Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt ve İlker Başbuğ
görüşmesinin basına yansıması sonucu alınan tavırlar tartışma konusu olmaya
devam ediyor. Görüşmenin 'Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda karargâh katında
kameralar karartılarak yapıldığına' ilişkin bilgilerin basına yansımasının
ardından kartel gazetesi Hürriyet'ten Enis Berberoğlu'na, "Kesinlikle böyle bir
şey yok" diyerek açıklama yapan Paksüt'ün daha sonra görüşmeyi itiraf etmek
zorunda kalması, "Başka itiraflar da gelecek mi?" sorusunu akıllara
getirdi.
Tuğcu ve Karahanoğlu da itiraf
etsin
Tartışmaları haftalık yazısında değerlendiren MAZLUMDER
Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, benzer bir görüşmenin 2007'deki 367
kararı öncesinde yapıldığını hatırlatarak, "Anayasa Mahkemesi'nin eski Başkanı
Tülay Tuğcu ve Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu
arasında bir görüşme yapıldığı iddiaları basına yansımıştı. Bu karar öncesi bir
kuvvet komutanının Anayasa Mahkemesi Başkanı ile ne görüştüğü büyük bir merak
konusu idi. Bu iddiaları o zamanlar ikisi de yalanlamıştı. Osman Paksüt de ilk
olarak yalanladığı görüşmeyi sonradan kabullenmek zorunda kalmıştı. Yener
Karahanoğlu ve Tülay Tuğcu'nun da şöyle bir zihinlerini yoklamaları lazım. Zira
çok önemli bir görevdeki bir hukukçu çok önemli bir görüşmeyi
unutabiliyor.(!)Belki Karahanoğlu ve Tuğcu zihinlerini zorlasalar Paksüt gibi
ilkönce reddettikleri görüşmeleri hatırlayabilir" değerlendirmesinde
bulundu.
Paksüt için tek seçenek: İstifa
etmek
Gergerlioğlu, Paksüt görüşmede Kuzey Irak harekâtını
konuştuklarını belirtmesini de şu ifadelerle eleştirdi: "Bizim bildiğimiz bu tür
konular yürütme ile komutanlar arasında konuşulur. Yüksek yargı mensubu acaba
yargıyla ilgili olmayan bu konuda yaptığı bir görüşme ile yürütmenin yetkisini
üstlendiğini mi ifade etmeye çalışıyor? Bir yüksek yargı mensubunun apaçık bir
şekilde yalan söylediği bellidir. Bu durumda Osman Paksüt için tek seçenek
kalıyor. İstifa etmek... Doğru söylemediği apaçık belli olan bir yargı
görevlisine kim, nasıl itimat edecek daha?"
Bu görüşmelerin
peşine düşmek ne anlama geliyor?
"Peki, yüksek yargı mensubunun
Anayasa Mahkemesi'nin kritik kararları öncesi ve sonrası kuvvet komutanı ile
görüşmesinin peşine düşmek ne anlama geliyor? Gergerlioğlu, bu soruya da şu
karşılığı veriyor: "Bu görüşmenin peşine düşmek Susurluk'un, Şemdinli'nin peşine
düşmek demektir. 28 Şubat sonrası ülkeyi ekonomik açıdan batma noktasına
getirenlerin peşine düşmek demektir. Saçma sapan iddianamelerin siyasi olduğunu
ispatlamanın peşine düşmek demektir. Devletin derinliklerindeki katakullilerin
peşine düşmek demektir. Bu görüşmenin peşine düşmek Özden Örnek ve Şener Eruygur
gibi uzun yıllar darbe olgunlaştırmaya çalışanların peşine düşmek
demektir."
Paksüt ve Başbuğ istifa etmeli
"367
kepazeliği yaşanan bir ülkede bu tür hadiseler yaşanabilir" diyen Gergerlioğlu,
böyle absürt olayların olmasını engellemek için hukuka inanan herkesi Paksüt ve
Başbuğ'dan istifa isteminde bulunmaya çağırdı. Gergerlioğlu, "Kişiye özel
muhtıra devri başladı artık. Ama bu toplumun uyanık, namuslu, hukuka inanan ve
adil bir yönetim arzulayan her kesimden tüm fertleri bu gelişmelere karşı
nitelikli bir tavır içinde bulunacak ve bu utanç verici olaylar ancak böylece
bitecektir" tespitinde de bulundu.
Engin
Kaşdaş-habervaktim.com