2002 ŞUBAT İhlal Raporu

YAŞAMA HAKKI

FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER/ŞÜPHELİ ÖLÜMLER

1 Şubat'ta İstanbul Büyükçekmece'de Ukrayna uyruklu bir kadın, hizmetçi olarak çalıştığı villada ölü bulundu. Sinanoba Konutları Villa H-131'de hizmetçi olarak çalışan Maria Zubkova, bina kapısı önünde villa sahibinin eşi tarafından öldürülmüş olarak bulundu. villaya gelen polisler, ceset üzerinde yaptıkları incelemede, Zubkova'nın hırsızlık amacıyla villaya giren ve kimlikleri henüz belirlenemeyen kişi ve kişiler tarafından başına sıkılan bir kurşunla öldürüldüğü tespit etti.

2 Şubat'ta Samsun'un Çarşamba ilçesinde "155 Polis İmdat"ı arayan kimliği belirsiz kişiler, ilçenin Üçköprü yöresinde bir aracın kaza yaptığı ihbarında bulundu. Olay yerine giden emniyet güçleri, 55 FD 799 plakalı kaza yapmış aracın arka koltuğunda Arif Keleş (37) adlı kişiyi tabancayla öldürülmüş halde buldu.

3 Şubat'ta Diyarbakır'da meydana gelen silahlı saldırıda 1 kişi öldü. Bağlar Beldesi Emek Caddesi Çolak sokakta yolda yürüyen Mesut Gözen (23), henüz kimlikleri belirlenemeyen 2 kişinin silahlı saldırısına uğradı. Ağır yaralanan Gözen, kaldırıldığı Diyarbakır Devlet Hastanesi'nde yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

18 Şubat'ta Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde şüpheli bir kadın cesedi bulundu. Aşçıoğlu Mahallesi Durmaz Çeltik Fabrikası arkasında, Müzeyyen Erdim'in (43) cesedi bulundu.

14 Şubat'tan beri kendisinden haber alınamayan Umar Prodüksiyon Şirketi'nin sahibi Ömer Umar'ın cesedinin Aksaray'da polis tarafından bulunduğu bildirildi. Umar'ın cesedi 20 Şubat günü yeğeni tarafından teşhis edildi.

22 Şubat'ta İzmir'in Kadifekale semtinde bir kişi ölü olarak bulundu. 1008 sokakta kanlar içinde bir kişinin bulunduğu ihbarı üzerine olay yerine giden polis, İsmet Alkış'ın (54) cesediyle karşılaştı. Pantolonu olmayan Alkış'ın başına sert bir cisimle vurularak öldürüldüğü belirlenirken; cesedin iki sokak ileride park etmiş 35 R 3318 plakalı kamyonetten yaklaşık 100 metre sürüklenerek merdiven aralığına getirildiği, kan izlerinden tespit edildi.

İstanbul Avcılar'da bir kişi bıçaklanarak öldürüldü. Denizköşkler Mahallesi Gümüşpala Caddesindeki evine gitmekte olan Zeki Kahveci (30) cadde ortasında kimliği belirlenemeyen kişilerin bıçaklı saldırısına uğradı.

Karşıyaka Mezarlığı yanındaki dere kenarında bir erkek cesedi bulundu. Cesedi bulunan kişinin 4-5 gün önce öldüğü tahmin edilirken, cesette herhangi bir darp izine rastlanmadığı belirtildi. Üzerinde kimliği bulunmayan ve 40-45 yaşlarında olduğu sanılan erkeğin cesedi, incelenmek üzere adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

YERİNDE İNFAZ ve İŞKENCE İLE ÖLÜM

ÇATIŞMALARDA ÖLEN VE YARALANANLAR:

ÖLENLER:

YARALANANLAR:

SİVİLLERE YÖNELİK EYLEMLER :

Erzurum'da bir ev, molotofkokteyli atılarak kundaklanmak istendi.

AZINLIK:

Bakanlar Kurulu'nun imzasına sunulan yeni Vakıflar Kanun Tasarısı ile 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'nın azınlıklarla ilgili hükmü ilk kez delindi. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı yasa tasarısında Süryaniler Türkiye'de yaşayan "azınlık"lar arasında gösterildi. 79 yıldır yürürlükte olan Lozan Antlaşması'na göre Türkiye'deki azınlıklar Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler olarak tanımlanıyordu. Vakıflar Genel Müdürü Nurettin Yardımcı'nın başkanlığındaki Vakıflar Meclisi'nin hazırladığı tasarının gerekçesinde, aralarında ırk, dil ve din birliği olup beraberce yaşama arzusuna sahip ve milletin çoğunluğu içinde yaşayan toplulukların cemaat olarak tanımladığı belirterek, "Ülkenizde bu tanıma uygun 4 grup gayri müslim vardır ki, bunlar; Rum, Ermeni, Musevi ve Süryani topluluğudur"denildi.

BOMBA VE MAYIN PATLAMASI

Hakkari'nin Çukurca ilçesinde buldukları bomba ellerinde patlayan çocuklardan Ayhan Keskin hayatını kaybetti. Keskin'in Van Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetmesiyle ölü sayısı 2'ye yükseldi. İmdat Şen'in tedavisi de devam etti. 17 Şubat'ta meydana gelen olayda, Çukurca Kapalı Cezaevi arkasındaki boş alanda oynayan çocuklar, yerde buldukları el bombasıyla oynarken şiddetli bir patlama oldu. Patlamanın etkisiyle Cüneyt Keskin olay yerinde hayatını kaybetti, Ayhan Keskin ile İmdat Şen de yaralandı.

KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜ

KAÇIRMA/KAYIP

CİNSEL TACİZ/TECAVÜZ

Sivas İl Jandarma Komutanlığı emrinde görevli iken bir kıza tecavüz ettiği iddiasıyla tutuksuz yargılanan Astsubay Sezgin Civelek, 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Astsubay Civelek hazır bulunurken, mağdur Şehriban Şahin katılmadı. Duruşmada suçsuz olduğunu savunan Sezgin Civelek, "İftiraya kurban gittim. Uzun zamandır işimden de ayrıyım ve çok mağdur oldum. Beraatımı istiyorum" dedi. Mahkeme eski Astsubay Sezgin Civelek'i TCK'nın 417/1 ve 418/2 maddeleri gereği 8 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılması kararını açıkladıktan sonra, tutuksuz yargılanan Civelek'i tutuklayarak cezaevine gönderdi. Cumhuriyet Savcısı Abdulaziz Taylanhan'ın hazırlayıp Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu iddianamede, Sezgin Civelek'in, Karaçayır Jandarma Bölük Komutanlığı yaptığı 13 Ekim 2000 tarihinde, Şehriban Şahin'in evine gittiği, Şahin'e uyuşturucu madde koklatarak tecavüz ettiğini ileri sürüldü.

Bir Türk'le evli olan Rus uyruklu Trabzon'da bir film şirketinde çalıştığı ve iş görüşmesi için İstanbul'a gittiği belirlenen N.Ö. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak "İki polis beni zorla ekip otolarına bindirerek tecavüz ettiler" dedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, şikayet üzerine Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Nihat Yıldız ile adı gizli tutulan diğer polisi açığa aldı. İstanbul Adliyesi'nde Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Bilge Uygun tarafından yaklaşık 2.5 sakat ifadeleri alınan polisler tutuklanma istemiyle Nöbetçi Mahkemeye sevkedildiler. Mahkeme polislerden Nihat Yıldız'ı tutuklarken ismi açıklanmayan polis ise serbest bırakıldı.

İŞKENCE/İŞKENCE İDDİASI ve KÖTÜ MUAMELE

Hizbullah'ın tetikçisi olduğu iddiasıyla hakkında dava açılan Şahin Çeribaşı'nın yargılanmasına Diyarbakır DGM'de devam edildi. Diyarbakır 1 No'lu DGM'de görülen duruşmada, tutuklu sanık Şahin Çeribaşı, suçlamaları kabul etmeyerek, polisteki ifadesinin baskı altında alındığını söyledi. Mahkeme heyeti, verdiği kısa aranın ardından sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, 2001 yılında AİHM'de gözaltında işkence nedeniyle Türkiye aleyhine 159 dava açıldığını belirterek "İşkence iddiaları devam ediyor. Bunları düzeltmek durumundayız" dedi. AİHM'in Türk yargıcı Rıza Türkmen, Türkiye'nin son 2 yıldır en çok dava gelen ülke durumunda olmadığını, ancak toplam bekleyen dava sayısı bakımından ilk sıralarda olduğunu bildirdi.

Diyarbakır Atatürk Lisesi'nde "Kürtçe eğitim istemli" küçük bildirilerin dağıtılması üzerine okul yönetimi ve polis 30 Ocak Çarşamba günü öğrenci avına çıktı. Müdür Yardımcıları tarafından ders gördükleri sınıflardan çıkarılan L.N, A.B, İ.N, G.T ve M.B önce idarede okul yöneticileri ile polis tarafından sorgulandı. Gördüğü işkencelerin etkisiyle uyuyamayan ve ayak seslerinden korkup çığlıklar atan L.N yaşadıklarını şöyle anlattı: "Çarşamba günü beni sınıftan alan okul müdürümüz ve iki müdür yardımcımız iki saat boyunca sorguladı. Daha sonra polisler odaya girdi. Onlar da beni bir süre sorguladıktan sonra Terörle Mücadele Şubesi'ne götürdü. Sorgu odasına aldılar beni. Sürekli olarak 'Okulda bildiriyi siz mi dağıttınız', 'Anadilde eğitime destek verdinizi itiraf et' dediler. 'Hayır biz yapmadık' dediğim zamanda sürekli olarak beni dövdüler.

Diyarbakır Barosu avukatlarından Deniz Doğan, katıldığı bir panelde üzerinin aranmasına izin vermemesi üzerine Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Bülent Yavaşoğlu tarafından dövüldüğünü iddia etti. Hastaneden sağlık raporu alan Doğan, Yavaşoğlu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Gebze Cezaevi'nde bulunan Fıratta Yaşam Gazetesi yazarlarından Rabia Şengör, sınav için gittiği İzmit Cezaevi'nden geri dönüşte cezaevi nizamiyesinde dört saat boyunca yalınayak bekletildiğini ve zorla soyularak arandığını belirtti. Maruz kaldığı uygulamalar nedeniyle sorunlular hakkında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan Şengör, insanlık onuruna aykırı bulduğu için soyunarak aranılmasına karşı çıktığını ancak cezaevine alınmamakla tehdit edildiğini açıkladı.

Muharrem Akbudak adlı gardiyana gözaltında işkence yapan M.T., H.G.ve Y.Ö. adlı polisler, Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi'nde iki yıl süren yargılamanın sonunda "delil yetersizliğinden" beraat ettiler. Akbudak'a verilen Adli Tıp Kurumu'nca 7 günlük "işgöremez" raporu ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim ve Uygulama Araştırma Hastanesi Psikiyatri Bölümü'nce "Ağır travma nedeniyle 90 günlük rapor" mahkeme tarafından delil olarak kabul edilmeyerek,sanıkların suçsuz olduğuna karar verildi. Muharrem Akbudak 20 Ocak 2000 tarihinde Tavşanlı'daki evinden Kütahya polisi tarafından gözaltına alındı. Akbudak, bir gün kaldığı şubede, soğuk suya tutulma, dayak, küfür, hakaret, tehdit edilmek suretiyle işkenceye maruz kaldı. Gözaltından sonra götürüldüğü Tavşanlı Sağlık Ocağı'ndaki doktor F.S.Ö. raporunda şikayetler kısmını tamamen boş bırakarak darp ve cebir izine rastlanmadığı şeklinde , gerçeğe aykırı rapor düzenledi. Gerçeğe aykırı rapor nedeniyle doktor hakkında tavşanlı Asliye Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açıldı. Akbudak önce Tavşanlı Sağlı Ocağı tarafından 3 günlük "kesin rapor" arkasından da Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas kurulu tarafından 7 günlük "işgöremez" raporu aldı. Akbudak'ın şikayeti üzerine üç polis hakkında Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi'nde "işkence yapmak" suçundan dava açıldı. Yaklaşık iki yıl süren yargılamanın sonunda işkence suçundan yargılanan polisler, "delil yetersizliği" nedeniyle beraat etti.

İçel'in Anamur ilçesinde hırsızlık suçlamasıyla gözaltına alının iki kişi, poliste işkence gördükleri gerekçesi ile savcılığa suç duyurusunda bulundular. Hastane Caddesi'nde bir süre hırsızlık yapılan Noyan Eczanesi'nde kalfa olarak çalışan Hüseyin Akın (24), 9 Şubat'ta yakındaki Kan Eczanesi'nin soyulması üzerine arkadaşı Özkan Poçulu (29) ile olayla ilgileri bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Bir gece gözaltında tutulan akın ve Poçulu, bırakılmalarının ardından, işkence gördüklerini belirterek Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdular. Devlet Hastanesi'ne sevk edilen iki genci muayene eden doktorlar,. "ayak tabanında ödem ve travmadan dolayı iki gün iş göremez" raporu verdiler.

