07 Aralık 2004
MAZLUMDER Genel Başkanı Ayhan Bilgen'in, İnsan Hakları İhlalleri Açısından Kasım 2004
Değerlendirmesi:
Kasım ayı içerisinde basına yansıyan yerinde infaz iddiaları dikkatle üzerinde durulması gereken en önemli ihlal vakalarıdır. Mardin Kızıltepe'de 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz evlerinin yakınında terörist oldukları iddiası ile infaz edilmişlerdir.
Uğur Kaymaz 'ın ayağında terlik olduğu halde vücudundan 10 kurşun çıkmış olması sadece havanın yağışlı ve karanlık olduğu gerekçesi ile izah edilemez. "Terörle mücadele" yaklaşımının ortaya çıkarttığı ağır bedelin tipik bir örneğini teşkil eden bu olay karşısında büyük medya organlarının geçte olsa duyarlılık göstermesi parlamentonun da harekete geçmesini hızlandırılmıştır.
Hakkari'de Fevci Can isimli çobanın dur ihtarına uymadığı için ateş açılarak öldürülmesi vakası ise kamuoyu da aynı ilgiyi henüz görmemiştir. Önce terörist olduğu sonrada kaçakçı olduğu iddia edilmiş ancak hala konuyla ilgili tutarlı ve ikna edici bir açıklama yapılamamıştır.
Her iki olayda güvenlik güçlerinin tutum ve davranışlarının hala bir hukuk devletine uygun standartlara kavuşmadığını açıkça göstermektedir.
Kasım ayında mayınlar dolayısı ile hayatını kaybeden ya da yaralanan asker aileleri ve bölgede yaşayan sivillerin sayısının oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Mayınların temizlenmesi ile ilgili sorumluluğun bir an önce yerine getirilmesi gerekmektedir.
İşkence iddiası ile yargıda devam eden davalardan sembolik anlam da taşıyan Birtan Altınbaş ve Süleyman Yeter davalarında gelinen nokta oldukça çarpıcıdır. Süleyman Yeter davasında 15 kişiye işkence yaptıkları iddia edilen 4 güvenlik görevlisine verilen ceza Yargıtay'da bozuldu. Yıllarca süren ve kamuoyu vicdanını rahatlatacak, adaleti tecelli ettirecek hiçbir sonuç alınamayan işkence davalarının tipik örneklerini 17 Aralık sürecine rağmen yaşamaya devam etmemiz yargıdaki durum da gözler önüne sermektedir.
Örgütlenme özgürlüğü ile ilgili üç dikkat çekici dava Kasım ayında ön plana çıkmıştır. Bunlardan ilki Eğitim-Sen'in beraat ettiği kapatma davasının Yargıtay'ca bozulmasıdır.
İzmir'de kurulan İnsan Hakları Gündemi ile ilgili kapatma talebi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerekçe gösterilerek reddedilirken Kürt-Der için Ankara Valiliği Cumhuriyet savcılığına kapatma talebi ile dava açılması için başvuruda bulundu.
Kasım ayı içerisinde ki gözaltı vakalarının çoğunu YÖK'le ilgili protesto gösterileri ve mülteciler oluşturuldu.
Basın özgürlüğü açısından Yeniden Özgür Gündem gazetelerine verilen 3 milyara yakın para cezası ve Barış FM'e yönelik baskın dikkat çekicidir.
Din özgürlüğü açısından Kasım ayı içerisinde üç önemli gelişmenin izlenmesi gerekir. Leyla Şahin davasının Büyük Dairede incelenmesine karar verilmiştir. Ankara Barosunda seçimlerde başörtülü oy kullanan avukatlarla ilgili soruşturma gerçekleştirilmiştir. YAŞ kararı ile TSK'den ihraç edilen 8 personel için yine sadece disiplinsizlik gerekçesi ileri sürülmüştür.