BARTIN İMAM HATİP LİSESİ HAKKINDA-2001

BARTIN İMAM HATİP LİSESİ HAKKINDA

-RAPOR-

İmam-Hatiplerin Genel Durumu:

2000-2001 eğitim yılının başlaması ile birlikte bir çok İHL'de başörtüsü yasağı ile ilgili sorunlar başladı. Daha önce ki yıllarda da Bursa Nilüfer İHL'de vali Orhan Taşanlar'ın uygulamaları nedeniyle sorunlar yaşanmış, öğrenciler uzunca bir okullarına devam edememişlerdi. Bu öğretim yılının başında da özellikle İstanbul'daki bazı İHL'lerde kız öğrencilerin okullara başörtülü olmaları sebebiyle okula alınmaması sözkonusu oldu. Bazı okullarda derslere girmiş olmalarına rağmen başörtülü öğrencilerin yok yazılması veya öğretmenlerin başörtülü öğrencileri sınıftan çıkarması/sınıfa almaması sorunları da yaşandı.

Orta Öğretim Kurumlarında Başörtülü Olarak Eğitim Almanın Mevzuattaki Yeri:

23.1.1995 tarihli 22188 sayılı "MEB Orta Öğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği"nin 17.maddesi disiplin cezası gerektiren davranışları saymıştır. 17.maddenin a) fıkrası "uyarma-mahrumiyet-kınama cezalarını gerektiren davranışlar"ı saymış, 5.bendinde "kılık-kıyafet yönetmeliğine uymamak" belirtilmiştir. Yani mevzuata göre orta öğretim kurumlarında okuyan öğrencilere kılık-kıyafet (başörtüsü) sebebiyle verilecek ceza ancak uyarı, kınama ya da mahrumiyet cezası olabilir. Davranışın aynı dönem veya aynı öğretim yılı içerisinde tekrarlanması halinde bir derece ağır ceza uygulanacağı hüküm altına alınmıştır (madde 58)

Yürürlükteki 22.7.1981 tarihli 8/3349 sayılı "MEB ile Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik" ilkokul, lise ve dengi okullarda kız öğrencilerin başı açık olması hüküm altına alınmış, 12/c-3 maddesinde de "İmam-Hatip Liselerinde kız öğrenciler yalnız Kur'anı kerim ders saatlerinde başlarını örtebilir" denilmiştir.

İmam-Hatiplerin orta kısımlarında okuyan öğrenciler sekiz yıllık ilköğretim kapsamında olmalarına rağmen orta öğretim öğrencisi imiş gibi disiplin cezaları verilmesi uygulamaları olmuştur.

Kaldı ki İHL'lerde okuyan kız öğrenciler yıllardır başları örtülü olarak okumaktadırlar. Üstelik her yıl İHL'lerde kız öğrencilerin nasıl bir başörtüsünü giyebilecekleri (forma niteliğinde olması için) ve nereden temin edebilecekleri okul binaları içinde görevliler tarafından ilan edilmekteydi.

Yürürlükte olan kılık kıyafet yönetmeliği 1981 yılında (ihtilal döneminde) hazırlanmış; öğretmenler ve ilkokul, lise ile yüksek öğretim kurumlarındaki öğretmen, memur ve öğrencilerin kılık ve kıyafetlerinin nasıl olacağı ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.

1995 tarihli disiplin yönetmeliği içindeki çelişkiler ve temel haklara getirdiği sınırlamalardan, 1981 tarihli kılık kıyafet yönetmeliği de yine temel hakları çiğnediğinden Anayasa ve AİHS'ye aykırıdır. Zaten her iki yönetmelik de çok ayrıntılı ve pratikte uygulanması imkansız olduğundan idareciler tarafından pek fazla uygulanmıyor. Sadece başörtüsü için yasal kılıf olarak kullanılıyor. Öğretmen ve öğrencilere (üniversite öğrencileri dahil) getirilen, çok ayrıntılı düzenlemeler içeren yönetmeliğin uygulanması insanların gündelik yaşamlarına, hayatın gerçeklerine aykırıdır. Bunun en büyük kanıtı da başörtüsü dışında bu yönetmeliğin pek fazla uygulanmamasıdır. Uygulanmaya kalkışıldığında ise bu kuralların çağdışı olduğu konusunda hemen herkes hemfikir olacaktır.