Alınteri gazetesinden yapılan açıklamada gazete okuru Ersoy Şahin adlı kişinin Metro Turizm otobüs şirketiyle Antalya'ya giderken şehir girişinde jandarma tarafından arabadan indirilerek gözaltına alındığı, iki gün boyunca gözleri bağlı şekilde tuvalette sorgulandığı, kafasına silah dayanarak tehdit edildiği ve psikolojik baskıya maruz kaldığı belirtildi.

Gözaltına aldıkları Alparslan Yelden isimli gence "işkence yaparak ölümüne yol açtıkları" gerekçesiyle haklarında 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istenen 10 polisin yargılanmasına devam edildi. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma sanık avukatları, Alparslan Yelden'in Epilepsi (sara) hastası olduğunu, bu nedenle "düşme sonucu hayatını kaybettiğini" öne sürdüler. Yelden ailesinin avukatlarından Gül Kireçkaya, Türk Tabipler Birliği'nden kişisel talepleri sonucu alınan bilirkişi raporunu mahkemeye sundu. Avukat Kireçkaya, raporda, ölüm sebebinin "dıştan gelen etken" sebebiyle olduğunu, düşme sonucu olamayacağını, ölenin kafasında belirtildiği gibi 2 değil, 3 yara izinin bulunduğunu kaydetti.

Demokratik Mücadele Platformu (DMP) yaptığı yazılı açıklamada, 18 Şubat 2002 tarihinde İstanbul DGM tarafından tutuklanan Habib Akkaya'nın Bayrampaşa Cezaevi'nde gardiyanların işkencesine maruz kaldığını kaydetti.

Susurluk olayından sonra ortaya saçılan Türkiye'deki çetelerin kitabını yazan Salman Yüksel, bir hafta süreyle bulunduğu gözaltından 27 Şubat günü serbest bırakıldı. Yüksel, gözaltında fiilî işkence görmediğini, ancak ailece baskı ve tehdit altında tutulduklarını ileri sürdü. Yeni Şafak gazetesine gözaltına alındıktan sonra başından geçenleri anlatan Yüksel, çetelerle ilgili kitap yazdığı için "Bu adam akıllı mı yoksa deli mi?" diye zeka testine tabi tutulduğunu bildirdi. Sivas'ta gözaltına alının Yüksel, Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim Kuş'un resmi yazısı üzerine hastaneye sevkedildiğini belirtti.

ÇEŞİTLİ AMAÇLARLA YAPILAN BASKI VE TEHDİTLER

İstanbul'da Yaşamda Atılım Gazetesi dağıtımcısı Günaydın akar, gazetenin özel sayısını dağıtırken, sivil polis otosundan üzerine doğru ateş edildiğini, daha sonra gözaltına alınarak ajanlık teklifi edildiğini söyledi. İHD İstanbul Şubesi'nde basın açıklaması yapan Akar, 5 Şubat akşamı Atılım'ın özel sayısını Alibey Saya Yokuşu'nda dağıtırken silahlı saldırıya uğradığını kaydetti.

Ankara Meslek Yüksekokulu Harita Kadastro Bölümü ikinci sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Hüseyin Gözel, 21 Şubat 2001'de evinden gözaltına alındı. TEM'de 24 saat tutulan Gözel'den okulunda ajanlık yapmasını isteyen polisler özgeçmişini anlatan bir belgeye "devlete hizmet edeceğim" ifadesini ekleyerek imza attırdı. Gözaltından çıktıktan sonra ajanlığı reddeden Gözel ve ailesi tehditler nedeniyle korkulu günler geçirdi. Yaşadıklarını Evrensel gazetesine anlatan Gözel, okulunu bir dönem sonra bitireceğini, ancak baskılar sürerse okulunu bırakmak zorunda kalacağını ifade etti. Gözel, geçen yıl gözaltına alındığını belirterek, "Gözlerim bağlı hücrede tutuluyordum. Özgeçmişimi yazdılar, "devlete hizmet edeceğim" sözlerini eklediler. Ben de imzaladım. Sonra başıma gelmedik kalmadı" dedi. Gözel gözaltından çıktıktan sonra polislerin kendisine randevu verdiğini ancak bu randevuya gitmediğini, polisin baskısından kurtulmak için Malatya'ya ailesinin yanına gittiğini anlattı. Göze, 10 Ocak 2002'de başlatılan anadilde eğitim kampanyasının ardından tekrar gözaltına alındığına işaret ederek, beş gün tutulduğu TEM'de yine kötü muamele ve psikolojik işkence ile karşılaştığını ifade etti.

İHD İzmir Şubesi'nde basın açıklaması yapan Deniz Yılmaz adlı bir genç sivil polisler tarafından tehdit edildiğini ileri sürdü. Yılmaz, Konak Meydanı'nda yürürken yanına gelen birkaç kişinin kendilerini polis olarak tanıttıktan sonra baskı ve tehditlerde bulunduklarını anlatarak "Beni durduran polisler kimliğimi istediler. Kimliği verdikten sonra sorular sormaya başladılar. Beni neden durdurduklarını sorunca Hücre Karşıtı Platform eylemlerine katılmamı gerekçe olarak gösterdiler. Bana kendilerini aramam için telefon numarası verdiler. Bundan sonra sık sık görüşeceklerini söylediler" dedi.

GÖZALTILAR

AĞRI:

ADIYAMAN:

ANKARA:

ANTALYA:

ARDAHAN:

BATMAN:

BİTLİS:

BİNGÖL: Eğitim-Sen Bingöl Şubesi eski yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı. Eğitim-Sen Bingöl Şubesi'nin 4. Olağan Genel Kurulu'nun yapıldığı salonun duvarlarına asılan afiş ve dovizler gerekçe gösterilerek sendikanın eski yöneticileri Şiraz Elçi, Cevdet Çaka, Tarkan Demirkuş, Ramazan Sönmez, Mustafa Akgül,Yavuz Karaaslan ve Abdullah Akgünşah ile kongrede divan başkanlığı yapan Tarım Orkam-Sen Temsilcisi Cihan Güreş gözaltına alındı.

BODRUM: Bodrum'un Mumcular beldesi Mazı köyü sahiline İstanbul'dan kamyonla getirilen 14'ü çocuk 32 Afgan gözaltına alındı.

BURDUR:

BURSA:

ÇORUM:

DENİZLİ:

DİYARBAKIR:

EDİRNE: Jandarma ekiplerinin Kadıdondurma köyünde yaptıkları kontrollerde, Yunanistan'a geçmek isteyen Filistin, Cezayir, İran, Afganistan ve Irak vatandaşı 29 kişi; Meriç ilçesinde yasal olmayan yollardan Yunanistan'a gitmek isteyen yabancı uyruklu 44 kişi gözaltına alındı.

ELAZIĞ: Fırat Üniversitesi'nde 14 Aralık 2001 tarihinde Kürtçe eğitim talebini içeren dilekçe veren öğrencilerden Haki Sabit evinden ve İlhan Tunç da üniversite kampüsünden gözaltına alındılar. Tunç ve Sabit aynı gün çıkarıldıkları mahkemece tutuklanıp Elazığ Cezaevine konuldular.

ERZURUM: HADEP İl Gençlik Kolları tarafından geçtiğimiz günlerde üyelik kampanyası çerçevesinde yapılan halk toplantısı, polisin müdahalesiyle gerginleşti. İl binasını abluka altına alan polis toplantıya katılmak isteyen gençlere hakaret ederek İl Gençlik Kolları Başkanı Suat Polat, Gençlik Kolları Sekreteri Vedat Aktay'ın aralarında bulunduğu Enes Alkan, Sertaç Dallı, Abbas Üçer'i gözaltına aldı. Daha sonra Nöbetçi Savcılığa çıkarılan Polat, Aktay ve Dallı serbest bırakılırken, Enes Alkan ise tutuklanarak Erzurum Cezaevi'ne gönderildi.

GAZİANTEP:

HAKKARİ:

İSTANBUL: Beşiktaş'ta"Onlardan beklersek işimiz zor ancak biz değiştiririz" manşetiyle çıkan Komünist gazetesini satan 6 kişi;İstanbul'da "huzuru sağlamak" iddiasıyla düzenlenen operasyonlarda, durumları şüpheli görülen, çeşitli suçlardan aranan ve vize ihlalinde bulunan 17'si yabancı uyruklu 279 kişi;Deri-iş Sendikası Genel Merkezi, Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesi'nde işten çıkarmaların ve gözaltıların sürdüğünü bildirdi. İşten atmalara karşı direniş yapan 5 Cihan Deri işçisi;İstanbul Üniversitesi'nde bir grup öğrenci, Beyazıt'taki ana giriş kapısının önünde toplanarak uyum tasarısını protesto etti. Gruba copla müdahale eden Çevik kuvvet ekipleri tarafından 25 öğrenci;İstanbul Demokratik Lise Birliği'nin parasız eğitim için yapmak isteği basın açıklamasına saldıran polis tarafından 9 kişi; İstanbul'da Kürtçe eğitim kampanyasına yönelik baskılar sürdü. Çeşitli ilçe milli eğitim müdürlüklerine dilekçe verdiklerini belirlenen 13 kişi; Güngören'de, Kürtçe eğitim talebiyle kaymakamlığa dilekçe vermek isteyen 14 kişi gözaltına alındı.

Emeğin Partisi (EMEP) Eyüp ilçe örgütünün alım gücünü düşüren zamlara ve İETT araçlarında indirim uygulamasının kaldırılmasına karşı yapmak istediği basın açıklamasına izin verilmedi. Polis 17 kişiyi tartaklayarak gözaltına aldı.

F Tipi cezaevlerini Sultanahmet'te protesto etmek isteyen tutuklu ve hükümlü yakınlarına müdahale eden polis, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin'in de aralarında bulunduğu 16 kişiyi gözaltına aldı.

Cağaloğlu'ndaki İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne ilköğretim okullarındaki çocuklarına "Kürtçe eğitim verilmesi" istemiyle dilekçe vermeye çalışan 45 kişi gözaltına alındı.

Tuzla'da bulunan Yonca Tersanesi'nde haksız yere işten çıkarmalar yaşandığı gerekçesiyle başlatılan iş bırakma eylemi sırasında, Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kâzım Bakış'ın da aralarında bulunduğu 9 sendikacının gözlem altına alındığı bildirildi.

Kumburgaz'daki evlerinde yetişkin iki gence Kur'an öğrettiği için 2 kişi ile, burada Kur'an öğrenen 2 genç kız gözaltına alındı.

İHL'lerde başlatılan başörtüsü yasağını eleştiren Özgür-Der'in basın açıklamasını gazete ve televizyonlara faksladığı gerekçesiyle dernek üyesi Zuhal Kaya gözaltına alındı.

İstanbul Güngören İmam Hatip Lisesi'nde sabah saatlerinden itibaren alkış ve sloganlar eşliğinde başlayan protesto eyleminde ikisi erkek öğrenci 5 kişi gözaltına alındı. Sultanbeyli İmam Hatip Lisesi önünde aralarında kız öğrencilerin de bulunduğu 95 öğrenci ve 21 de veli gözaltına alındı.

İHD İstanbul Şubesi'nin "üç kapı üç kilit" ile ilgili yapmak istediği basın açıklamasına polis izin vermedi. Aralarında İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin'in de bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı.

"Onlardan beklersek işimiz zor, ancak biz değiştiririz" manşetiyle çıkan Komünist gazetesini satan 6 kişi Beşiktaş'ta gözaltına alındı.

İZMİR: Çeşme'de bir ihbar değerlendiren jandarma Şehit Mehmet mevkiinde, yasal olmayan yollardan Yunanistan'a geçme hazırlığı yapan 5'i Afganistan, 3'ü Azerbaycan,1'i İran uyruklu 9 kişi;Çeşme'de yasal olmayan yollardan Yunanistan'a geçmeye çalışan 3 İran uyruklu; Menemen'e bağlı Asarlık ve Koyundere beldelerinde 20 den fazla kişi;Menemen'de kordan gösteri yaptıkları iddiasıyla aranan 8 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında HADEP Menemen ilçe teşkilatı üyeleri de bulunuyor. Gözaltına alınanların isimleri şöyle; Ali Aydemir, Mehmet Reşit Aydemir, Vedat Dişli, Nihat Kodaş, Ercan Topal, İsmail Soysal, Vahit Coker ve E.Ç.;Emek Gençliği'nin hazırladığı ve üzerinde "YÖK yasa tasarısı geri çekilsin", "Borç ve faiz değil, üniversite ve bilime bütçe" yazan afişleri asan Gonca Erol ve Hür Kılıç isimli gençler gözaltına alındı.

Çeşme'de feribotla İtalya'ya gidecek olan bir TIR'ın dorsesinde bululan 18 Türk yakalandı.

Karaburun ve Çeşme ilçelerinde yasadışı yollardan Yunanistan'a gitmek istediklerini belirlenen 8 Afgan yakalandı.

