Muhalif silahlı gruplar arasında sürekli el değiştiren ve farklı hakimiyet alanlarına bölünmüş Suriye topraklarının kuzey kesiminde bir müddettir fiili hakimiyetini sürdüren ve yönetim için çeşitli idari mekanizmaları da tesis etmiş bulunan Demokratik Birlik Partisi’nin (Partiya Yekîtiya Demokrat, PYD) politikaları tabii olarak gözlemci kurum ve kuruluşlar tarafından takip edilmektedir. Aralarında İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) gibi önde gelen insan hakları kuruluşlarının da bulunduğu birçok kurum ve kuruluş ile basın örgütleri; uluslararası kamuoyunu, PYD yönetimi altındaki bölgelerde yaşanan hak ihlalleri konusunda bilgilendirmektedir.
Bölgeden gelen muhtelif kaynaklardan alınan bilgilerin de işbu kuruluşların değerlendirmelerinde yer alan vahim tabloyla uyuştuğu gözlenmektedir. Görünen tablo, MAZLUMDER’in 18 Eylül 2015 tarihli açıklamasında da belirttiği üzere bölgede temel insan haklarının yoğun olarak ihlal edildiği şeklindedir.
Siyasal muhalefeti güç kullanarak bastırma, adil yargılama ilkelerinin ihlal edilmesi, keyfi uygulamalarla mağduriyetlere sebebiyet verilmesi, haksız gözaltı, gözaltında kaybolma, işkenceyle verilen ifadelerle yargılanma, yerinden edilme ve sonu belirsiz tutuklamalar, reşit olmayan bireyleri silah altına alma gibi iddialar PYD'nin hakim olduğu bölgelerde yaygın olarak dillendirilen hak ihlalleri haline gelmiştir.
Ayrıca, yine PYD’nin kontrolü altında bulunan bazı bölgelerde, halka ait topraklara ve evlere el konulduğu ve bölge halkının göçe zorlandığı uzun zamandır ifade edilmektedir. Herhangi bir insanın yerinden yurdundan edilmesi veya malının gasp edilmesi kabul edilemez.
Ulus devletlerin uyguladığı nüfuz politikalarının bedelini ortadoğu halkları hala ödemeye devam ederken, fiili bir güç elde eden bir yapının aynı politikalara tevessül etmesini kabul etmek mümkün değildir. PYD Yönetiminin, öne süreceği hiçbir siyasi gerekçenin mustazaf Suriye halkına reva görüldüğü belirtilen zulmü meşrulaştırmayacağı bilinmelidir.
Bölgedeki uygulamaları bağımsız bir göz olarak izlemeye ve neticelerini kamuoyuna sunmaya gayret eden Uluslararası Af Örgütü’nün çalışmasına karşı PYD yönetimi; düşmanca bir tavır sergileyerek yukarıda belirtilen hususlara ek olarak dikkatleri tekrar üzerine çekmiştir. PYD'nin medyaya yansıyan açıklamasında; Uluslararası Af Örgütüne ait rapordaki iddialara olan tepkisini “iftira” ve benzeri sert ifadeler kullanarak gösterdiği, bu da yetmezmiş gibi bu raporu hazırlayanların “cezalandırılması” gerektiğini ifade ederek raporu hazırlayanlara adeta gözdağı verdiği görülmüştür.
Adil şahitliğin ifadesini en temel vazife ve sözün özgürlüğünü temel bir değer olarak addeden MAZLUMDER, Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna karşı PYD Yönetimi tarafından alınan bu vahim tavrı en sert şekilde kınamaktadır. Her politik otoritenin insan haklarına ve insancıl hukuk ilkelerine riayet etmesi gerektiğini kabul eden bir yapıya; uygulamalarındaki yanlışlıklar ifade edildiğinde üzerine düşen; saldırgan bir tavır takınmak değil, eleştirileri değerlendirerek hataları düzeltmek ve yanlışlarının hesabını vermek olmalıdır. PYD elindeki gücü ve imkanları; bağımsız gözlem kuruluşlarına gözdağı vermeye değil, aleyhteki iddialara cevap vermeye, haksız uygulamalarına son vermeye ve kendisini tamamen denetime açmaya yönlendirmelidir.
MAZLUMDER olarak;
-İnsan hakları alanında yapılan her türlü çalışmayı takdir ediyor ve bu çalışmalara yöneltilen tehditleri en güçlü şekilde kınıyoruz.
-Küresel güç savaşları sonucu can ve mal emniyetinden mahrum kalan Suriye halkına yönelik şiddet içeren her türlü siyasi hesabı lanetliyor zulüm kimden gelirse gelsin mazlum Suriye halkının daima yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz.
MAZLUMDER DIŞ İLİŞKİLER KOMİTESİ