açık bir soykırım yaşanmaktadır. Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre o tarihten bu yana 57 bin Filistinli hayatını kaybetmiştir. Ölenlerin önemli bir kısmı kadın ve çocuklardır. On binlerce Filistinli yaralanmış, kalıcı sakatlıklar yaşamıştır. İsrail saldırıları sonucunda Gazze'deki konutların büyük bir kısmı, hastaneler, okullar, camiler, kiliseler ve diğer sivil altyapılar ya tamamen yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür. Birleşmiş Milletler raporlarına göre, Gazze yaşanamaz hale gelmiş, 1.9 milyondan fazla kişi zorla yerinden edilmiştir.

Gazze’deki krizin boyutu ciddi seviyelere ulaşırken sivil toplum kuruluşları Gazze'deki insani krize dikkat çekmek ve mağdurlara yardım ulaştırmak amacıyla faaliyet göstermektedirler. Palestine Action isimli grup da, özellikle İngiltere'de İsrail ile işbirliği yapan veya İsrail savunma sanayisiyle bağlantısı olan şirketlerin tesislerinde eylemler düzenlemiştir. Grup tarafından gerçekleştirilen eylemler şiddet içermeyen protesto gösterileri niteliğinde olmasına rağmen, Birleşik Krallık Avam Kamarası, grubun terör örgütleri listesine dahil edilmesini öngören bir tasarıyı 2 Temmuz 2025 tarihinde onaylamıştır.

Hukuk devletinde ifade ve toplanma özgürlüğü temel haklardandır. Palestine Action isimli grubun terör örgütü ilan edilmesi, meşru protesto hakkının kriminalize edilmesine yol açmakta ve diğer aktivist gruplar üzerinde caydırıcı bir etki yaratarak ifade ve toplanma özgürlüğüne zarar vermektedir. Nitekim hükümetin bu kararından sonra gerçekleşen destek eylemleri neticesinde 100’den fazla kişi gözaltına alınmış, 83 yaşındaki emekli papaz Sue Parfitt destek eylemlerine katıldığı gerekçesi ile 81 yaşındaki eski hakim Deborah Hinton ise "soykırıma karşıyım. Filistin Eylemi'ni destekliyorum" yazılı bir pankart taşıdığı gerekçesiyle tutuklanmıştır.

Hükümetin tutumu, Birleşik Krallık'ın insan hakları alanında taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle çelişmektedir. Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, fikir özgürlüğünün sadece hoşa giden ve yaygın kanaati destekleyen fikirler için değil, rahatsızlık veren ve yaygın kanaate uymayan fikirler için de geçerli olduğunu kayda geçirmektedir. Terörle mücadele gibi bir konuda dahi temel insan haklarından taviz verilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır.

MAZLUMDER olarak, Birleşik Krallık Hükümeti'ni ve ilgili yasama organlarını;

- Palestine Action'ın terör örgütü ilan edilmesi sürecini yeniden gözden geçirmeye

- Protesto hakkının korunması ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması adına uluslararası insan hakları standartlarına tam uyumu sağlamaya davet ediyoruz."