Karaburun ilçesinde şişme botla Yunanistan'a kaçmak istedikleri bildirilen yabancı uyruklu 4 kişi yakalandı.

KAYSERİ:

KOCAELİ: Kocaeli'de gerçekleştirilen huzur operasyonunda şüpheli görülen 2'si yabancı uyruklu 149 kişi yakalandı.

MALATYA:

MARDİN:

MERSİN:

MUĞLA: Fethiye ilçesinde, deniz yoluyla yurtdışına çıkmak isteyen ve aralarında Türklerinde bulunduğu 424 mülteci;

Muğla'da düzenlenen 2 ayrı operasyonda yurtdışına çıkmak isteyen 68'i yabancı uyruklu 113 kişi;

Ula ilçesine bağlı Gökova beldesi Dörtyol mevkiinde bir otobüste gerçekleştirilen operasyonda Yunanistan'ın İstanköy (Kos) Adası'na geçmek üzere Türkiye'ye girdikleri belirlenen 16 Afgan gözaltına alındı.

MUŞ:

ORDU:

SAMSUN: Samsun'da "Huzur" adı altında gerçekleştirilen operasyonda, 35 kişi kimliksiz ve şüpheli olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı.

SİİRT:

SİVAS:

ŞANLIURFA: Eğitim-Sen Halfeti Şube Başkanı Mehmet Yılmaz, yönetici Ferhat Sayın ve şube üyesi Aynur Sayın polis tarafından gözaltına alındı. Kaymakamlığın okullardaki sendika panolarını kaldırması üzerine, panoları tekrar asmaya giden üç öğretmen gözaltına alındı.

TRABZON:

TOKAT:

TUNCELİ:

VAN: Sağlık Emekçileri Sendikası(SES) Van şubesi 4. Olağan Genel Kurulu'nun gerçekleştirildiği Belediye-İş Merkezi Salonu'na asılan "Anadilde Eğitimi Kendim ve Çocuğum İçin İstiyorum yazılı afişi nedeniyle 8 sendika yöneticisi gözaltına alındı.

YOZGAT:

TUTUKLAMALAR

ANKARA: Ankara'da üniversitelerde Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulmasını isteyen 5 kişi, DGM tarafından tutuklandı.

BATMAN: Abdullah Öcalan'ın yakalandığı gün olan 15 Şubat'ta Batman'ın Petrolkent Mahallesi'nde yapılan protesto gösterilerini izlerken, polisler tarafından gözaltına alınana Yedinci Gündem gazetesinin Batman temsilcisi İrfan aydın tutuklandı.

BİNGÖL:

BURSA:

DİYARBAKIR:

ELAZIĞ: Elazığ'da 31.01.2002 tarihinde anadillerinde eğitim öğretim görme talebiyle Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe veren ve gözaltına alınan 8 kişiden 3'ü tutuklandı. 'Kürtçe Eğitim' talebinde bulunmaları dolayısıyla gözaltına alınmalarının ardından savcılık tarafından PKK'ya yardım ve yataklık ettikleri gerekçesi ile nöbetçi hakimliğe sevk edilen ve nöbetçi hakimlik tarafından serbest bırakılan Hatun Yılmaz, Emine Çelik ve Mukaddes Uzun evlerine baskın yapan polisler tarafından tekrar gözaltına alındılar;Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulması talebiyle Fırat Üniversitesi'ne dilekçe veren öğrencilerle birlikte İHD'de basın açıklaması yapan üniversite öğrencisi Mehmet Zeki Kurt tutuklanarak cezaevine gönderildi.

ERZURUM: Erzurum'da "Kürtçe eğitim görmek istediğini belirterek, 2 ay önce İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe veren Ömer Sait Özmen (17), Erzurum DGM'de görülen duruşmada tahliye edildi. Özmen, yaptığı savunmasında, kendisinin Kürt olduğunu ve Türkçeyi yeterli derecede bilmediğini belirterek, bölücü bir amaç taşımadan bu isteğini dile getirdiğini söyledi. Özmen'in avukatı Gıyasettin Kaya da savunmasında, müvekkilinin yaşının küçük olduğunu ve okulu terketmesi nedeniyle bunalım yaşadığını anlatarak, bu arada böyle bir fiil işlediğini söyledi. Mahkeme heyeti, duruşmaya verdiği aranın ardından, Ömer Sait Özmen'in geçmişte PKK ile bağlantısının olmaması ve yaşının küçüklüğü nedeniyle tahliye edilmesine ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe bıraktı.

GAZİANTEP: Yedinci Gündem Gazetesinin Antep çalışanı Metin Acet ve dakğıtımcı Mehmet Işık ile TAYDER yöneticisi Sıtkı Bağrıyanık, HADEP Şahinbey ilçe gençlik kolları üyesi İbrahim Bulut, HADEP üyeleri Ali İhsan Gündoğdu, Nezir Bozan, İbrahim Şahin, Mahmut Şahin, Mehmet Ali Bozan, Fevzi Şahin ile Şahinbey ilçe gençlik kolları yöneticisi Hüseyin Dektaş, gerekçe gösterilmeden gözaltına alınarak tutuklandı..

HAKKARİ: Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 11 HADEP'li PKK'ya yardım ve yataklık yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınarak tutuklandı.

HATAY: İskenderun'da Alınteri gazetesine yapılan baskında, gazete temsilcisi Emel Gültekin, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İSTANBUL: Kadıköy ve Küçükçekmece Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı ilköğretim okullarındaki çocuklarına "Kürtçe eğitim verilmesi" istemiyle başvuran 13 kişiden 2'si tutuklandı.

İZMİR: Menemen ilçesi Asarlık Beldesi'nde, Kürtçe eğitim istediklerini belirten 27 dilekçenin okul müdürlüklerine verilmesi eylemini organize ettikleri iddiasıyla DGM'ye sevk edilen 6 kişiden 3'ü tutuklandı.

İzmir'de HADEP Karşıyaka ilçe binasından çıkarken gözaltına alınan HADEP İl Gençlik Kolları Saymanı Nihat Diner ve parti üyesi Yılmaz Sürme çıkarıldıkları İzmir DGM'de tutuklandı.

KOCAELİ:

SAKARYA:

ŞANLIURFA: Kürtçe eğitim talebine yönelik tutuklamalar Urfa'da da devam etti. 23 kişinin gözaltına alındığı Urfa'da aralarında HADEP Urfa Gençlik Kolları başkanı Cezair Çelik'in de bulunduğu 4 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.

GÖZALTINDA ÖLÜM

YERLEŞİM MERKEZLERİNE YÖNELİK BASKILAR

DİYARBAKIR:

ERZİNCAN:

HAKKARİ:

MUŞ:

SİİRT:

VAN:

BOŞALTILAN/YAKILAN KÖYLER

CEZAEVLERİ

Kocaeli Merkez Kapalı Ceza ve Tevkifevi'ndeki tutuklu ve hükümlüler, aynı koğuşlarda "nöbetleşe" uyuyor. Yaklaşık 30 yıl önce hizmete giren 350 yatak kapasiteli Merkez E Tipi Kapalı Ceza ve Tevkifevi'nde, 650 civarında tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Cezaevi İzleme Kurulu'nun raporuna göre Merkez Kapalı Ceza ve Tevkifevi'nde fiziki kapasitenin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunması, Marmara depreminde yıkılan Sakarya Cezaevi'nden sevk edilenlerden kaynaklandı.

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ağır ceza mahkemesinin olduğu 128 yerde "Cezaevi İzleme Kurulu" oluşturulduğunu söyledi. TBMM Genel Kurulu'nda, cezaevleriyle ilgili bir tasarının görüşülmesi sırasında eleştirileri cevaplayan Türk, cezaevi ve infaz kurularında 31 bin 93 kadro bulunduğunu, bunların 25 bin 407'sinin dolu olduğunu anlattı. Personelin büyük bölümünün lise mezunu olduğunu belirten Türk, tasarı ile kurulacak eğitim merkezlerinde sürekli meslekiçi eğitim verilmesinin amaçlandığını bildirdi.

CEZAEVLERİNDE ÖLÜM

DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, cuntacı Cumhurbaşkanı Kenan Evren hakkında "idam istemiyle" iddianame hazırlayan ve görevden geçici olarak alınan Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu'yu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerine hakaret ten hapis cezasına çarptırdı. Kayasu'nun cezası paraya çevrilerek ertelendi. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Kayasu hakkında, HSYK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davayı sonuçlandırdı. Kayasu, TCY'nın "resmi sıfatı haiz olanlar aleyhinde cürümü" düzenleyen 266.maddesinin 3.bendine 6 ay 20 gün ağır hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Kayasu'nun cezasını 608 milyon 400 bin lira ağır para cezasına çevirerek, erteledi.

17 Ağustos depreminin İlahi bir ikaz olduğunu söylediği için hapis cezasına mahkum edilen Cübbeli Ahmet Hocaefendi, Bandırma cezaevine nakledildi. 2 yıl 7 ay 3 gün ceza verilen, ancak yargılama aşamasında 3 ay ceza evinde tutuklu kaldığı için infaz yasasına göre 9.5 ay daha Cezaevi'nde kalacak olan Cübbeli Ahmet Hocaefendi tekrar nakil olmazsa yaklaşık 9 ay Bandırma Cezaevi'nde kalacak. 18 Ocak'ta Kartal Özel Tip Cezaevi'ne konulan Cübbeli Ahmet Hocaefendi'nin Bandırma'ya sevk edilme nedeni ise açıklanmadı.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi , İzmir valisi Alaaddin Yüksel'e hakaret ettikleri gerekçesiyle Star gazetesi köşe yazarı Saygı Öztürk'e 7 ay, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Saffet Serdar Akbıyık'a 7 ay 21 gün hapis cezası verdi. Mahkeme ayrıca Star Gazetesi'nin resmi ilan ve reklamlarının 3 gün süre ile kesilmesini de karar bağladı. Öztürk ve Akbıyık, kararı temyiz edebilecek. 11.04.2001'de Star'da sür manşetten yayımlanan 'Saygı Öztürk, İzmir Valisi'ne soruyor' başlıklı haberde İzmir Valisi Alaaddin Yüksel'in Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde lüks otomobillerin yanına bir kardeş daha aldırdığı ileri sürüldü. Haberde 'El etek öpüyorlar', 'araçlarını çocuklarına kullandırıyorlar', 'ufuksuz, çapsız bazı yetkililer', 'saltanatın daha büyüğü illerde yaşanıyor' gibi ibareler kullanıldı.

Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığı , "Evlilik Rehberi" adlı kitapla ilgili basında yer alan haberleri ihbar kabul ederek SP'li belediye Başkanı Süleyman Canan hakkında, TCK'nın 312.maddesi kapsamında soruşturma başlattı. Canan, Basın Savcısı Samet Söylemez'e yaklaşık bir saat ifade verdi. Bu arada nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen "Evlilik Rehberi" adlı kitabın toplatılması kararı, Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından uygulandı. Kütahya Belediyesi'ne giden polisler Evlendirme Memurluğu'nun deposunda bulunan 850 kitaba el koydu. Kitapta, Medeni Kanun'a aykırı ifadeler bulunduğu savunulmuştu.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği, "Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret" iddiasıyla kesinleşmiş 1 yıl hapis cezası nedeniyle hakkında yakalama müzekkeresi bulunan, eski milletvekili Hasan Mezarcı, Edirne'nin İpsala ilçesinde savcılığa teslim oldu. İpsala Cumhuriyet Savcılığı'na giden Mezarcı, savcıya cezasını çekmek için geldiğini bildirdi. Savcılık tarafından yapılan incelemede, Mezarcı'nın Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş, "Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret" suçundan 1 yıl kesinleşmiş hapis cezasının olduğu anlaşıldı. Mezarcı, cezasını çekmek üzere İpsala Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.

Yeni Şafak gazetesi yazarlarından Sadık Albayrak'ın, Milli Gazete'de yayınlanan "Bu ne biçim zihniyet ki!" başlıklı yazısında, halkı kin ve düşmanlığa sevkettiği iddiasıyla TCK'nın 312. maddesi uyarınca İstanbul DGM'de görülen davada ifade veren Sadık Albayrak, davaya konu yazıda, devlet memurlarının işlediği suçlara ilişkin hükümetçe düzenlenen kanun hükmündeki kararnameye dair görüşlerini dile getirdiğini bildirdi. Sözkonusu kararnamenin basında "irtica kararnamesi" adı altında yer aldığını belirten Sadık Albayrak, "Ben 'kararnamede bu tür yapılanma olamayacağı' doğrultusunda yazı yazdım. Yazımın ardından bu kararname Cumhurbaşkanı tarafından iptal edildi"dedi.

Koalisyon krize neden olan yum paketi Genel Kurul'da yasalaştırıldı. 312.maddedeki 'olasılık' çıkarılarak 'tehlikeli' ifadesi metne konuldu, hakaret suçunu düzenleyen 159.maddede ise cezalar azaltılarak mevcut yasadaki düzenlemeye dönüldü.