Her iki yönetmelikte de orta öğretim okullarında öğrencilerin başları kapalı olarak eğitimine devam etmelerine engel değildir. Bu iki düzenleyici işleme dayanarak öğrencilerin okuldan uzaklaştırılması mümkün değildir. Orta öğretim kurumlarında başörtüsü sebebiyle verilebilecek ceza uyarı veya kınama olabilir. Kaldı ki her iki yönetmelik Anayasa'nın 10 (kanun önünde eşitliği), 24 (din ve vicdan özgürlüğü) ve 42. Maddesi (eğitim ve öğrenim hakkı) ile AİHS'nin 9. Maddesine (düşünce din ve vicdan özgürlüğü) ve Türkiye'nin onayladığı daha bir çok uluslar arası sözleşmelerdeki taahhütlere aykırıdır. Bu iki yönetmelik dışında ilk ve orta öğretimde kılık-kıyafeti düzenleyen bir yasal düzenleme mevcut değildir. Öğrencilerin eğitim hakkının engellenmesi eylemi nedeniyle kamu görevlileri Türk Ceza Kanunu'nun 188/6 (öğrenim özgürlüğünü engelleme) ve 228/1 (memuriyet vazifesini suistimal) maddelerindeki suçu işlemektedirler.

Bartın İHL'de Yaşananlar :

Bartın İmam-Hatip Lisesinde başörtülü öğrencilere yönelik baskı ve zor uygulamaları bu öğretim yılının (2000-2001) başından beri sürmektedir. Başörtülü kız öğrencilerin başlarını açmaları için öğretmen ve idareciler (özellikle okul müdürü) her türlü baskıyı uygulamışlardır. Bu uygulamalardan bazıları şunlardır:

a- Bu öğretim yılının başlaması ile birlikte öğrencilerin başlarını açmaları için çeşitli baskılar yapılmaya başlanmış, öğrencilerin başlarını açmamakta ısrar etmeleri nedeniyle okul idaresi öğrencilere sözlü korkutma, yıldırma, küfür ve hakaretlerle öğrencilerin başlarını açtırmaya çalışmıştır.

b- Bartın İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden 90 civarındaki başörtülü öğrenci hakkında "Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Orta Öğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliği" hükümleri uyarınca önce uyarı sonra kınama disiplin cezaları ile bilahare "iki (2) gün okuldan uzaklaştırma cezası" verilmiştir.

c- Öğrencilerin idarenin uygulamalarına karşı tepki göstermesi üzerine bir gece yarısı yaklaşık 10 öğrenci ile bir öğretmen Bartın Terörle Mücadele birimine bağlı polislerce gözaltına alınmışlardır. Gözaltına alınan öğrencilerin hemen hepsi onsekiz (18) yaşın altındaydılar. Olayın Mazlumder İstanbul Şubesinden Av. Gülden Sönmez'e intikalinden sonra Bartın TEM ile yapılan telefon görüşmesi neticesi serbest bırakılmışlardır.

d- Öğrenciler hakkında yürütülen disiplin soruşturması yönetmelikte belirtilen usullere uygun olarak yürütülmemiştir. Çağrı duyurusunda bulunma, tanık dinletme ve sair bir çok prosedür usulüne uygun olarak yerine getirilmemiştir.

e- Öğrencilerin çoğunun başlarını açmaması ve başörtüsü takmakta ısrar etmeleri üzerine Okul İdaresi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ortak çalışması ile Bartın İmam-Hatip Lisesinde okuyan ve başlarını açmamakta ısrar eden öğrencilerin listesi ile velilerinin hangi kurumda ve hangi görevi yaptıklarını belirten, soruşturma açılarak gereğinin yapılmasını arzeden resmi bir ihbar mektubu Milli Eğitim Müdürünün imzasıyla valiliğe gönderilir. İhbar mektubu basına da yansımıştır.

