Konsolosluk önüne gelen 50 kişilik grubun Türk ve Doğu Türkistan bayrakları taşıdıkları gözlendi. Grup adına konuşan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Ayhan Küçük, Doğu Türkistan halkına yönelik sürdürülen asimilasyon çalışmalarının artarak devam ettiğini belirterek, "Dönem dönem soykırım halini alan uygulamalarla her yıl yüzlerce Doğu Türkistanlının yargısız infazlarla kurban edildiği, topraklarına el konulduğu, dini vecibelerinin yerine getirilmesinin engellendiği, hakaret ve işkenceye uğradıkları bilinmektedir. Ülke içinde akraba ziyaretlerine gidişte dahi izin belgesi istemek ve yurt dışını çıkış için pasaport vermemek suretiyle sosyal yaşamının ve seyahat özgürlüğünün kısıtlandığını, aykırı hareketlerde bulunanların onlarca yıl cezaevlerinde gayri insani şartlarda yaşamaya zorlandıkları, uluslararası kamuoyu tarafından kaygıyla izlenmiştir. 2008 Olimpiyatları'nın Çin'de yapılacak olması nedeniyle Çin'in insan hakları sicilinde meydana gelmesi beklenen iyileşmelerin 2007 yılındaki uygulamalarla hayal kırıklığına dönüştüğü gözlenmiştir" dedi.
Yapılan gayri insani uygulamaların sadece Uygur Türkleriyle sınırlı olmadığını söyleyen Küçük, "Başta Tibetli rahipler olmak üzere Çin yönetimi tarafından dayatılan standartlara aykırılığı tespit edilen etnik, dini ve siyasi unsurların, özgürlüklerin kısıtlandığı bilinmektedir. Çin yönetiminin gayri insani uygulamalarını protesto etmek için başlatılan yürüyüşe katıldıkları gerekçesiyle 600 Doğu Türkistanlı hanım gözaltına alınmış ve somut bir suç unsuru aranmaksızın 'ayrılıkçı gruplar' nitelemesiyle adil yargılanma haklarından mahrum bir şekilde hapsedilmişlerdir. Çin yönetimi baskıcı politikalarından ve insan haklarına aykırı uygulamalarından acilden vazgeçmelidir" diye konuştu.
Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği sözcüsü Abdullah Eraslan ise, 1970 senesinde 'kültür devrimi' adı altında Müslüman Türk halkının milli değer, örf ve adetleri için 'hurafe' denilerek tarihi kitapların yakıldığını ifade etti.
Aslan, "Camileri, medreseleri, sinema ve ahıra çevir ve birçoğunu yıkmışlardır. Buna karşın 10 bini aşkın insanı Pan-Türkçü ve Pan-İslamcı diyerek idam etmişlerdir. Kızıl Çin, bu bölgede her gün yeni katliamlar düzenlemektedir. Buna karşı çıkan halkı ise idama tabi tutmaktadır. Çin, 600 hanımı gözaltına almış, onları Müslüman ayrılıkçı grupların üyeleri diye hapiste tutmaktadır. Aldığımız bilgilere göre hapishanelerdeki hanımlar işkence görmekte ve onların ailesine de büyük baskı uygulamakta ve bu haberin dış basına yansımaması için Çin makamları o ailelerin telefonlarını kesmiş ve aileleri nezaret altında tutmaktadır" şeklinde konuştu.
Basın açıklaması yapılırken, Çin Konsolosluğu camından bakan 2 bayanın da not aldığı gözlendi. Grup, açıklamanın ardından sessiz bir şekilde dağıldı.