Kolluğun Hukuksuz Davranışı Ve Yabancılara Yönelik Ayrımcılık Kabul Edilemez

17 Haziran 2022 Cuma günü Ankara Kızılay Sümer Sokak’ta bulunan Saab isimli lokantanın tabela açılışı sırasında yaşananlar, “Türkiye’nin bir hukuk devleti mi yoksa polis devleti mi?” olduğu sorusunu tekrar akıllara getirmiştir. Hukuk devletinde tüm kurumların uyması zorunlu hukuk kuralları olduğu gibi, kolluk güçlerinin görev ve yetkileri de hukukla düzenlenmiştir ve keyfi davranışlara yer yoktur.

Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere 2021 yılının Eylül ayından itibaren Ankara Kızılay Sümer Sokak’ta bulunan Somalililerin işletmelerine yönelik keyfi baskın ve denetimler yapılmaktadır. MAZLUMDER açıklamalarına da yansıdığı üzere, bu işletmelerin sahipleri ve müşterileri Kızılay’da istenmemektedir ve bu durum bizzat idari makamlarca ifade edilmektedir. Yıldırma politikası olarak sık sık kontroller yapılmakta ve müşteriler kimlik sorgulamasından geçirilmektedir.

Bu işletmelerden biri olan Saab Lokantası, herhangi bir mahkeme kararı veya idarece alınmış bir karar olmaksızın 7 Mayıs tarihinde kapatılmıştır. Bu hukuksuz kapatma girişiminin ardından MAZLUMDER’in de aralarında bulunduğu insan hakları aktivistleri, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler dayanışma amacıyla işletmeye ziyarette bulunmuşlar, destekle birlikte 17 Haziran 2022 saat 18:00’de işletmenin tabela açılışının yapılacağı duyurulmuştur. Açılışın yapılacağı saatlerde işletmeye gelen kolluk kuvvetlerinin engel olmaya kalkması üzerine açılışta bulunan Milletvekili Mustafa YENEROĞLU tepki göstermiş, bunun üzerine kolluk güçleri amiri basına yansıdığı üzere nezaketten uzak bir dil ve davranış ile seçilmiş vekile hakaret etmiş, tabelanın beyaza boyanması emrini vermiştir.

Olaylar üzerine Göç İdaresi Başkanlığı 18 Haziran tarihinde yaptığı açıklamada TSE standartlarına atıf yaparak işlemin “hukuki” olduğunu savunmuş, Emniyet Genel Müdürlüğü ise 19 Haziran tarihli açıklamasında eylemi bir provokasyon olarak niteleyerek kameralar önünde yaşanan olay nedeniyle memuruna sahip çıkmıştır.

Açıkça suç teşkil eden fiil ve davranışlar sergileyen kolluk amiri hakkında idari ve cezai soruşturma başlatılması gerekirken eylemin sahiplenilmesi, ancak “polis devletinde” görülebilecek düzeyde bir açıklama olup hukuk devleti yönünden endişe vericidir; kabul edilemez.

Ayrıca yapılan açıklamalar, cevaplanması gereken yeni sorular ortaya çıkarmaktadır.

Tabela standartlarını denetlemek kolluk güçlerinin veya Göç İdaresi çalışanlarının mı yoksa belediyelerin mi görevidir? Amaç tabela denetimiyse tabela yaklaşık 10 gündür asılı olmasına rağmen denetim neden tam da tabela açılışının yapıldığı gün ve saate denk getirilmiştir? Tabela denetimi için birkaç görevli yeterli değil midir? Neden açılışa katılanların sayısından fazla onlarca kolluk görevlisiyle tabela denetimi yapılmıştır?

TSE’nin tabela standardı, tabelada hem Türkçe hem de yabancı dilde ifadeler olması halinde aranan standardı anlatmaktadır ancak işletmenin kendi ismi olarak yabancı kelime kullanılan tabelalarda standardın nasıl olacağına ilişkin düzenleme yoktur. Tabela standardı tüm yabancı işletmeler ve yabancı kelime bulunduran tabelalar için uygulanmamaktadır. Tabelası neredeyse tamamen yabancı kelimeden oluşan pek çok ünlü / global işletme için ayrı (ve ayrımcı) başka bir mevzuat var mıdır? “Somali Sofrası” ifadesi Türkçe değil midir? Bu ifadede tabela değişikliği gerektiren bir şey mevcut mudur?

Tabela standartlara uygun değilse, yapılması gereken; uyarmak, yazı ile bildirmek ve düzeltilmesi için süre vermektir. Kolluğun fiili olarak tabelayı boyamak gibi bir yetkisi ve bu yönde bir mevzuat yoktur.

Ayrıca denetim için gelen polis ve amirler, açılışa katılanlara ve yasalarla dokunulmazlığı bulunan bir milletvekiline hakaret etme hakkını nereden almakta ve bu cesareti nasıl bulmaktadır? Bir milletvekili ile kameralar önünde bu üslupta konuşma cesaretini gösteren bir kolluk görevlisinin, yasalarla korunmayan herhangi bir vatandaşa daha kötüsünü yapmayacağının ve hukuk içinde kalarak görevini layıkı ile yapabileceğinin bir garantisi var mıdır? Emniyet Genel Müdürlüğü açıklamasında “ülkemizde ten renginden ve uyruğundan dolayı kimseye farklı bir uygulama yapılmadığını” ifade etmiştir. Eylül 2021 tarihinden beri Kızılay bölgesinde Somalililere ve işletmelerine karşı ayrımcı muamele yapan, açıkça; “sizleri Kızılay’da istemiyoruz” diyen yetkililere ve görevlilere bir işlem yapılmış mıdır?

MAZLUMDER olarak;

     - Devletin tüm kurumlarını apaçık insan hakkı ihlali olan bu uygulamalardan vazgeçmeye,

     - Emniyet teşkilatını ise “garabet” açıklamalarla savunmaya çalışarak hukuksuzluğun tarafı olmak yerine hukukun gereğini yapmaya davet ediyoruz.

 

 

İLGİLİ LİNKLER:

 

     - SOMALİLİLERE IRKÇI SALDIRI İDDİASININ ÖN İNCELEMESİ VE GÖZLEM RAPORU

     - “KIZILAY BÖLGESİNDE SOMALİLİLERE KARŞI AYRIMCILIK KABUL EDİLEMEZ” BASIN AÇIKLAMASI

 

 

 

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2022-06-20
Okunma Sayısı : 828
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4822093