f- Daha sonra okul disiplin kurulu aynı öğrencilere bu seferde dört (4) günlük okuldan uzaklaştırma cezası verir fakat okul müdürü Şerafettin SAĞIM bu cezayı onaylamamış ve cezayı yetersiz bulduğunu ifade ederek öğrencilerin okuldan uzaklaştırılması kararı verilmesini talep etmiştir. Bu talebi ağır bulan okul disiplin kurulu müdürün talebi doğrultusunda karar vermemesi üzerine müdürü Milli Eğitim Müdürlüğüyle irtibata geçmiş ve normalde okul disiplin kurulu kararları için itiraz mercii olan ilçe disiplin kurulunun -yönetmelikte okul disiplin kurulunun toplanamaması halinde disiplin mercii olan ilçe disiplin kurulu gösterilmiştir- toplanmasını sağlayarak öğrenciler hakkında soruşturmayı yaptırmıştır. İlçe Disiplin Kurulu öğrencileri kılık kıyafet yönetmeliğine uymamaktan dolayı savunmalarını istedikten sonra başka bir suç yüklenerek "irticanın simgesi türban"lı oldukları iddiasıyla altmışdört (64) öğrencinin okuldan tasdikname ile uzaklaştırılmasına karar vermiştir.

g- Mazlum-Der Sakarya şubesinin bu konu ile ilgili edindiği bilgiler şöyledir: "Bu öğrencilerle ilgili olarak başlarını açmamakta direndikleri gerekçesiyle okul yönetimi tarafından yeniden disiplin kuruluna sevk edilerek disiplin kurulu tarafından 4 gün süreli uzaklaştırma cezası verilmiştir. Ancak okul disiplin kurulunu toplantı halinde olduğu sırada Bartın Emniyet Müdürlüğü'nde görevli sivil polisler Disiplin Kurulu Başkanını dışarı çağırarak ne karar alındığını sormuşlar ve kendilerince olumsuz bir karar verilmesi halinde Disiplin Kurulu üyeleri için iyi olmayacağını beyan etmişlerdir. Verilen Disiplin Kurulu Kararı bu şartlar altında gerçekleşmiştir. Disiplin Kurulu kararının okul müdürüne intikal ettirilmesini takiben okul müdürü kendisinin bu kararı kabul etmeyeceğini ve Disiplin Kurulu'nun yeniden toplanarak başörtülü bütün öğrencilerin okuldan tasdikname ile uzaklaştırma cezası verilmesini istemiştir. Okul Disiplin Kurulu üyeleri bu baskı karşısında çeşitli mazeretler öne sürerek Disiplin Kurulu'nun yeniden toplanmasına engel olmuşlardır. Bu gelişme üzerine okul müdürlüğü disiplin dosyasını Merkez İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne göndererek İlçe Disiplin Kurulu'nca karar verilmesini talep etmiştir."

h- Veliler müdürün "hasmane" tutumuna karşı yaptıkları giriştikleri diyalog girişimler olumsuz sonuçlanmıştır. Öğrenciler ve velileri okul idaresinin uygulamaları nedeniyle Cumhuriyet savcılığına şikayette bulunmuşlardır. Fakat savcılık şikayet dilekçelerini kabul etmeyerek Valiliğe başvuruda bulunmaları gerektiğini söylemiştir. Valiliğe başvuran öğrenciler Milli Eğitim Müdürlüğüne ya da savcılığa başvurmaları istenmiştir. Öğrenciler ve velileri okul idaresinin uygulamalarını şikayet edebilecekleri, dilekçe verebilecekleri bir merci bulamamışlardır. Veliler bunun karşısında Valiliğin, Okul idaresinin, Milli Eğitim Müdürlüğü ve hatta bazı yargı mensuplarının okuldaki gelişmeler karşısında birlikte hareket ettiklerine yorumlamışlardır.

