Suriye’de İnsanlık Ölüyor!

MAZLUMDER, Genel Yönetim Kurulu toplantısını bu ay İstanbul’da gerçekleştirdi. Toplantıdan sonra MAZLUMDER GYK, 5. yılına giren Suriye direnişiyle ilgili aşağıdaki açıklamayı yapmıştır.

Fotoğraf: Muhammad Younis/Shaam News Network/Reuters

SURİYE’DE İNSANLIK ÖLÜYOR!

15 Mart 2011 yılında başlayan ve 1963’ten beri devam eden diktatörlüğe ve yaşanan zulümlere karşı başlayan direniş, geniş çaplı bir devletler terörü ile karşılanmış ve neticede ciddi katliam yaşanmıştır. 

Suriye halkına onlarca yıl uyguladığı hapis, işkence ve cinayetler üzerine kurulu dikta rejiminden sonra halkın haklı taleplerinin sokağa taşınmasına yine zorbalıkla cevap veren Beşşar Esed liderliğindeki Suriye Rejimi, Rusya ve İran gibi bölge güçlerinin de desteğiyle masum halka karşı katliamını artırarak sürdürmüştür.

Savaş tüm ülke sathında yoğunlaşmış, 250 bini bulan sivil hayatını kaybetmiş ve bunların 13 bini geçkini ise meydanlarda oyun oynaması gereken çocuklar olmuştur. Yine Suriye zindanlarında en az 60 bin insan akıl almaz Esed işkencelere maruz kalmıştır.

Suriye Rejimi ve bileşenlerinin halka yönelik bu katliamları, Suriye topraklarında yaşayan insanları, ülkenin kuzeyinden Türkiye topraklarına yahut güney kesimlerinden Ürdün ve Lübnan’a göçe zorlamış ve yeni bir insanlık dramıyla karşı karşıya bırakmıştır. Bu durum Suriye topraklarının insansızlaşması, birçok yerleşim yerinin yok olması ve 3 milyonu ülke içinde olmak üzere 6,5 milyondan fazla insanın yurtlarından edilmiş olmasına neden olmuştur.

Bağımsız insan hakları kuruluşları, farklı mezhep ve etnik gruplardan Arap, Kürt, Türkmen, Sünnî, Alevî ve Şii sivillerin bölgede silahlı mücadele yürüten farklı grupların cinayetlerine de hedef olduğunu bildirmektedir. Tüm savaşlarda olduğu gibi burada da çoğunluğu kadın ve çocuklar oluşturmaktadır. Bütün bunlar yaşanırken "uluslararası camia" maalesef üzerine düşen görevi yapmamış ve küresel ölçekte güdülen siyasi çıkar hesaplarının sonucu olarak Suriye’de atılması gereken adımları atmamıştır.

Küresel aktörler elinde katliam ve insanî trajedi yurdu hâline gelen Suriye topraklarında, ABD öncülüğünde geniş bir koalisyonla bölgede barışın sağlanmasına katkı sağlamaktan uzak ve stratejik çıkarları doğrultusunda hava saldırıları düzenlemeleri çıkar hesaplarını insanlık onurunun üstünde tutan yaklaşımın açık bir örneğidir. Coğrafyamızda işlenen kimi insanlık suçlarının stratejik pazarlık ve hesaplarla görmezden gelinirken diğerlerinin başka siyasî pazarlık ve hesaplarla bütün tablodan ayrı muamele görmesi vicdanların kabul edebileceği bir tavır değildir.

Neticede yaşanan süreç Amerika, Rusya, Fransa, Almanya, İngiltere gibi küresel ve İsrail, İran, Suudi Arabistan, Irak, Türkiye gibi bölgesel güçlerin de katkılarıyla bölgesel bir savaş haline gelmiş ve Suriye’de bulunan şii-sünni yabancı savaşçıların sayısı 30.000’i geçmiştir. Her iki tarafın aşırı uçlarının gerçekleştirdiği savaş suçları ile mezhepsel bir kan davasının ateşi daha da harlandırarak mezhep çatışmasının fitilini ateşlemişlerdir.

Taahhüt ettiği insanî ve ahlaki duruş gereği MAZLUMDER daima haklı talepleri için kıyam eden mazlum halkların yanında ve halkların haklarını gasp eden zalim diktatörlerin karşısındadır. Bu duruş zalimin ya da mazlumun, katilin ya da maktulün kimliğine veya bulunduğu coğrafyaya bakmaksızın, bu zulümleri gündemleştirmenin kimin işine yarayacağını gözetmeksizin o zulme karşı tavır almayı gerektirir. Aynı şekilde, bir yerde yaşanan zulümler hiçbir surette o zulümleri destekleyen gruplara mensup oldukları gibi gerçek veya mevhum gerekçelerle başka yerlerde masum sivillere karşı intikam taarruzlarını ve vahşi cinayetleri haklı veya mazur gösteremez.

Bu bağlamda gerek Türkiye içinde gerek uluslararası sahada siyaset, medya ve sivil toplum aktörlerini coğrafyamızın siyasî ve stratejik çıkarlar uğruna kan deryasına döndürülmesine karşı insani ve ahlâkî bir duruşa davet ediyor, devlet, millet, etnisite, mezhep veya örgüt çıkarlarının hiçbir insanî değerin üzerine çıkamayacağını hatırlatmak istiyoruz. Öte taraftan hiçbir mücadelenin masumlara verilen zarara gerekçe olamayacağını hatırlatıyor, zalim Esed rejimi ve bileşenlerine karşı mücadele veren direniş gruplarını savaş hukukuna riayete davet ediyoruz.

Katliamların, işkencelerin hiçbir azalma belirtisi göstermeden devam ettiği Suriye topraklarında savaş mağduriyetin artarak devam ettiğini ve bunun bütün insanlığın gözü önünde kan deryasın geçecek şekilde yaralar gün geçtikçe sarılamaz hale gelmektedir. Suriye halkının acilen ihtiyaç duyduğu adalet ve barışın getirilmesi için gerekli adımların atılması zorunludur. MAZLUMDER olarak çözümsüzlüğün pençesine mahkûm edilen Suriye halkının yanında olduğumuzu ifade ediyor; ulusal ve uluslararası sivil toplum inisiyatiflerini bu zulüm karşısında tek yürek olmaya davet ediyoruz.

MAZLUMDER

 

 

 

 

 

Formun Üstü

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2015-03-17
Okunma Sayısı : 1852
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4645300