Değişiklik önergesi ile; TCK'nın 159.maddesinin bu mevcut hali cezalar dışında aynen korunuyor. Yalnızca birinci fıkrasındaki 'BİR YILDAN ALTI YILA KDAR AĞIR HAPİS' ibaresi 'BİR YILDAN ÜÇ YILA KADAR HAPİS' üçüncü fıkradaki "15 GÜNDEN ALTI AYA KADAR HAPİS VE 100 LİRADAN 500 LİRAYA KADAR AĞIR PARA CEZASI' ibaresi ise '15 GÜNDEN ALTI AYA KADAR HAPİS' olarak değiştiriliyor. Böylece TCK 159.madde kapsamındaki suçlara öngörülen cezanın üst sınırı altı yıldan üç yıla indirilirken, ağır hapis cezası da hapis cezasına dönüştürülüyor. Üçüncü fıkradaki değişiklikle ise hapis cezası kaldırılıyor. Birinci fıkradaki ceza üst sınırının üç yıla çekilmesiyle bu davaların ağır ceza Mahkemesi yerine asliye ceza mahkemelerinde görülmesine, dava sonunda verilecek cezaların ise ertelenmesine kapı aralanmış oluyor. Bir cürmü alenen öven veya iyi gördüğünü söyleyen veya kişileri kanuna uymamaya tahrik eden kimseye altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak, HALKI birbirine karşı KAMU DÜZENİ İÇİN TEHLİKELİ OLABİLDECEK BİR ŞEKİLDE düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Halkın bir kısmını aşağılayıcı ve insan onurunu zedeleyecek şekilde tahkir eden kimseye de 1.fıkradaki ceza verilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçlar 311.maddenin ikinci fıkrasında belirtilen araçlar veya şekillerle işlendiğinde verilecek cezalar bir kat oranında artırılır" hükümetin Meclis'e sevk ettiği ve MHP'nin ısrarla sahip çıktığı metinde, 312.maddenin ikinci fıkrası şöyleydi: "Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak İNSANLARI birbirine karşı KAMU DÜZENİNİ BOZMA OLASILIĞINI ORTAYA ÇIKARACAK BİR ŞEKİLDE düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir"

Avukat Filiz Kalaycı'nın "Adalet Bakanlığı'nı eleştirmesi" İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından suç kabul edilerek hakkında soruşturma başlatılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruldu. Ön soruşturmaya uğrayan Kalaycı, konuyla ilgili savcılığa bilgi verdi. Avukatların yargılanması usulüne göre savcılık Adalet Bakanlığı'ndan gerekli izinleri alırsa Avukat Kalaycı, Türk Ceza Yasası'nın 159.maddesi uyarınca yargılanacak. Avukat Kalaycı, Cumhuriyet gazetesindeki 15 Ocak günü çıkan bir haberde yer alan 1Adalet Bakanlığı yeniden insanların ölüm orucuna girmesine neden oluyor. Yeni ölümlere davetiye çıkartıyor, başka seçenek bırakmayarak eylemi kışkırtıyor" sözlerini inceleyen İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Kalaycı'nın TCK'nın 159.maddesi uyarınca suç işlediğini ileri sürdü.

2001 yılındaki 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Haftası nedeniyle düzenlenen basın açıklaması gerekçe gösterilerek önce, eyleme destek veren parti ve kurum temsilcileri ile 31 öğrenci hakkında dava açıldı. Bu dava da sanıkların 2911 sayılı Toplantı, Gösteri ve Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet ettikleri iddia edildi ver yargılamaya başlandı. Ancak daha sonra, öğrencilere ek bir dava daha açıldı. Polis tutanaklarında 32 öğrencinin olduğu geçiyordu, fakat 31 öğrencinin ismi tespit edilebildi. Bunun üzerine ilk davada ismi en üstte bulunan ÖDP İl Yöneticisi Atilla Bahçıvan da bu davaya dahil edildi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Selahattin Üstündağ tarafından hazırlanan iddianamede, basın açıklamasında atılan sloganlar hatırlatıldı. Sloganlarla TCK'nın 159.maddesinin ihlal edildiğini ileri süren savcı, 32 kişinin "Cumhuriyetin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiğini" iddia edildi. Davanın ilk duruşması 8 Şubat günü İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Davaya yargılanan 20 kişi ile avukatları katıldı. Kimlik tespitlerinin ardından ifade alımına geçildi. Atilla Bahçıvan, İsmail Cem Halavut, Çağla Mazlum, Esra İşgüzar, Önder Dişlioğlu, Özlem Deniz Coşkun, Hakan Yaşa, Mehmet Candemir, Nilüfer Derya, Özgür Özer, Başak Uluocak, Zeynep Ceren Özer, Nilgün Uzun, Serkan Yıldız,Hatice Bulut, Emin Bozan, Mehmet Ali Aslan, Müslim Berk, Erhan Akpınar, Seyit Taylan Kapucu, Oktay Vayiç, Ünal Arslan, Ekrem Subaşı, Hasan Alkan, Barış Ateş, Volkan Çetin, Erkan Baş, Cevahir Demiryakan, Abdurrahman Demiryakan, Kaan Dinç, Deniz Önem, Meriç Solmaz.

Adana'nın Küçükdikili beldesinin HADEP'li belediye Başkanı Mehmet Yaşık, aralarında kan davası olan iki aileyi barıştırdığı için DGM'lik oldu. Kürtçe eğitim dilekçesi verme eylemiyle ilgili 9 Ocak 2002'de polis ve jandarma, HADEP'in Adana'daki tüm teşkilatlarını bastı. HADEP'in Küçükdikili Belde Teşkilatı'nda yapılan aramada, aylık faaliyet raporuna jandarma el koydu. Yeni üye kayıtları, toplantılar ve gidilen düğünlerin dahi yer aldığı raporda, iki aile arasında kan davasına dönüşen husumetin de sona erdirildiği yazılıydı. Aileleri barıştırma olayı, HADEP raporunda şöyle yer aldı: "10 Ekim 2001'de Belediye Başkanı Mehmet Yaşık ve beldede misafir olan Derik Belediye Başkanı Ayşe Karadağ'ın katıldıkları düğünde, Örnek ve Aras ailelerinin çocukları arasında başlayan ancak, yetişkinlerin de katılması nedeniyle büyüyen kavganın kan davasına dönüşmesini engellemek için, beldenin ileri gelenleriyle aileleri barıştırmaları rica edildi. Onlar da bu isteği kabul etti. Başkanların girişimiyle aileler barıştırıldı." Baskından sonra 3 Şubat 2002 günü, Küçükdikili Jandarma Karakol Komutanı Bahtiyar Doğan, Mehmet Yaşık'ı telefonla arayarak, Adana DGM Başsavcılığı'na ifade vermeye gitmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Yaşık, raporu yazdığı tespit edilen ve bu yüzden kendisi gibi ifade vermeye çağrılan HADEP Küçükdikili Belde Teşkilatı Sekreteri Celal Aba ile birlikte, ertesi gün Adana DGM Savcısı'na giderek ifade verdi. Aba ile ayrı ayrı sorgulanan Yaşık, savının, "Niye özellikle HADEP'lileri barıştırıyorsunuz? PKK, 1996'da 'herkesi barıştırın' diye bir karar almış siz bu kararı yerine getirmek için mi bunu yaptınız?" şeklinde sorular sorduğunu söyledi. Savcı, iki ailenin barıştırılmasının PKK'nın 6.kongresinde alınana kararlar uyarınca yapıldığını ileri sürerek,Yaşık ve Aba'yı, TCK'nın 169.maddesi uyarınca, 'PKK'ya yardım ve yataklık'tan tutuklanmasını istedi. 'Sanıklar', DGM yedek hakiminin karşısında da benzer sorularla karşılaştı.

İHD İskenderun Şubesi'nin 10 Aralık 2000 tarihinde "İnsan Hakları Haftası" nedeniyle düzenlediği panele katılanlar hakkında "halkı ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik ettikleri" iddiasıyla TCK'nın 312.mddesince dava açıldı. Paneli izleyen Demokrat İskenderun Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ersen Korkmaz'ın da aralarında bulunduğu 12 kişinin yargılanmasına Adana DGM'de başlandı.

ABD'li düşünür Noam Chomsky'nin yazdığı 'Amerikan Müdahaleciliği' isimli kitabın yayıncısı Fatih Taş, İstanbul 3 No'lu DGM'de görülen ilk davasında beraat etti. Noam Chomsky'nin 'Düşünceye özgürlük 2001' kitapçığına yayıncı olarak imza attığı gerekçesiyle kendisini DGM Savcısı Muzaffer Yalçın'a ihnar ettiği sırada, DGM savcısı Nazmi Okumuş da yazarın bir kitabını imzalattı. İstanbul 3 No'lu DGM'deki ilk duruşmaya, davaya konu olan kitabın Türkiye'deki yayıncısı Aram Yayıncılık'ın sahibi sanık Fatih Taş katıldı. Savunmasında, kitabın önsözünü kendisinin yazdığını, ancak içindeki yazıların yazar Noam Chomsky'nin kişisel görüşünü içeren bilimsel nitelikte yazılar olduğunu belirten Taş, beraatini istedi. Sanık avukatları da kitabın yazarı Chomsky'nin duruşma salonunda olduğunu belirerek, bu durumda yazarında yargılanmasını istediklerini söyledi. Talebe ilişkin görüşü sorulan DGM Cumhuriyet Savcısı Bekir Raif Aldemir ise her ne kadar sanık Taş hakkında 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 8.maddesi uyarınca 'Yayın yoluyla bölücülük propagandası yapmak' suçundan dava açılmışsa da, yazıların bütünü incelendiğinde ve kitap bütün haliyle değerlendirildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğü aleyhine herhangi bir propaganda yapılmasının söz konusu olmadığının anlaşıldığını söyledi. Mahkemenin ardından Noam Chomsky ile birlikte SP'li milletvekili Mehmet Bekaroğlu, gazeteci Abdurrahman Dilipak ve İHD İstanbul şube Başkanı Eren Keskin, 'Düşünceye Özgürlük 2001' adlı kitapçığa yayıncı olarak imza attıkları için kendilerini DGM Savcısı Muzaffer Yalçın'a ihbar etti.

ABD vatandaşı olduğu gerekçesiyle milletvekilliği düşürülen Merve Safa Kavakçı hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti'ni tahkir ve tezyif ettiği" gerekçesiyle TCK'nın 159. maddesinden dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nurten Altınok tarafından hazırlanan iddianamede, 26 Kasım 2001 tarihinde Kanal D'de, Kavakçı'nın Katar'dan yayın yapan El-Cezire televizyonundaki bir söyleşisinin yayınlandığı belirtildi. Kavakçı'nın söyleşi sırasında dile getirdiği görüşlere yer verilen iddianamede şöyle denildi: "Kavakçı, Türkiye'deki başı örtülü bayanlara saldırı olduğunu söylemiştir. Kendisinin milletvekili yemini etmesinin engellendiğini, ayrımcılığa uğradığını, Türkiye'deki kadınların yüzde 70'inin örtünmeyi seçtiğini, Refah Partisi'nin de kendisini kabul ettiği için kapandığını ileri sürmüştür." İddianamede Kavakçı'nın TCK'nın 159. maddesi gereğince 6 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğü aleyhine sözlü propaganda yapmak" suçundan dava açıldı. İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Kadir Nazmi Yelkenci'nin hazırladığı iddianamede, İHD tarafından 25 Kasım 2001'de Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde "Kadına Yönelik Şiddet" konulu bir panel düzenlendiği belirtildi. Bu panelde Keskin'in "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü aleyhine sözlü propaganda yaptığı" ifade edilen iddianamede, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 8/1. maddesi gereği, 1 ile 3 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi.

Yeni Evrensel gazetesinde yayımlanan yazıları nedeniyle haklarında "Devletin emniyet ve muhafaza kuvvetlerini tahkir ve tezyif ettikleri iddiasıyla TCK'nın 159. maddesi ile Basın Yasası'nın 16/1 maddesinden dava açılan gazetenin Yazıişleri Müdürü Fatih Polat, gazete yazarlarından Aydın Çubukçu, Semih Hiçyılmaz ve Bülent Falakaoğlu yargılandı.

Ankara'da Kocatepe Camii'nde, Said-i Nursi'yi anmak için düzenlenen mevlit çıkışında 17 Ağustos depremiyle ilgili yaptığı açıklamada "Deprem ilahi ikazdır" diyen ve yargılandığı DGM'ce 2 yıl 1 gün hapse mahkûm olan Yeni Asya Gazetesi sahibi Mehmet Kutlular, 21 Şubat günü tahliye oldu. 312. maddede yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesiyle bulunduğu Kırklareli'nin Vize ilçesi Kapalı Cezaevinden 276 gün sonra tahliyen edilen Kuttular, "Biz gene bıraktığımız yerden hayatımıza devam edeceğiz" dedi.

