Nekbe eylemleri Ankara’da başladı: Mazlumder “Bölünmüş değil, birleşik Filistin devleti” dedi !
15 Mayıs Nekbe Günü kapsamında yapılan eylemler Ankara’da Mazlumder’in Kuğulu Park’tan başlattığı yürüyüşe start aldı. Mazlumder gönüllüleri ve katılımcılar sloganlar eşliğinde geldikleri Siyonist elçilik konutunun önünde basın açıklaması okudu. Soma’da yaşananın kaza değil cinayet olduğunun belirtildiği açıklamada, ‘tek devletli çözüm’ vurgusu yapıldı.
15 Mayıs Nekbe Günü kapsamında ülke çapında yapılan eylemlerin ilki Mazlumder tarafından Ankara’da gerçekleştirildi. Saat 12:30 gibi Kuğulu Park’ta toplanan Mazlumder gönüllüleri ve katılımcılar sloganlar eşliğinde Siyonist elçilik konutu önüne kadar bir yürüyüş düzenledi. Yürüyüş esnasında “Kapitalist ve Siyonist Tahakküme Karşı Soma’da İşçilerin Filistin’de Direnişçilerin Yanındayız!” yazılı pankart açıldı.
Mazlumder gönüllüleri Siyonist büyükelçilik konutunun önünde Soma’da hayatını kaybeden maden işçileri için gıyabi cenaze namazı kıldı.
Cenaze namazının ardından Mazlumder adına basın açıklamasını Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal okudu.
Ünsal açıklamaya Soma’da yaşanan faciada hayatını kaybedenler için Allah’tan rahmet, yakınları ve tüm insanlık için de başsağlığı dileğinde bulunarak başladı. “Dünyada kömür üreten tek ülke Türkiye olmadığı gibi kömür ocaklarında oluşabilecek bu türden facialarla baş etmek için yapılması gerekenlerin neler olduğu da sır değildir” diyen Ünsal, “Gelişmiş ülkelerde yaşananlara kıyaslandığında bizdeki rakamlar, iş kazalarıyla baş etme konusunda ya insanlığın ortak birikimine uygun davranılmadığı ya da maliyet düşürme ve kar arttırma odaklı işletmecilik anlayışıyla güvenlikten fedakarlık yapıldığı sonucunu doğurmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Ünsal Filistin konusunda ise “bölünmüş değil, Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi toplulukların barış içinde beraber yaşayacağı tek bir bir Filistin Devleti” çağrısında bulundu.
Filistin halkının acımasız ve haksız bir vatansızlaştırmaya maruz kaldığını söyleyen Ünsal, bu vatansızlaştırmanın “Filistin topraklarında yüzyıllarca barış içinde yaşayabilen farklı din ve kültürden gelen insanları birbirine düşmanlaştırmak suretiyle sadece Filistin’de değil tüm Dünya’da beraber yaşama kültürünü zehirleyip berhava ettiğini” belirtti.
Ünsal açıklamada, Siyonist işgalin bugün “7 Milyonu mülteci kamplarında yaşamak zorunda bırakılmış sürgün bir halk demek” olduğunu belirtirken dünya barışının Filistin topraklarındaki Siyonist işgalin son bulmasına bağlı olduğunu ifade etti.
Ünsal açıklamada Filistin için ‘tek devletli çözüm’ün yegane çözüm olduğunu savunarak, “Barış, bölünmüş bir Filistin ile değil Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi toplulukların barış içinde beraber yaşayacağı tek bir bir Filistin ile mümkündür.” dedi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Soma Katliamında Sorumluluğu Bulunanlar Yargı Önüne Çıkarılmalıdır
Manisa'nın Soma ilçesinde özel sektöre ait bir kömür ocağında gerçekleşen patlama ve yangında şu an itibariyle 282 maden işçisi hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, kederli yakınlarına, sevenlerine ve tüm insanlığa başsağlığı diliyoruz.