i- Öğrenci velilerine kararın özeti tebliğ edilmiştir. Asıl gerekçeli karar verilmemiştir. Özet kararda da öğrencilerin irticanın simgesi haline gelen türbanla okula devam etmeleri nedeniyle okuldan uzaklaştırılmasına karar verildiği belirtilir. 22188 sayılı disiplin yönetmeliğinde kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davranması durumunda uyarı cezasının verileceği belirtilmiştir. 1981 tarihli 3349 sayılı yönetmelikte de İmam-Hatip okullarında kız öğrencilerin türbanlı olmasına cevaz veren hüküm olmasına rağmen, yasa ve yönetmeliklere tamamen aykırı ve keyfi bir uygulama ile öğrencilerin başlarını örtmeleri okuldan atılmayı gerektiren davranış olarak değerlendirilmiştir. İlçe disiplin kurulu tüm bu şartlara rağmen uyarı cezasıyla yetinmediği için savunma alınmasına neden olan, isnad edilen suçu değiştirerek irtica suçlaması ile yönetmeliğin 57. Maddesine dayanarak (yönetmelikte yer almayan davranışlar için kurulun uygun gördüğü cezayı vermek için takdir yetkisi) öğrencilerin okuldan tasdikname ile uzaklaştırılmasına karar vermiştir (hem davranış hem de davranış için verilecek cezayı takdir yetkisi).

j- Okulda çıkan yangın üzerine yurtta kalan dört öğrenci gözaltına alınmış ve daha sonra tutuklanmıştır. Bunlardan ikisi (18) yaşından küçüktür. Gece yoklamasında ve Güvenlik güçlerinin yangın sonrasında yurda gelmeleri sırasında (03:00 sularında) öğrenciler hazır bulunmuşlarına rağmen polisler sabaha doğru saat 6:00'da ikinci defa gelerek bu dört öğrenciyi gözaltına almış ve daha sonra da tutuklanmalarına karar verilerek cezaevine konulmuşlardır. Gözaltına alınan öğrencilere küfür ve hakaretlerde bulunulmasının yanında kaba dayak atıldığı da gelen bilgiler arasındadır.

k- Gözaltına alındıktan sonra avukatları tarafından 19.04.2001 tarihinde verilen tutuklamaya itiraz dilekçesini hakim 24.04.2001 tarihinde inceleyeceğini söylemiştir. Aciliyeti sözkonusu olan dilekçe beş (5) gün sonrasına ertelenmiştir. Beş gün sonra incelenen dilekçe de reddedilmiş olup öğrencilerin tutukluluk halleri halen sürmektedir.

Sonuç olarak öğrencilerin başlarını örtmesi nedeniyle eğitimlerinin engellenmesi ve cezalandırılmaları, hukuka aykırı ve mevcut yasal düzenlemeleri açıkça çiğneyen, idarecilerin keyfi tutumlarından kaynaklanmaktadır. Yapılan uygulamalar Anayasa ve Türkiye'nin onayladığı uluslar arası sözleşmelerce teminat altına alınmış olan temel haklarının, eğitim ve öğrenim hakkı / özgürlüğü; din, inanç ve düşünce özgürlüğünü zedelemektedir. Özellikle de hukuk mevzuatımızın bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ek 1.protokolün 2. Maddesindeki "Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz" ile "Devlet, eğitim ve öğretim ile ilgili üzerine aldığı görevleri yerine getirirken, anne ve babaların çocuklarına, kendi dini ve felsefi inançlarına uygun olan bir eğitim ve öğretimin verilmesini isteme haklarına saygı gösterir" ilkelerini çiğnemekte, TCK'ye göre de idarecilerin bu eylemleri suç teşkil etmektedir.

Av. Halim Yılmaz

YAYIN BİLGİLERİKategori Adı Yurt İçi RaporlarTarih 2001-07-04
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4643506