Diyarbakır'daki Gün TV sahibi Nevzat Bingöl hakkında Diyarbakır 4 No'lu DGM'de TMY'nin 8. maddesi uyarınca, "bölücülük" yaptığı iddiasıyla dava açıldı. İddianamede "Türkiye'nin bir bölgesinde yaşayan insanların Kürt olarak isimlendirilmesi ve bu kişilerin bağımsızlık davasından söz edilmesi suretiyle devletin bölünmez bütünlüğü aleyhine suç oluşturulduğu anlaşılmıştır" denildi.

F tipi cezaevlerine karşı çıkan ve ölüm oruçlarını bitirecek bir çözüm bulunmasını isteyen Aydın ve Sanatçı Girişimi üyelerinden fotoğraf sanatçısı Mehmet Özer'e, Girişim'in basın açıklamasında yaptığı konuşmada "hal ve vasfını bilerek silahlı çeteye yardım" suçu işlediği gerekçesiyle, Ankara 1 Nolu DGM'de dava açılmıştı. Bunun üzerine, kendileri hakkında suç duyurusunda bulunan diğer Girişim üyelerine de aynı gerekçeyle dava açıldı. Girişim üyeleri şair Ahmet Telli, Şükrü Erbaş, Zerrin Taşpınar, Selma Ağabeyoğlu, Fettah Köleli, Hüseyin Şahin, yazar Aydın Çubukçu, İlhan Akalın, Abdullah Aydın, öykücü Ali Balkız, çevirmen Oktay Etiman, tiyatrocu Yılmaz Demiral, şair yazar Necmettin Salaz ve şair tiyatrocu Kuvvet Yurdakul; Mehmet Özer'e yapılan suçlamayı reddettiklerini, bir suç sözkonusuysa bu suçu Aydın ve Sanatçı Girişimi olarak birlikte işlediklerini, Mehmet Özer'e dava açılması halinde aynı kapsamda yargılanmak istediklerini belirterek, 24 Eylül 2001 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurmuşlardı. Sorguları tamamlanan aydın ve sanatçılara Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 14.2.2002 gün ve 2002/21 esas sayılı iddianamesiyle aynı gerekçeyle hal ve vasfını bilerek silahlı çeteye yardım etmek suçundan 2 Nolu DGM'de dava açıldı. İlk duruşmanın 8 Nisan 2002 günü yapılacağı bildirildi.

.

İSTENEN CEZA

VERİLEN CEZA

ONANAN CEZA

CEZAEVİNE GİREN DÜŞÜNCE SUÇLUSU

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen, 2001 yılında 1309 yayın hakkında yasaklama kararı verildiğini bildirdi. Yücelen, Yurtiçinde basılan yayınlardan, 1997 yılında 1235, 1998 yılında 1619, 1999 yılında 1627, 2000 yılında 1565 ve 2001 yılında 1309 adet çeşitli yayın hakkında adli makamlarca toplatma kararı verildiğini ifade etti.

Yazar Enis Batur ile karikatürist Metin Üstündağ, yayımlandıktan sonra toplatılan kitaplarına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi. İstanbul Adalet Sarayı'nda gelen yazar Enis Batur'un "Elma" adlı romanı, Metin Üstündağ'ın da "Pazar Sevişgenleri" adlı karikatür albümü nedeniyle basın suçlarına bakan Cumhuriyet Savcısı Cevat Özel tarafından ifadeleri alındı. Batur ve Üstündağ'ın ifade vermelerinden sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan her 2 kitabında yayıncısı Sel Yayıncılık'ın sahibi İrfan Şancı, kitapların yazarlarına ve kendisine ayrı ayrı 3'er milyar lira para cezasın verildiğini söyledi. "Halkın ar ve haya duygularını incitmek" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında verilen ön ödemeli para cezasını ödemeleri halinde haklarında dava açılmayacağını belirten Şancı, bu parayı ödemeyeceklerini bildirdi. M. Erol Coşkun'un kaleme aldığı ve Peri yayınları tarafından yayımlanan; kadınları konu edinen "Acının Dili Kadın" isimli kitap, İstanbul 1 No'lu DGM tarafından; "Kitabın tamamında halkın, sınıf farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik edildiği suçunun işlendiği kanaatine varıldığı" gerekçesiyle toplatıldı.

Bartın Özel Tip Kapalı Cezaevi'nden yeni tahliye olan bir tutuklu yaptığı yazılı açıklamada, Günlük Evrensel'i okumak isteyen tutuklu ve hükümlülerin cezaevi idaresi tarafından tehdit edildiği ifade edildi.

İstanbul Şubesi Çalışma Hayatı Komisyonu'nca açıklanan raporda, geçtiğimiz yıl 4 bin 834 basın emekçisinin işten çıkarıldığı bildirildi.

Dem Nü gazetesi ve Deng dergisi Diyarbakır temsilcisi Mehmet Eren, yasak yayın bulundurduğu iddiasıyla hakkında açılan dava sonucu sekiz ay hapis cezası aldı. Eren'in dosyası Yargıtay'a gönderildi. Mehmet Eren ile ilgili olarak 29 Ocak 2002'de Diyarbakır 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, OHAL kapsamına giren Diyarbakır, Şırnak, Hakkari ve Tunceli illerinde hakkında yasaklama kararı bulunan aylık Deng dergisini dağıttığı ve bulundurmaktan ceza verildi. Eren'in avukatı Sedat Çınar kararı temyiz etti.

Everest Yayınevi tarafından yayınlanan Fransız yazar Serge Bramly'nin "Yatak Odasında Terör" adlı romanı, İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından toplatıldı.

İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen, 2001 yılında 1309 yayın hakkında yasaklama kararı verildiğini bildirdi. Yücelen ANAP İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu'nun soru önergesini yanıtlarken yurt içinde basılan yayınlardan 1997 yılında 1235, 1998 yılında 1619, 1999 yılında 1627, 2000 yılında 1565 ve 2001 yılında 1309 adet çeşitli yayın hakkında toplatma kararı verildiğini ifade etti.

İstanbul DGM, AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'un elektronik posta mesajlarının yayını konusunda konulan yasağa uymadığı gerekçesiyle Aydınlık dergisinin 24 Şubat 2002 tarihli 762. sayısının toplatılmasını kararlaştırdı.

Karen Fogg ile ilgili e-mail skandalının ardından internet suçları ile mücadelede yasal değişiklik hazırlığı sürerken, Genelkurmay Askeri Mahkemesi bir ilke imza attı. Askeri Mahkeme kıyas yoluyla Basın Kanunu'nun hükümlerini uygulayarak www.yolsuzluk.com sitesinin İnternet yayınının durdurulmasına karar verdi.l karara, sitenin yayınları ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin itibarının zedelendiği gerekçe gösterildi. Bu örnek karar, aynı zamanda bu yönde verilen ilk karar oldu.

Grup Yorum'un Elazığ'da konser vermek üzere yaptığı başvuru valilikçe reddedildi. Elazığ Mert Sineması'nda konser vermek için başvuruda bulunan grup üyelerine yasaklama gerekçesi olarak 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/c maddesi gerekçe gösterildi. Sözkonusu maddede; "İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin kişi dokunulmazlığının tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi Valinin görevlerindendir" deniyor.

Dema Nü Gazetesi ve Deng Dergisi Diyarbakır Temsilcisi Mehmet Eren, yasak yayın bulundurduğu gerekçesiyle 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. OHAL kapsamına giren Diyarbakır, Şırnak, Hakkari ve Dersim'de aylık Deng Dergisi dağıttığı ve bulundurduğu iddiasıyla hakkında Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Eren, hakkında verilen hüküm gerekçesinde, "OHAL'in devam eden illere, Deng isimli derginin sokulması, dagıtılması ve satılması yasaklanmış ve sanığa tebliğ edilmiş olmasına rağmen, sanığın suç tarihinde Deng isimli dergiyi, OHAL kapsamına giren Diyarbakır ilinde bulundurup satıldığı saptanmıştır. Sanığın 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, davanın açıldığı tarih itibariyle hakkında herhangi bir mahkemede toplatma kararı olmayan Deng dergisini, merkezine geri iade edilmesi karar altına alınmıştır" denildi.

Zonguldak'ta ATV'nin muhabirliğini yapan ve aylık yayımlanan Pusula dergisini çıkaran Ali Rıza Tığ, uğradığı silahlı saldırı sonucu ayağından yaralandı.

RTÜK

RTÜK, yayın ilkelerini ihlal ettikleri gerekçesiyle CINE5'e 15 gün, Kanal 6'ya 5 gün, Star TV'ye 2 gün, Kanal D, NTV, CNBC-E, TGRT, BRT, Flash TV, Kanal 1 ve Sky TV'ye de 1'er gün yayın durdurma cezası verdi.

RTÜK Kürtçe parçalar çaldığı gerekçesiyle Diyarbakır'da yayın yapan Gün TV'ye 1 yıllık yayın durdurma cezası verdi. RTÜK, Best FM'in 1 Radyo D'nin 2, Hakkari FM'in 3 gün, İmparator FM (Adana) ve Dolunay FM (İstanbul) 7'şer gün, Hedef Radyo'nun 14 gün, ART Radyo'nun (Ankara) ise 180 gün boyunca yayınının durdurulmasını da benimsedi. "Maria Mercedes" adlı pembe dizi nedeniylede ATV'ye 1 gün yayın durdurma cezası verilirken, "Haber Özel" programında delil olarak yer alan video kaseti yayınladığı ver yargı kararıyla kesinleşmediği halde kişi ve kuruluşlar hakkında yargıyı etkileyebilecek suçlayıcı ifadeler yer verdiği gerekçesiyle Kanal D'ye 1 gün ekran karartma cezası verdi.

RTÜK, Rize Gelişim TV'ye "Lazca" yayın yaptığı için uyarı cezası verdi. Üst Kurul Gelişim TV'nin "Lazca" sunduğu müzik-eğlence programı ile "radyo ve televizyon yayınlarının Türkçe yapılması" ilkesini çiğnediğini savundu. Üst Kurul, bu kuralı daha önce yalnızca Kürtçe yayınlar konusunda uygulamıştı. Gelişim TV'ye verilen ceza, aynı zamanda Kürtçe dışında başka dilde yapılan bir yayına ilk kez ceza uygulanması şeklinde yorumlandı.

RTÜK, "bölücü" sözler içeren Kürtçe ve Ermenice şarkılar yayınladığı gerekçesiyle Diyarbakır'daki Gün TV'ye bir yıl daha yayın durdurma cezası verdi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) kurulduğundan bu yana verdiği yayın durdurma cezalarının toplam süresi 48 yılı aştı. Üst Kurul, 8 yılda toplam 17 bin 714 günlük yayın durdurma cezası verdi. Alınan bilgiye göre RTÜK, bölücü ve yıkıcı yayın yapan 41 yayın kuruluşunun yayınını toplam 10 bin gün durdurdu. Üst Kurul, irticai yayın yapan 34 kuruluşa da 5 bin 903 gün yayın durdurma cezası uyguladı. RTÜK, Şubat ayının ilk haftalarında izleme raporlarının görüşülmesi için yoğun mesai yaptı. Üye Güneş Müftüoğlu'nun dilekçesi üzerine uzun bir aradan sonra izleme raporlarını görüşmeye başlayan Üst Kurul, 6, 7, 8 ve 13 Şubat tarihlerinde yaptığı toplantılarda toplam 254 raporu karara bağladı. Üst Kurul, 4 günde aralarında ulusal kanalların da bulunduğu 18 televizyona 872 günlük yayın durdurma cezası verdi. 20 radyonun yayınının toplam 1293 gün süreyle durdurulmasını kararlaştıran RTÜK, ayrıca 44 radyo ve televizyona da uyarı cezası uyguladı.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) irticai yayın yaptığı gerekçesiyle İstanbul'da yayın yapan Mihr Radyo ve Mihr TV'nin son aldıkları cezaya uymayarak "korsan" yayın yaptıkları iddiasıyla yayın izinlerini iptal etti. İstanbul'da yayın yapan Özel FM'e de 120 gün, 1 ay ve 1 gün olmak üzere toplam 151 gün yayın durdurma cezası verdi.

KAPATILAN/TOPLATILAN/YASAKLANAN YAYIN VE ETKİNLİK

Odak dergisinin 4.sayısı İstanbul 2 No'lu DGM tarafından toplatıldı.

İstanbul 4 No'lu DGM PKK propagandası yaptığı iddiasıyla Günlük Evrensel Gazetesi hakkında toplatma kararı verdi. Toplatma kararında gerekçe olarak ise gazetenin 12 Şubat'taki 2.sayfasında yer alan A. Cihan Soylu imzalı "Emperyalizmin Kuyruğunda Değişim Teraneleri" başlıklı dizi yazı gösterildi.

