MISIR EL-EZHER ÜNİVERSİTESİ'NDEN ALINAN DİPLOMALARIN DENKLİĞİNİN İPTAL EDİLMESİNDEKİ HUKUKA AYKIRILIK BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME
Mısır El-Ezher Üniversitesi'nden mezun olan kişilere, YÖK Başkanlığı'nın 20.07.1993 gün ve 13116 sayılı işlemiyle, ilahiyat alanında 4 yıl süreli yükseköğrenim görmesi sebebiyle, Diploma Denklik Belgesi verilmiş, daha sonra YÖK Yürütme Kurulu'nun 16.07.1997 günlü ve 97.24.1071 sayılı kararının b fıkrası ile yurtdışı ilahiyat programlarından mezun olanların denklik belgeleri iptal edilmiş ve bu kişiler mağdur edilmiştir. Bu işleme karşı Danıştay nezdinde açılmış olan bütün davalar olumsuz sonuçlanmış ve yapılan temyiz başvuruları da reddedilmiştir. Şu an davalar Karar düzeltme aşamasında olup, kişilerin denklik belgesinin iptal edilmesinden dolayı uğramış oldukları hak kayıpları ve mağduriyetleri sürmektedir. Anılan işlem gerek usul, gerekse esas açısından açıkça hukuka aykırı bir işlemdir. Fakat, bu açık hukuka aykırılık görmezlikten gelinmektedir. Şöyle ki;
YÖK Yürütme Kurulu, iptali istenen kararıyla; yurtdışı ilahiyat programlarından mezun olanlara kararın alındığı 16.07.1997 tarihinden önce denklik belgesi verilmesine ilişkin işlemler geri almış; dolayısıyla bu kişiler yurtiçi yükseköğretim kurumlarından herhangi birinde denk yükseköğrenim görmemiş duruma düştüklerinden lise düzeyinde öğrenim görmüş sayılmışlardır. Bu bağlamda idari işlemlerin geri alınmasında uyulması gereken ilkeler önem taşımaktadır. Hukuk Devleti, İdari İstikrar, Müktesep Hak, Hukuksal Güven ilkelerini konumuz bakımından irdeleyecek olursak;
Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşik (Mısır) Arap Cumhuriyeti arasında 18.05.1966 tarihinde imzalanan Teknik ve Kültür Anlaşması 1407 sayılı kanunla onaylanmış olup, bu anlaşmaya ilişkin programın 5.maddesi şu hükmü haizdir: "Taraflardan herikisi de diploma denklik işlemleri için eğitim programlarını, enformasyonları ve belgeleri teşvik edecektir. Her iki taraf, diplomatik kanallar aracılığı ile ortak bir komisyon oluşturacaktır." Yine, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile denkliği tespit etmek ile ilgili görevler YÖK Yürütme Kuruluna devredilmiştir. Bu kanun uyarınca YÖK, yurtdışı ilahiyat programlarından mezun olanlar için günümüze kadar binlerce denklik belgesi vermiştir. Bu demektir ki; mezkur Uluslararası anlaşma gereğince, ortak diplomatik komisyon tarafından Mısır'daki ilahiyat fakültelerinden mezun olanların Türkiye'deki ilahiyat fakültelerine denk öğretim görmüş sayılmalarını temin edecek çalışmalar yapılmış, bunun sonucunda da yıllardır denklik belgeleri verilmiştir. Yıllardır sürdürülen bu uygulamanın hukuka uygun olmadığının iddia edilmesi mümkün değildir.
Hukuka uygun idari işlemlerin geri alınması, ancak kazanılmış haklara saygı göstermek, bu hakları tanımak suretiyle mümkündür. Diğer bir deyimle hukuka uygun idari işlemlerin geçmişe yürür şekilde geri alınması mümkün değildir. Uyuşmazlık konusu YÖK Yürütme Kurulu kararı ise, hukuka uygun olarak verilen denklik belgesinin geçmişe yürür şekilde geri alınması niteliğinde bulunduğundan açıkça hukuka aykırıdır. Yine hukukumuzda geçerli olan USULDE PARALELLİK ilkesi bakımından durumu değerlendirecek olursak; bir durumu değiştirmeye, ancak o durumu belirleyen merci yetkilidir. Aksi halde yetki yönünden hukuka aykırılık oluşur. Mısır'daki ilahiyat programlarının ülkemizdeki ilahiyat programlarına denkliğinin bozulduğu konusunda ortak diplomatik komisyonca karar alınmadığından, denklik belgelerinin iptali hususunda YÖK Yürütme Kurulunca tek yanlı olarak alınan karar açıkça hukuka aykırıdır.