Dünyada kömür üreten tek ülke Türkiye olmadığı gibi kömür ocaklarında oluşabilecek bu türden facialarla baş etmek için yapılması gerekenlerin neler olduğu da sır değildir ve insanlığın ortak bilgisindendir. Böyle olmakla beraber, maden ocaklarında ve diğer iş kollarında yaşanan iş kazalarındaki ölümlerde ülkemiz maalesef rekora gitmektedir. Gelişmiş ülkelerde yaşananlara kıyaslandığında bizdeki rakamlar, iş kazalarıyla baş etme konusunda ya insanlığın ortak birikimine uygun davranılmadığı ya da maliyet düşürme ve kar arttırma odaklı işletmecilik anlayışıyla güvenlikten fedakarlık yapıldığı sonucunu doğurmaktadır. Bu yüzden iş kazalarına iş cinayetleri demeyi hep tercih ettik. Henüz Soma’da yaşanan faciayla ilgili bir araştırma yapılması mümkün olmamakla beraber Türkiye tecrübesi açısından bakıldığında bu faciaya da iş cinayeti demekte sakınca görmüyoruz. Bu iş cinayetinde sorumlulukları ya da ihmalleri bulunan başta işletme sahipleri ve işletmeyi denetlemekle yükümlü kamu görevlileri en kısa sürede açığa çıkarılmalıdır. Soma’da yaşanan bu son iş cinayetlerinden önce teklif edildiği halde maalesef yapılmamış olan Meclis Araştırması derhal yapılarak, varsa siyasi sorumlular gün yüzüne çıkarılmalıdır.
Filistin Tüm Filistinlilerindir
İngiliz Hükumeti’nin 1917 yılında ilan ettiği Balfour Deklarasyonu ile Filistin toprakları Filistinlilerden arındırılarak Dünya’nın pek çok yerinden getirilecek olan Yahudilere tahsis edildi.
2. Dünya Savaşı’na kadar bu deklarasyon doğrultusunda dünyanın pek çok yerinden yığınlar halinde getirtilen Yahudiler, o toprakların binlerce yıllık sakinleri olan Filistinlileri, İngiliz manda idaresinin yardımı ve göz yummasıyla tehdit ederek ve öldürerek yurtlarından söküp attılar.
Yüzyıllar boyu Batı toplumları içinde gettolarda yalıtılmış hayatlar yaşayan, en küçük ekonomik veya siyasi krizde içinde yaşadıkları toplumların nefret ve şiddetine maruz kalarak ağır bedeller ödeyen, 2. Dünya Savaşı’nda ise soykırıma tabi tutulan Yahudilere, savaş sonrasında, Filistinlilerden boşaltılmış topraklarda İsrail adlı Siyonist işgal devleti kurduruldu.
Böylece Batılılar, hem tarihi olarak nefret ettikleri bir topluluktan kurtulmuş oldular, hem Savaş sırasında işledikleri soykırım nedeniyle vicdanlarını temizlediler, hem de savaş suçlarının bedelini Filistinlilere ödeterek ucuza hesap kapatmış oldular.
Batılı devletler eliyle Filistinlilere karşı uygulanan bu acımasız ve haksız vatansızlaştırma, Filistin topraklarında yüzyıllarca barış içinde yaşayabilen farklı din ve kültürden gelen insanları birbirine düşmanlaştırmak suretiyle sadece Filistin’de değil tüm Dünya’da beraber yaşama kültürünü zehirledi, berhava etti ve Dünya barışını halen tehdit etmekte olan en büyük haksızlığın tohumunu ekti.
Siyonist işgal, bugün:
- 7 Milyonu mülteci kamplarında yaşamak zorunda bırakılmış sürgün bir halk demektir,
- Milyonlarcası kendi vatanında aşağılanmış, esir edilmiş bir halk demektir,
- On binlerce ölü, yaralı ve tutsak demektir,
- Nükleer ve kimyasal silahlarla yok edilmiş bedenler ve kirletilmiş çevre demektir,
- Dünya egemenlerinin hukuk ve adalet konusundaki ikiyüzlülüğü demektir,
- Yok sayılmış, ayaklara altına alınmış uluslararası kurumlar ve kurallar demektir,
- İğfal edilmiş insani gelenek, insancıl hukuk ve uluslararası hukuk demektir,
- Örülmüş duvarlar demektir,
- Yok edilmiş beraber yaşama iradesi demektir,
- İmha edilmiş Dünya barışı demektir.
Dünya barışı, Filistin topraklarında tekrar toplumlar arasında barışın sağlanmasına yani Siyonist işgalin son bulmasına bağlıdır. Barış, bölünmüş bir Filistin ile değil Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi toplulukların barış içinde beraber yaşayacağı tek bir bir Filistin ile mümkündür.
Filistin’in özgürleşmesi için 66 yıldır fedakarca mücadele yürüten tüm Filistin direniş gruplarını selamlıyor, şehidlere rahmet, gazilere şifa, tutsaklara özgürlük, mültecileştirilmiş halkımıza özgür vatan diliyoruz.
Ahmet Faruk ÜNSAL
MAZLUMDER Genel Başkanı