Günlük Evrensel'in 13 Şubat günkü sayısı "PKK propagandası yaptığı" iddiasıyla toplatıldı. Toplatma kararında, gazetenin 2.sayfasında bulunan A. Cihan Soylu2nun hazırladığı "Demokrasi adına Amerikan Destekçiliği" başlıklı dosyanın "ABD politikalarına hizmet" başlıklı ikinci bölümünün, "PKK Parti Meclisi 5.genel kurulunda alınan kararların eleştirisi adı altında bu bölücü terör örgütünün karalarına i açıklamaların ve uygulamaya koyduğu yeni stratejiden bahsedilerek ve bunlara yer verilerek yasadışı bölücü terör örgütünün propagandasının yapıldığı" ileri sürüldü.

GAZETECİLERE VE YAYIN ORGANLARINA YÖNELİK BASKILAR / KISITLAMALAR

GÖZALTINA ALINAN GAZETECİLER

DİN ÖZGÜRLÜĞÜ

Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, 1998-2001 yılları arasında 37 başörtülü öğrencinin üniversiteleriyle ilişkilerinin kesildiğini bildirdi. Bostancıoğlu, SP Ankara milletvekili Zeki Çelik'in yazılı soru önergesine verdiği yanıtta şunları kaydetti: "Türbanlı olarak üniversiteye gelmek, üniversitenin huzur ve sükunetini bozan, siyasi ve ideolojik bir eylem ve yükseköğretim kurumlarından çıkartılmayı gerektiren bir fiil olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, 1998-2001 yılları arasında okullarından ilişiği kesilen öğrencilerin genel toplamı 37'dir.

Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu 28 şubattan bu yana acımasız bir şekilde uygulana başörtüsü yasağının faturasını açıkladı."Üniversitelerden 1998-2001 yılları arasında 37 öğrenci atılırken sadece 2001'de Sincan İmam Hatip Lisesi'nden 18 öğrenci okuldan atıldı.

Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi'nde, doktor, baş asistan, diş hekimi, laboratuar teknisyeni ve hemşire olarak görev yapan 18 kişi hakkında, Kılık Kıyafet Kanunu'na uymadıkları iddiasıyla dava açıldı. Fatih1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın iddianamesinde, hastanede görevli Şerife Başaran Ayşe Özkan, Fatma Yılmaz, Havva Rabia Özkan, Sibel Öztürk, Fatma Karabulut, Fatma Şenocak, Kadriye Gündüz, Hülya Aşkın, Zeynep İş, Filiz Şahindaş, Güner Çınar, Leyla Kuzu, Filiz Tuna, Havva Yaka, Hamide Güleryüz, Canan Doğan ve Aytan Seçme isimli sanıkların, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre giyinmedikleri belirtildi. Sanıkların, uymak zorunda oldukları kanun ve yönetmelik hükümlerine, yetkili amirlerin verdiği emirlere bilinçli, ısrarlı, devletin laik yapısına karşı koyar bir davranış içinde karşı çıktıkları ifade edildi. İddianamede, uyarma ve kınama cezası verilen sanıkların, göreve türbanla gelmeye devam ettikleri gibi, türbanla yaşam şeklini, diğer personele de empoze etme çabası içinde oldukları anlatıldı. Duruşma ertelendi.

Malatya İmam Hatip Lisesi'nde okuyan bir grup başörtülü öğrencinin kılık-kıyafet genelgesine uymadıkları gerekçesiyle okuldan uzaklaştırma cezasına çarptırıldıkları bildirildi. Öğrenci velilerinden edinilen bilgilere göre, derslere başörtüleriyle girmekte ısrar eden 10 öğrenciye önce uyarı cezası gönderildiği ve ardından kılık-kıyafet yönetmeliğinin ilgili hükümlerine uymadıkları gerekçesiyle okuldan uzaklaştırılmalarına karar verildiği belirtildi.

Diyarbakır'da izinsiz Kur'an kursu veren bir kişi ile kursa katılan 6 kişi yakalandı. Bir ihbarı değerlendiren jandarma ekipleri, merkez Bağıvar köyünde kendini şeyh olarak tanıtarak Kuran kursu verem Mehmet Mehti Yüksel'in kurs yeri olarak kullandığı binaya baskın yaptı. Baskında, Yüksel ile kursa katılan 6 kişi gözaltına alındı.

Bursa'nın bir camiinde toplanan kurban derilerine el konuldu. Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Asayiş Şubesi ekipleri Yıldırım ilçesine bağlı 75. yıl mahallesindeki Ermantaş Camii'nin deposunda çok sayıda kurban derisi bulunduğu ihbarı üzerine camiin deposunda arama yaptılar. 31 küçük ve büyükbaş hayvana ait kurban derileri bulundu. Deri topladıkları gerekçesiyle 5 kişi gözaltına alındı. El konulan kurban derileri THK'ya teslim edildi.

İzmir'in Hatay Akevler mevkiinde Kestane Pazarı Cami Yurdu'nda kesilen yaklaşık 150 kurbanın derisi THK'ya verilmedi. Savcılığın devreye girmesi sonucu THK, burada toplanabilen 37 deriye el koydu. Olayla ilgili bir kişi gözaltına alındı. Akıncılar'da da bir camide toplanan yaklaşık 30 deriye el konuldu. Adapazarı'nda bise bir ihbarı değerlendiren güvenlik güçleri, 39 büyükbaş ve 7 küçükbaş kurban derisi bulunan 54 FN 807 plakalı kamyonu durdurarak Vedat Ç. ve Yusuf Ç.'yi gözaltına aldı.

İstanbul Gaziosmanpaşa Kâzım Karabekir Mahallesi'nde bir kamyonda yapılan aramada 131'i büyükbaş, 87'si de küçükbaş hayvanlara ait olmak üzere toplam 218 adet deri ele geçirildi. Bir kişi gözaltına alındı.

Kayseri'de Emniyet Müdürlüğü'nün önünden geçen bir kamyonetin arkasında sığır ve koyun derisi olduğunu farkeden görevliler aracı durdurarak izinsiz toplanan 100 sığır ve koyun derisine el koydu. 3 kişi gözaltına alındı.

Adapazarı'nda Vedat Çelebi yönetimindeki kamyonette 39 sığır, 7 koyun derisi bulundu. Derileri bir cami derneği adına toplayan Çelebi ve arkadaşı Yusuf Celepçi gözaltına alındı.

Erzurum'da bir evde kurban derilerinin toplandığı ihbarını alan polis baskın yaptı. 86 sığır, 6 koyun derisi ele geçirildi. 4 üniversite öğrencisi gözaltına alındı.

Bursa'da 90, İzmir'de 389, Giresun'da 20 kaçak deri ele geçirilirken, toplam 12 kişi gözaltına alındı.

THK Gaziosmanpaşa Şubesi yetkilileri gezici ekiplerce 2347 adet küçükbaş, 1169 adet de büyükbaş hayvan derisi toplandığını anlatarak, bağış yapılan 131 adet büyükbaş, 83 adet de küçükbaş hayvan derisine el konulduğunu ifade ettiler.

Kayseri'de bir ihbarı değerlendiren jandarma ekipleri Melikgazi İlçesi'ne bağlı Gesi beldesi Cumhuriyet Mahallesinde elinde bağışlanmış deri bulunan Abdül Karaevli'yi 12 büyükbaş, 10 küçükbaş; Bekir Soykan'ı da 3 büyükbaş, 4 küçükbaş hayvana ait kurban derisiyle birlikte yakaladı.

Kocasinan İlçesi'ne bağlı Erkilet Beldesi Mehmet Akif Ersoy Mahallesindeki Hacı Mehmet Camii'nin bahçesinde 3 büyükbaş, 3 küçükbaş; Erkilet-Boğazlıyan karayolunda da Yusuf Yıldırım'ın kullandığı 38 LH 012 plakalı otomobilde 4 büyükbaş, 3 küçükbaş hayvana ait kurban derisi ele geçirildi. Bu arada Kocasinan ilçesine bağlı Saraycık Köyünde Hayrettin Celen'in kullandığı 38 AZ 373 plakalı kamyonette İsmail Akdağ ve Mehmet Al'a verilen 36 büyükbaş hayvana ait kurban derisine el konuldu.

Adana'da merkez ilçe Yüreğir'e bağlı Sofulu ve Doğankent beldeleri ile Çınarlı köyünde bağış derileri teslim aldıkları belirlenen S.Y., İ.S., M.A.D., ve H. A. Yapılar ihbarlar sonucu jandarma ekipleri tarafından yakalandı. Bu kişilerle birlikte 208 deri ele geçirildi.

Bursa'da camilere bağışlanan 438 kurban derisine güvenlik güçlerince el konuldu.

THK Büyükçekmece Şubesi Başkanı Halim Bölükbaşı, izinsiz toplandığı belirlenen 100 adet küçükbaş, 50 adet de büyükbaş hayvan derisinin kendilerine teslim edildiğini açıkladı.

THK Gaziosmanpaşa Şubesi yetkilileri izinsiz toplanan 131 adet büyükbaş, 83 adet de küçükbaş hayvan derisi, THK Kartal Şubesi yetkilileri de başka kuruluşlara verilen 92 küçükbaş, 26 adet büyükbaş hayvan derisi ele geçirildiğini kaydettiler.

THK Avcılar Şubesi yetkilileri, bölgede 53 adet kaçak toplanan küçükbaş hayvan derisi ele geçirildiğini belirttiler.

Kartal, Silivri ve Tuzla'da toplam 15 bin 764 adet kaçak toplanmış kurban derisi ele geçirildi. Samandıra'daki bir camide arama yapan jandarma, 27 hayvan derisi buldu. İki kişi gözaltına alındı. Kavaklı Beldesi7nde bir araçta 160 hayvan derisine el kondu, dört kişi gözaltına alındı. Tuzla'daki üç deri deposunda da toplam 8477 adet büyükbaş, 7100 adet de küçükbaş hayvan derisi ele geçirildi. Üç kişi gözaltına alındı.

Göngören Anadolu İHL'de okuyan 7 kız öğrenci, başörtüsü yasağına uymadıkları gerekçesiyle tasdikname ile okuldan uzaklaştırıldı. Velilerin İlçe Disiplin Kurulu'na yaptığı itiraz da fayda etmedi. Disiplin Kurulu, velilerin itirazına olumsuz cevap verdi.

Başörtüsü yasağı Sultanbeyli İmam-Hatip Lisesi'nde daha katı bir şekilde uygulanmaya devam etti. Yasağı protesto eden öğrencilerden 20'si gözaltına alınırken 2'si de yaralandı.

Kayseri'nin Sarıoğlan ilçesine bağlı Çiftlik beldesinde vatandaşın kurban derisi bağışlarını kabul eden Fatih Camii İmamı Hacı B. Jandarma ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı. El konulan 3 sığır derisi THK'ya teslim edildi. Derileri camiye bağışlayan vatandaşlar, "Buna resmen gasp derler" diyerek THK'ya tepki gösterdiler.

8 yıllık kesintisiz temel eğitimin ardından İmam Hatip Liselerinin ortaokul bölümü tasfiye edilirken üniversite sınav sisteminde yapılan değişiklikle de alana göre tercih sistemi getirildi. Eğitimdeki bu reformların ardından 1996-1997 öğretim yılında 511 bin 502 olan İmam-hatip Liselerindeki öğrenci sayısı 2001-2002 öğretim yılında 71 bin 583'e geriledi.

Elazığ'da İshak Yavuz (65) adlı vatandaş, akrabalarıyla gittiği Fırat Üniversitesi Sosyal Tesisleri'ndeki düğüne eşi Rabia Yavuz'un (64) ve yakınlarının başörtüsü olduğu gerekçesiyle alınmadı. Düğün sahibi komşusu Ahmet Erişir'in davetlisi olduğu düğüne başka yerden girmek zorunda kalan işçi emeklisi İshak Yavuz, ertesi gün dilekçeyle üniversiteyi valiliğe şikayet etti. Ancak, kendisine üniversitenin özerk olduğu ve konuyu üniversite yetkililerine iletmesi gerektiği belirtildi. Yavuz, tepkisini üniversite yönetimine yazıyla iletti.

İstanbul valisi Erol Çakır'ın 12 Şubat'ta bütün okullara gönderdiği yazılı talimat gereğince İmam Hatip Liselerinin yöneticileri 2001-2002 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısının ilk gününde türbanlı kız öğrencileri okula almadı. Okul yöneticileriyle içeri girmekte ısrar eden öğrenciler arasında dün gerginlik yaşanırken Kadıköy, Beykoz, Maltepe, Eyüp İmam Hatip Liselerinde öğrenciler protesto gösterileri düzenledi.

Kütahya İmam-Hatip Lisesi'nde okuyan 90 kız öğrenci, başörtülü oldukları gerekçesiyle sınıflara alınmamalarını, oturma eylemi yaparak protesto etti.

Konya'da kaçak yollardan kurban derisi toplamaya çalışan 2 kişi yakalanırken, 29 küçükbaş, 7 de büyükbaş hayvan derisi ele geçirildi.