Kural olarak idari işlem, idare tarafından geri alınabilir ancak bu geri almanın hangi koşullarda olanaklı olup, olmadığı hususu, içtihatlar, kamu yararı, geri alınan tasarruf dolayısıyla kişilerin elde etmiş oldukları hakların karşılaştırılması suretiyle anlaşılabilir. Burada yanlış bir idari işlemin geri alınmasındaki kamu yararı ile bu yanlış idari işlemin kişiler yararına yarattığı hukuki durumların korunması (İstikrar Prensibi) çatışma halindedir. Ancak bu çatışma görünüştedir, zira yanlış bir idari işlemin geri alınması kamu yararı bakımından zorunlu gibi görünmekte ise de; istikrarın korunmasında da kamu yararı vardır. Nitekim, yerleşmiş durumlar hataen doğmuş olsalar ve hak teşkil etmeseler bile, her zaman geriye yürür şekilde ortadan kaldırılabilmeleri, istikrarı ve toplumun güven hissini sarsar, kamu düzenini zedeler. Hukuka aykırı işlemin ilelebet tartışma konusu yapılması sakıncalıdır. Dolayısıyla belli bir süre geçtikten sonra bu hukuki durumların korunmasında, meşru yararları olan ilgililerin korunmasını, yani hukuki durumların dokunulmazlığını kabul etmek gerekir. Bir hukuk devletinde, devletin eylem ve işlemleri takdiri kurallara değil, hukuk kurallarına uymalıdır. Kişiler davranışlarını önceden konulmuş objektif birtakım kurallara uydurmak zorunda oldukları gibi, Devlet de böyle bir takım kurallara uymak zorundadır. Bu nedenle Doktrin, yanlış idari tasarrufu geri alma işleminin iptal davası süresi içinde veya özel bir dava süresi varsa bu sürede olanaklı olduğu, bu süreler geçtikten sonra geriye yürür şekilde idari işlemin geri alınmasının imkansız olduğu yönünde görüş birliği içindedir.
Kamu yararı ile kişisel yararı uzlaştıracak, kamu ve hukuk düzenini sarsmayacak, aksine, bunlara güven ve devamlılığı sağlayacak nitelikte en adil ve hukuki bir norm olarak iptal davası süresini, genel olarak hukuka aykırı idari işlemi geriye yürür şekilde geri almak için bir sınır olarak kabul etmek gerekir. Elbette hukuka aykırı işlemin tesisinde ilgilinin hilesi veya gerçeğe aykırı beyanı varsa bu durumları da dikkate almak ve bahsettiğimiz prensipleri bunlar yönünden geçerli kabul etmemek gerekir. Bu ilkeleri olayımıza uygulayacak olursak; Mısır El-Ezher Üniversitesi'nden mezun olan kişilere denklik belgesi verilmesi hukuka uygun bir işlemdir. Bu kişilerin denklik belgesi alması aşamasında YÖK Başkanlığı'na gerçek dışı beyanda bulunması veya hile yapması söz konusu değildir.
Anayasamızın 2.maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri sayılmış ve bunların arasında "Hukuk Devleti" niteliğine de yer verilmiştir. Bu kavram en kısa tanımı ile vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulundukları, idarenin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu sistemi anlatmaktadır. Hukuk devletinin hukuka bağlı devlet demek olduğunu söylemek eksi kalır. Hukuk devleti sadece devletin değil, herkesin hukuka bağlı olduğu devlettir. Bu da herkesin hukuk güvenliği altında olması demektir. Hukuk güvenliği herkesin hukuka saygılı olmasıyla kendiliğinden oluşur. Hukuk güvenliği, hakları ihlal edilen veya elinden alınan kimselerin, bu haklarını korumak ve tekrar elde etmek ve özellikle de haksız suçlamalardan aklanma olanağını aradıkları zaman önem kazanır.
Bütün bu açıklamalarımız ışığında; denklik belgelerinin iptal edilmesi işlemi açıkça hukuka aykırıdır. Bu açık hukuka aykırılık karşısında yargı organlarının vermiş oldukları olumsuz kararlar; kişilerin mağduriyetlerini gidermemekle, onları daha fazla mağdur ettiği kadar, kamu vicdanını zedelemekte ve insan haklarına aykırı olarak giderilmesi güç ve hatta imkansız zararlar doğurmaktadır. Bu hukuka aykırı durumun biran önce giderilerek; gerek bireysel, gerekse kamu vicdanının rahatlatılması ve toplumun hukuka olan güveninin sarsılmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.