Yargıtay kendisini kutsadı
Yargıtay'ın dün yayınladığı bildiriyi sivil alana
müdahale olarak nitelendiren sivil toplum örgütü temsilcileri,
"Yargıtay Başkanlar Kurulunun siyasi ve ideolojik taraf beyanları
'yargının bağımsızlığı' ve 'Yargının tarafsızlığı' ilkelerini ihlal
edecek niteliktedir" değerlendirmesinde bulundu.
MAZLUMDER
Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, bildiri ile ilgili olarak. "Suç
teşkil etmeyen düşünce açıklamaları, fiil ve davranışları suçmuş gibi
değerlendirerek 'düşünce ve ifade özgürlüğünü', yasama faaliyetlerini,
demokratik talepleri zan altında bırakarak, 'örgütlenme özgürlüğünü'
ihlal sonuçlarını doğurucu açıklamada bulunulmuştur" ifadelerini
kullandı.
İşte Gergerlioğlu'nun konu ile ilgili diğer tespitleri:
"YARGININ ASIL GÖREVİ BU DEĞİL"
"Yargı
ancak kanunen yetkili olduğu bir konu ve yargılamada görüş beyan
edebilir. Yargıya, özellikle siyasi konularda ve temel hak ve
özgürlükleri sınırlayıcı yönde açıklama ve etkinliklerde bulunma hakkı,
yetkisi verilmemiştir. Yargı ve özellikle millet adına konuşma hakkını
kendinde gören başkanlar kurulu, bizzat millet meclisi ve yasama
faaliyetlerine müdahale gücünü kendinde görmemelidir. Yargının
bağımsızlığı ve tarafsızlığı, kendi kişisel veya ideolojik
görüşlerinden de bağımsız olmayı gerektirmektedir. Yargı organlarının
görevi; ideolojik devleti korumak, siyasal bir görüşün tarafı olmak
değil, evrensel insan hakları standartlarında hakkı, adaleti ve insanı
korumak olmalıdır."
YARGIYA YARGITAY MÜDAHALESİ
"Cumhuriyetin
niteliği ve kazanımları arasında Laiklik ilkesi özellikle
vurgulanmakta, ancak bu soyut kavramın içeriği tartışmaya açılamaz
şekilde kapatılmaktadır. Halk adına çalışma yapan meclisin 411
milletvekiliyle çıkardığı 2 yasa maddesi uygun görülmezken, yüksek
yargının çerçevesini çizdiği Laiklik anlayışı tek geçerli ve
tartışılamaz addedilmektedir. Bizzat kurul açıklamasında yargıya
müdahaleden bahsedilirken, kapatma davası süren bir yargılama hakkında
görüş beyan edilmiş ve yine kendileri etki ve müdahalede bulunmuştur."
28 ŞUBAT, ŞEMDİNLİ, 367, KAPATMA İDDİANAMESİ HATIRLATMASI
"28
şubat sürecinde bazı yargı mensuplarının aldığı brifing ve ayakta
alkışları, o dönemin etkili yargı mensuplarının hemen akabinde
ideolojik siyasi partilerden aday olmaları, 367.madde hakkındaki karar,
HSYK'nın Savcı Sarıkaya hakkındaki kararı ve bu kararlarına karşı yargı
yolunun kapalı olması, Yargıtay Başsavcısının kapatma istemli
iddianamesinin verilmesinden önce Ergenekon soruşturmasında isimleri
geçen kişilerin bilgisayarlarında daha öncesinde kaydının olması,
TESEV'in 2007 deki yargı anketine göre hakimlerin karar alırken
devletin ideolojik yapısını her şeyin üstünde tuttuklarını belirtmeleri
yargıdaki zihniyetin durumu ve diğer hususlar ve bu son bildiri/muhtıra
içeriği Yargı'ya ve adalete olan güveni sarsıcı niteliktedir. Buna
rağmen kurulun 'tarafsızlığı tartışma konusu olamayacak' ibaresiyle
kendisini kutsaması gerçekçi değildir."
SİYASET ALANINA HUKUK DIŞI MÜDAHALE
"AB
sürecinde 'Yargı Reformu' çalışmalarının yürütüldüğü ve bu ihtiyacın
gerekliliği yönündeki çalışmalar akabinde, kurulun ağır ve suçlayıcı
bir dille konum alması uygun olmamıştır" diyen Gergerlioğlu, MAZLUMDER
olarak bildiriye bakışlarını şu ifadelerle özetledi:
-Sivil alana ve siyaset alanına hukuk dışı bir müdahaledir.
-Kurulun bir yargı muhtırası sunması doğru değildir.
-Siyasi ve ideolojik beyanlarla yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı zedelenmiştir.
-Açıklama, Anayasa mahkemesindeki yargıyı etkileme ve müdahale sonucunu doğurur.
-Düşünce ve ifade özgürlüğü ile örgütlenme özgürlüğüne müdahale niteliğinde açıklama yapılmıştır.
Engin Kaşdaş-habervaktim.com
FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı
Basında MazlumderTarih
2008-05-22
Okunma Sayısı : 1950