Giresun'un dereli ve Tirebolu ilçelerinde izinsiz toplanan 76 kurban derisine el konuldu.

Son 11 yılda, 1750 öğrencinin askeri okullarla ilişiği kesildi. Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, AK Parti Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın soru önergesini yanıtlarken, 1990-2001 yılları arasında askeri okullardan başarısızlık, disiplinsizlik veya istek üzerine ilişiği kesilen öğrenciler hakkında bilgi verdi. Çakmakoğlu'nun verdiği bilgiye göre, son 11 yılda 1750 öğrenci askeri okullardan atıldı. 511 öğrencinin atıldığı 1991 yılı, en çok atılmaların yaşandığı yıl oldu. En az atılma ise 1994 ve 1995 yıllarında oldu ve bu yıllarda 14'er öğrencinin ilişiği kesildi.

KAMU GÖREVLİLERİNE YÖNELİK BASKILAR

ÜNİVERSİTELER

GÖZALTILAR

YARGILAMALAR

ÖĞRENİM ÖZGÜRLÜĞÜ

Afyon Kocatepe Üniversitesi rektörlüğü Kürtçe'nin seçmeli ders olmasını isteyen Adnan Arıca'ya okuldan iki yarıyıl uzaklaştırma cezası verdi. Arıca, yaptığı savunmada Anayasa'da yapılan değişiklikle "yasaklanmış dil" kavramının ortadan kalktığını ve yine Anayasa'nın 74.maddesinde yer alan vatandaşların dilek ve şikayetlerini ilgili kuruma yazılı olarak iletme hakkını belirtmesine rağmen, sonuç değişmemiş.

Siirt'te ilköğretimde okuyan çocukları için okul müdürlüklerine başvuran velilerin Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulması talebi kabul edilmedi. Okullarda geniş güvenlik önlemleri alınırken, yüz elli velinin dilekçeleri işleme konulmadı. Diyarbakır'ın Koşuyolu İlköğretim Okulu'na başvuran velilerin dilekçeleri de, İçişleri Bakanlığı'nın genelgesi gerekçe gösterilerek kabul edilmedi.

İstanbul Üniversitesi'nde katılmadıkları eylemlerden dolayı öğrenciler hakkında soruşturmalar açılmaya devam ediliyor. Son olarak katılmadıkları eylemi düzenledikleri ve yönettikleri iddiasıyla 19 öğrenci hakkında soruşturma açıldı. Öğrencilerin ifadeleri alınırken soruşturmaların açılmasının emniyet yetkilileri tarafından istendiği belirtilmişti.

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi 10-17 Aralık dünya İnsan Hakları Haftası dolayısıyla çocuklara yönelik resim ve kompozisyon yarışması düzenledi. İnsan hakları bilincini geliştirmek isteyen İHD, "İnsan Hakları ve Barış" adıyla yaptığı yarışmaya, 15 yaşın altındaki çocukları davet ediyordu. Resim dalında 150, kompozisyon dalında ise 140 çocuğun katıldığı yarışmada, dereceye giren 20 ilköğretim öğrencisi çocuk düzenlenen kalabalık bir törenle ödüllendirildi. Törenin üzerinden 45 gün geçtikten sonra Cumhuriyet gazetesinde İHD'nin ödül törenine ilişkin haberini "ihbar" kabul eden Millî Eğitim Bakanlığı, Diyarbakır'a gönderdiği iki müfettişle, yarışmaya katılan öğrenci ve öğretmenler hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma çerçevesinde Diyarbakır'daki ilköğretim okullarındaki Resim ve Edebiyat öğretmenlerinin ifadesi alındı. Valiliğin izni dahilinde gerçekleştirilen ve beklenenin üzerinde ilgi gören İHD'nin resim ve Kompozisyon Yarışması'na katılan öğrenci ve öğretmenler hakkında açılan soruşturma, Şubat'ın ortalarına kadar devam etti. Soruşturma çerçevesinde çeşitli ilköğretim okullarına okuyan öğrenciler de ifade vermek üzere öğretmenleriyle ya da okul müdürleriyle birlikte Millî Eğitim müdürlüklerine çağrıldı. Yarıyıl tatili de soruşturmayı durdurmadı.

Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. K. Turay Yardımcı, üzerinde İHD bülteni bulunduğu için polis tarafından gözaltına alındıktan sonra hakkında dava açılan M. Emin Türkmen'i dava sonuçlanmadan suçlu buldu. Rektör Yardımcı, Türkmen'e "öğrenciye yakışmayan davranışlar yaptığı" gerekçesiyle iki dönem okuldan uzaklaştırma cezası verdi.

DYP'li Hacı Filiz'in soru önergesini cevaplandıran Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, 1 Ocak 1999 ile 24 Aralık 2001 arasında, 844 öğretmen ve yöneticinin görevine çeşitli suçlardan dolayı son verildiğini açıkladı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi'nde okuyan 27 öğrenci, 6 Kasım'da yapılan YÖK'ü protesto eylemine katıldıkları gerekçesiyle bir dönem okuldan uzaklaştırıldı.

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulması amacıyla dilekçe veren öğrencilerden 30'unu okuldan attı; 37 öğrenciyi de iki dönem okuldan uzaklaştırdı.

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde asker öğretmen olarak görev yapan Recep Şimşek düğün davetiyesini Kürtçe bastırınca başı derde girdi.

Şimşek, açılan soruşturma kapsamında açığa alındıktan sonra, Diyarbakır DGM tarafından hakkında TCK'nın 169. maddesi uyarınca "örgüte yardım ve yataklık yapmaktan" dava açıldı. İddianamede, PKK'nın son kongresinde alınan karar gereğince Kürtçe dilinin yaygınlaştırılmasının amaçlandığı ve öğretmen Şimşek'in de bu kararlar doğrultusunda davetiyesini Kürtçe bastırarak örgüt propagandası yaptığı belirtildi.

Çukurova Üniversitesi'nde "ana dilde eğitim hakkı" için dilekçe veren 1030 öğrenciye disiplin soruşturması açıldı. Haklarında soruşturma açılan öğrencilerin ev adreslerini tespit eden polis., 16 öğrencinin evini basarak gözaltına aldı.

Van' 6 lise öğrencisi, eylem sırasında derste oldukları kanıtlamalarına rağmen, "Eylemlere katılıp katılmadıklarını görmedik ama emir büyük yerden, at dediler attım" diyen müdürce okuldan atıldı. Diyarbakır'da da benzeri gerekçeyle önce okulda sorgulanıp, ardından Emniyet Müdürlüğü'nde işkenceye uğrayan çocuklarla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı tarafından soruşturma başlatıldı. Kürtçe'nin ders olarak okullarda okutulması talebi ile imza toplayan öğrenci ve velilerin karşılaştıkları muameleler traji­komik hal aldı. 14 Aralıkta Atatürk Lisesi'nde asılan pankart ve yapılan yürüyüşten sorumlu tutularak okula yazılı ifade veren 50 öğrenciden G.O., S.G., M.B., N.K., R.B. ve R.O. eylemleri organize etmekten okuldan atıldı. B.K., 5K., S.Y. ve M.K. ise 5 günlük okuldan uzaklaştırma cezası aldı. G.O. "Okulda gerçekleşen eylemlerden sonra okul, polisler tarafından ablukaya alındı. Sürekli takip ediliyorduk. Yazılı savunmamız istenmeden önce müdür bizi odasına çağırdı. Bizi, eğitim kampanyası için okulda aşılan pankart ve yapılan yürüyüşleri organize etmekle suçladı. Pankartın asıldığı saatlerde derste olduğumuza dair imzaların öğretmende olduğunu belirttik. Müdür, pankartı asanları söylememizi istedi" dedi.

Okuldan atılan ve uzaklaştırılanların isimlerinin polisler tarafından müdüre verildiğini vurgulayan 2. sınıf öğrencisi M.B. ise "Savunmalarımız alındıktan sonra, 4 şubat günü sabah okul müdürü bizi odasına çağırdı. Ve tasdiknamemizi elimize vererek, okuldan atıldığımızı söyledi.

ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde HADEP ilçe binası silahla tarandı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı.

Alevi ve Bektaşi Kuruluşları Birliği Kültür Derneği, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce "Türk dilinden veya kültüründen başka bir kültürü korumak veya yaymak amacıyla dernek kurmak yasaktır" gerekçesiyle feshedildi.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ve Diyarbakır'da işkence mağdurlarının tedavi olması için aracılık yapan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilcisi Av. Sezgin Tanrıkulu hakkında "İzinsiz tedavi ve rehabilitasyon Merkezi" kurarak yetkili mercilerin emirlerini dinlemediği gerekçesiyle Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

İstanbul'da 10 yıldan beri faaliyet gösteren Kürt Enstitüsü'nün Ceviz Kabuğu programında hedef gösterilmesinin ardından harekete geçen polis, "izinsiz kurs açmaktan" enstitüyü mühürledi.

Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Yukarısalat Beldesi'nde kısa bir süre önce kurulan HADEP teşkilatının yönetici ve üyeleri istifaya zorlandı. HADEP'lilere kiralık ev, işyeri ve tarla vermemeleri için belde sakinlerine baskı yapan jandarma, parti üyesi birçok kişinin iş yerlerini çeşitli bahanelerle kapattı.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE YÖNELİK BASKILAR/SALDIRILAR

SIĞINMA HAKKINA YÖNELİK İHLALLER

İzmir'in Karaburun ilçesinde denizden Afganistan uyruklu bir erkek cesedi çıkarıldı. Alınan bilgiye göre, Çullu köyünde denizde ceset gören vatandaşlar, durumu ilçe Jandarma Komutanlığı ekiplerine bildirdi. Jandarmalar tarafından denizden çıkarılan cesedin soyadı belirlenemeyen İbrahim isimli Afganistan uyruklu bir kişiye ait olduğu tespit edildi. Yetkililer, bu kişinin yurtdışına çıkmak isterken denizde boğularak hayatını kaybettiğini sandıklarını belirttiler.

Trabzon'da "El Kaide Örgütü" üyesi olduğu şüphesiyle gözaltına alınan ve Trabzon ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri tarafından 1.5 ay sorgulanan Afganlı Muhammer Enver Hüseyin'in herhangi bir örgüt üyesi olmadığı belirlendi. Alınan bilgiye göre; yaklaşık 1.5 ay önce Almanya'ya gitmek isterken Trabzon Havaalanı'nda sahte pasaport ile yakalanan Muhammer Enver Hüseyin (37) Trabzon Emniyet Müdürlüğü yetkilileri tarafından El Kaide Örgütü üyesi olduğu şüphesiyle gözaltına alındı. Hüseyin'in yapılan sorgulamasında, Türkiye'ye İran üzerinden yasadışı yollardan girdiği belirlendi.

Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre 2001 yılı içinde polis ve jandarma bölgesinde 11 bin 430 Iraklı, 7 bin 67 Moldovalı, 6 bin 247 Afgan, 3 bin 704 Pakistanlı, 2 bin 837 Romen, 2 bin 657 İranlı, 2 bin 553 Türk, 2 bin 200 Rus ve 19 bin 786 diğer ülkelerden olmak üzere toplam 58 bin 481 kaçak yakalanmıştı. Irak'tan körfez krizi nedeniyle 1991 yılında 460 bin sığınmacı, 1987-1992 yılları arasında Afganistan'da meydana gelen karışıklık nedeniyle 3 bin 128 Afgan ve Çin uyruklu sığınmacı, 1989 yılında Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutulan 229 bin 548 sığınmacı, 1987-92 tarihleri arasında eski Yugoslavya'da meydana gelen iç savaş ve karışıklık nedeniyle 20 bin Bosna-Hersekli sığınmacı, 1999 yılında Yugoslavya Federal Cumhuriyeti (Kosova)'da meydana gelen iç savaş ve karışıklık nedeniyle 17 bin 600 sığınmacı Türkiye'ye gelmişti.

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Türkiye'ye giriş yaparken yakalanan 8 kaçak, Suriye'ye teslim edildi.

Van'da, Irak'tan kaçak yollarla İran'a, ardından da 10 günlük yürüyüşten sonra Türkiye'ye giriş yapan 22 yaşındaki Mahmoud Tarık Shahab, ayakları donmak üzereyken Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komitesi binasına ulaştı. Ayakları feci şekilde donan genç, burada yardım beklerken eline evrak tutuşturularak kapı dışarı edildi. İHA ekibi, genci kendi aracıyla hastaneye götürdü.

İzmir'in Çeşme ilçesinde, şişme botla Yunanistan'a kaçmak istedikleri bildirilen 8 Afgan yakalandı.

