TİHEK Ayrımcılıkla Mücadele İstişare Komisyonu’nun dördüncü toplantısı, 9 Haziran Cuma günü Türkiye Barolar Birliği konukevinde yapıldı. MAZLUMDER’i temsilen komisyon üyesi, Genel Başkan Yardımcımız Aziz Oğuzhan Karaman’ın katıldığı toplantı, TİHEK Başkanı Muharrem Kılıç'ın açılış konuşması ile başladı. Akabinde aşağıdaki gündemler istişare edildi:
İlk gündem maddesinde söz alan Aziz Oğuzhan Karaman “önceki toplantıda Kamuda işe girişte ayrımcılığa yol açan mülakat uygulamasının kaldırılmasının gerektiğini ifade etmiştik bugünlerde mülakat uygulaması kaldırılıyor bu olumlu bir gelişme. Bugünlerde anayasa değişikliği gündeme geliyorken önceki önerilerimizin kayıt altına alınması için tekrar edeyim, Laikliğin dini ayrımcılık gerekçesi olarak kullanılmasının önlenmesi için anayasada “laikliğin dini inançların teminatı” olduğu vurgulanmalıdır. Yine gündeme getirdiğimiz 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerini giderecek TBMM bünyesinde 28 Şubat yüzleşme komisyonu kurulmalı mağdurların başvurusu sağlanmalıdır” açıklamasını yaptı.
Toplantının Doğal Afet Döneminde Savunmasız Gruplar Kapsayıcı ve Sürdürülebilir İyileşme İçin Öngörüler/Öneriler başlıklı oturumunda tekrar söz alan Aziz Oğuzhan Karaman şu açıklamayı yaptı:
“sözlerime Peyami Safa’nın 1939 Erzincan Depreminin ardından, yazdığı “‘Zelzele geçti. Hele şu açıkta titreşen vatandaşları da bir çatı altına soksak, olur biter. Bu da geçer yahu!’ demeyelim. Geçmez bu, geçmez. Bir gün Adana’yı sel basar, başka bir gün Erzincan’ı zelzele yıkar, daha başka bir gün limansız Karadeniz kıyılarımız önünde vapurlar batar. Rüzgâra: ‘Esme!’, sulara: ‘Taşma!’, toprağa: ‘Sallanma!’ diyemeyiz. Memleket ve Anadolu davasını, eğitim veya ziraat, kültür veya ekonomi, sanat veya teknik, bütün maddi ve manevi unsurları arasındaki ilişkilerin tamamına ait prensiplerle halletmezsek rüzgâr eser, sular taşar, yer sarsılır ve bütün memleket ve bütün Anadolu, asırlardan beri olduğu gibi, yer yer yıkılır, Erzincan harabesine döner.” Cümleleriyle başlamak istiyorum.
Bugün aynı hatırlatmaları tekrar yapmamız gerekiyor. Rüzgâra; “esme!”, sulara; “taşma!”, toprağa; “sallanma!” diyemeyeceğimizi bir kez daha en acı haliyle müşahede ettik. 6 Şubat 2023 tarihinde, şehirler viraneye döndü. Şubat depremiyle deprem öncesi hazırlıklar ve yapı stokunun niteliği bakımından yetersiz ve hazırlıksız olduğumuz, deprem anı ve sonrasına ilişkin ise gerekli bilinçlendirme ve tatbikatlar yapılmadığı için baştan aşağı panik yaşadığımız, koordinasyonla görevli AFAD başta ilgili kurumların büyük çaplı bir krizi yönetme beceri ve imkânlarının zayıf olduğu anlaşılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 17. maddesi, herkesin yaşam hakkına sahip olduğunu vurgulamaktadır. Yaşam hakkı, Türkiye’nin taraf olduğu, İnsan Hakları Evrensel beyannamesi, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde de yer alan temel bir haktır. Yaşam hakkı, diğer birçok haktan farklı olarak dokunulmaz haklar arasında sayılmıştır. Devlet, sadece kasten öldürmemekle değil aynı zamanda ihmal veya ağır kusurla yaşam hakkının ihlal edilmesi riskine yönelik etkin önlemleri almak ve denetimleri yapmakla da yükümlüdür. Devletin pozitif yükümlülüğü olarak ifade edilen bu görev, insan yaşamının korunması için devletin gerekli önlemleri alması hususundaki sorumluluğunu anlatır.”
Aziz Oğuzhan Karaman açıklamasının devamında MAZLUMDER’in Şubat Depremleri sonrası 14 kişilik bir heyetle yıkımın yaşandığı 11 il ve büyük ilçeler ile Suriye tarafında sahada gözlem yaparak rapor oluşturduğunu ve raporun kamuoyuyla paylaşıldığını ifade etti. Rapordan tespit ve önerilerin bir kısmını açıklayan Karaman savunmasız gruplardan olan Suriyelilerin ve cezaevindeki mahkûmların rapora yansıyan deprem sonrası yaşadığı hak ihlallerine ilişkin bilgilendirme yaptı.
Karaman her bireyin doğal afet karşısında savunmasız durumda kalabileceğini, deprem, yağış, orman yangını vb. doğal olayların coğrafyamızın bir gerçeği olduğunu, afetler oluşmadan bilinçlendirme, afet sonrası için arama kurtarma eğitimlerinin önemine dikkat çekti. Afete karşı hazırlanan uygulama planlarında savunmasız yabancılar, çocuklar, engelliler ve yaşlılar için yapılacakların özellikle belirtilmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Toplantı, Komisyon Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç'ın istişare edilen konuları özetlemesi ve fotoğraf çekimi ardından sonra erdi.