ÇALIŞMA YAŞAMINA YÖNELİK İHLALLER

ÖLENLER: Bursa'da Mehmet Dönmez Bursa-İzmir karayolu üzerinde bulunan Uludağ Gıda Sitesi'ndeki bir firmada işe başlayan Dönmez işyerindeki ilk gününde cam silme görevi verilen Dönmez, yaklaşık 6 metre yüksekten düşerek hayatının kaybetti. İzmir'in Konak ilçesinde elektrik akımına kapılan bir inşaat işçisi öldü. Eskiizmir 3771/7 Sokak'taki bir inşaat şantiyesinde çalışan Kemal Dal, elektrik çarpması sonucu ağır yaralandı;Bursa'da, çalıştığı şantiyenin yük taşıma aracının altında kalan işçi Hakkı Ünsal;Muğla'nın Milas ilçesinde Hacıilyas Mahallesi Kadıağa Caddesi üzerindeki Mehmet Şeker'e ait kuru temizleme dükkanında buhar kazanı, büyük bir gürültüyle patladı. Patlama sırasında dükkanda çalışan Hüseyin Özgen;Mersin'de merkeze bağlı Kazanlı beldesinde, Narin Paketleme İşletmesi'ne ait bir binanın dış sıvasını yapmak için iskele üzerinde çalışan Ramazan Süreç ve Fahrettin Gürteç, yakından geçen yüksek gerilim hattına dokununca cereyana kapılarak düştüler. Ağır yaralanan işçilerden Fahrettin Gürteç, kaldırıldığı Güven Tıp Merkezi'nde;Kütahya'nın Gediz ilçesine bağlı Gökler Beldesi'nde özel bir şirkete ait maden ocağında, karbonmonoksit gazından zehirlenen Mustafa ve Mehmet Cansu;Konya'da bir işyerine levha monte etmek isterken çatıdan düşen işçi Mehmet Totan ;Muğla'nın Milas ilçesinde, kuru temizleme dükkanında patlayan buhar kazanı, Hüseyin Özgen'in ölümüne neden oldu;

Gaziantep Merinos Halı fabrikasında meydana gelen iş kazasında Bekir Karaoğlu adlı işçi hayatını yitirdi. 15 Şubat günü meydana gelen olayda, iplik bölümünde çalışmakta olan ve henüz iki ay önce işe giren işçinin elyaf açma makinesini temizlediği sırada makinenin çalıştırılması sonucu öldüğü öğrenildi.

İstanbul Avcılar'da üzerlerine vinç çenesi düşen işçilerden Mehriz Antakyalıoğlu (47) öldü, Ali Rıza Ataş (34) ise yaralandı.

Niğde'de TEDAŞ işçisi Muammer Karakuzu tamir için çıktığı elektrik direğinden düşerek öldü.

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde faaliyet gösteren Kürüm Demir Fabrikası'nın vardiya amiri Kasım Özçelik (43) bakımını yaptığı çalışır durumdaki makineye kapılarak öldü.

Manisa'daki Vestel Fabrikası'nın kalorifer kazanının patlaması sonucu, işyerinde çalışan Cenk Basmaz, Şafak Ahmet Kalyoncu, Hasan Hüseyin Kuş ve Mehmet Keleş yaralandı.

İzmir'in Urla İlçesi'nde bir işçi yetersiz beslenme nedeniyle öldü. 14 yıldır Urla Belediyesi'nde çalışan Kadir Nalcıoğlu adlı işçi kaldırıldığı Bozyaka SSK Hastanesi'nde hayatını yitirdi.

İŞTEN ATILANLAR: İzmir Toplusözleşme hükümlerini yerine getirmeyen Tarişbank yönetimi tarafından hakkını arayan 10 işçi;Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Merkezi'nde çalışan 7 işçi; İstanbul Bayrampaşa'da kurulu Pres Döküm Kromaj (PDK) fabrikasından 24 işçi atıldı.

Manisa'nın Soma İlçesi'nde özel HÜSTAS Kömür İşletmesi'nden 400 işçi çıkarıldı.

SAĞLIK HAKKI (?)

Göğüs sancısı sebebiyle gittiği Karşıyaka Devlet Hastanesi'nde iğne vurulan Sümmani Demirtaş (46), bir buçuk aydır ayağının üzerine basamadığını, koltuk değnekleri vasıtasıyla hastane hastane dolaştığını ve iğnenin sinir kaslarına denk geldiğini iddia etti.

YARGI MEKANİZMASI

YARGI HABERLER

Ankara Üniversitesi Cebeci kampüsünde 11 Ocak 2001'de düzenlenen F tipi cezaevi protestosuna katılan 20 öğrenci 3 yıl 9 ay hapse mahkûm edildi. Yasadışı örgüte yardım ve yataklık ettikleri iddiasıyla yargılanan öğrencilerin Ankara 1 No'lu DGM'deki davalarında karar verildi. Sanık avukatlarından Ender Büyükçulha, aynı olayla ilgili olarak bazı sanıkların asliye ceza mahkemesinde Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten yargılandıklarını ve beraat ettiklerini söyledi.

Beşiktaş Arzum Kafe'de 28 Eylül 1994 tarihinde, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Fuat Erdoğan ile Elmas Yalçın ve İsmet Erdoğan'ın öldürülmesi olayına katıldıkları gerekçesiyle yargılanan polisler beraat etti. 7 yıldır süren davaya İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Hakkında yayın yasağı bulunan davanın önceki duruşmasında savcı esas hakkındaki mütalaasını sunmuş, görev sırasında birden fazla kişinin faili belli olmayacak şekilde ölümüne neden olduğu gerekçesiyle yargılanan İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nde Müdür Yardımcısı olan sanık Ş.K. ile polisler M.K , R.A ve H.K'nin "meşru müdafaa"da bulundukları iddiasıyla beraatını istemişti.

Yargıtay 6. Ceza Dairesi, Yüksekova'da, "gasp bombalama gibi eylemlere katıldıkları ve suç işlemek için teşekkül oluşturdukları" gerekçesiyle yargılanan 5 sanığın çeşitli hapis cezalarına çarptırılmalarına ilişkin kararı "eksik inceleme ve soruşturma" gerekçesiyle bozdu. Yargıtay 6. Ceza Dairesi, Diyarbakır 4 No'lu DGM'nin "Yüksekova çetesi" davasında verdiği kararın temyiz istemlerini sonuçlandırdı. Daire, PKK itirafçısı Kahraman Bilgiç, korucubaşı Kemal Ölmez hakkında, TCK'nın "suç işlemek için teşekkül oluşturmak" hükmünü düzenleyen 313.ve "silah ve uyuşturucu ticareti yapmak", olay tarihinde binbaşı olan Mehmet Emin Yurdakul hakkında TCK'nın 313.ve "uyuşturucu madde ticareti yapmak", sanıklar Hamdi Poyraz, Hasan Öztunç ve İsmet Ölmez hakkında "silah ve uyuşturucu ticareti yapmak", sanıklar Ali Kurdoğlu, Ali İhsan Zeydan, Mustafa Koca ve Oğuz Baygüneş hakkında "uyuşturucu ticareti yapmak" suçundan dolayı verilen beraat kararlarına karşı yapılan temyiz istemlerini, temyiz başvurusunu yetkili kişiler yapmadığı gerekçesiyle reddetti. Böylece bu sanıklar hakkında bu suçlara yönelik verilen beraat kararları kesinleşmiş oldu.

İstanbul Eyüp Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde Beden Eğitim Öğretmeni iken öğrencilere terör örgütü İBDA-C propagandası yaptığı iddia edilen Osman Temiz'e örgüt üyeliği suçundan 12.5 yıl hapis cezası verildi. İstanbul 1 No'lu DGM'de görülen davanın karar duruşmasına sanıklar katılmadı. Sanık Temiz'in avukatı müvekkilinin suçsuz olduğunu belirterek, tahliyesini istedi mahkeme heyeti, Temiz hakkında terör örgütüne üye olmak suçundan 12.5 yıl hapis cezası verdi. Tutuksuz yargılanan öğrenci Ahmet Fatih Yavuz'a ise pişmanlık yasası nedeniyle ceza verilmedi. Yaklaşık 1 yıl önce Fatih'teki evinde yaptığı bombanın elinde patlaması sonucu yakalanan Yavuz, polisteki ifadesinde öğretmeni Temiz'in örgütle ilgili konuşmasından etkilendiğini söyledi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, başsavcılığının İBDA-C'nin lideri Salih İzzet Erdiş'e verilen idam cezasını usûlden bozan 9. Ceza Dairesi'nin kararına yaptığı itirazı kabul etti. Dosyanın gönderileceği Yargıtay 9. Ceza Dairesi, dosyayı bu kez de esastan inceleyecek. Daire, mahkumiyet kararını onarsa, hüküm kesinleşecek. Kurul Yargıtay Başsavcılığı'nın itirazını 4'e karşı 20 oyla kabul etti.

Alevi ve Bektaşi Kuruluşları Birliği Kültür Derneği, kuruluş tüzüğü, 2908 sayılı Dernekler Yasası'na uymadığı gerekçesiyle feshedildi. Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı Fuat Samancı, Alevi sözcüğünün bir mezhep ve dini terim olduğunu, bu isme dayandırılarak dernek kurulamayacağını, aksi halde karşıt ve benzer dini ve örfü derneklerin de kurulmasının kaçınılmaz olacağını söyledi. Samancı, bu durumda devletin milleti ve ülkesi ile bölünmez bütünlüğü ilkesinin bozulacağını açıkladı. Savcı, derneğin Dernekler Yasası'na muhalefet ettiği gerekçesiyle feshedilmesini istedi. Avukat Hıdır Özcan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, Alevi, Bektaşi adı taşıyan dernek kurulamayacağı yönünde rapor hazırladığını, Kültür Bakanlığı'nın ise bu tür derneklerin kapatılamayacağı yönünde rapor gönderdiğini söyledi. Özcan, savcıların, bakanlığın görüşlerini esas almasını istedi. Hakim Yılmaz İğrek, derneğin feshine karar verdi. Duruşma sonrası İğrek ile dernek yöneticileri arasında tartışma yaşandı. Kararın Alevilere yönelik olmadığını söyleyen İğrek, "Derneğiniz, kanuna muhalefetten kapatıldı. Ben Alevileri severim" dedi.

Gözaltı, soruşturma ve tutuklama ile baskı altına alınan Kürtçe eğitim talebi, bu kez de "Yasadışı terör örgütüne yardım ve yataklık" iddiasıyla engellenmeye çalışılıyor. Kürtçe eğitim için Dicle Üniversitesi'ne (DÜ) Rektörlüğü'ne dilekçe veren DÜ öğrencilerinden Abdurrahim Demir, Reşat Bağcı ve Ömer Kaçmaz PKK'ya yardım ve yataklık yaptıkları iddiasıyla haklarında 169.maddeden dava açıldı. Salı günü Diyarbakır DGM'de duruşmaları yapılacak öğrenciler, DÜ öğrencilerinin imzaladığı 1540 adet dilekçeyi öğrenciler adına rektörlüğe bırakırken gözaltına alınmış, dilekçelere de el konulmuştu. Diyarbakır DGM Savcısı Ramazan Çetin tarafından açılan kamu davasının iddianamesinde suç olarak gösterilen ise hukukçulara "pes" dedirtecek nitelikte. Birkaç cümle ile hazırlanan iddianamede dilekçede suç unsuru olarak gösterilen cümleler şöyle: "Ne yazık ki Türkiye'de başta Kürt halkı olmak üzere bütün halklar yıllardır yok sayılmış bu halkların dillerini kültürlerini geliştirmek ülkenin bölünmesi kaygısıyla engellenmiştir".

12 Eylül nedeniyle dönemin konsey başkanı olan 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren hakkında idam istemiyle dava açması nedeniyle başına gelmedik kalmayan, bu nedenle geçici süreyle görevden alınan Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerine hakaretten mahkûm edildi. Kayasu'yu önce 6 ay 20 gün hapis cezasına çarptıran Yargıtay, daha sonra cezayı 608 milyon 400 bin lira para cezasına çevirerek erteledi.

AİHM

AİHM dokuz ayrı başvuruda Türkiye'yi suçlu bularak maddi tazminat ödemeye mahkum etti. AİHM'den yapılan açıklamada, E.K.isimli Türkiye vatandaşının açtığı davada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6, 7 ve 10.maddelerinin ihlal edildiği görüşüne vararak, Türkiye'nin mahkeme masrafları da içinde olmak üzere toplam 13 bin 700 euro ödemesini kararlaştırdı. Strasbourg Mahkemesi'nden yapılan açıklamada, Uygur, Dinleten, Metinoğlu, Özcan, Sarıtaç, Zülat, Çilengir ve Binbir soyadlı vatandaşların açtığı davalarda da makul sürede yargı yargılanma hakkıyla ilgili 6. Maddenin 1.fıkrasının ihlal edildiği belirtilerek, Türkiye'nin sekiz kişiye toplam 131 bin 600 euro tutarında maddi tazminat ödemesinin kararlaştırıldığı bildirildi.

Manisa davasında yargılanan gençler, Türkiye'de açtıkları tazminat davasında Cezaevi'nde kaldıkları 2 yıl için 3 milyar lira tazminat alırken, AİHM 7 gün fazla gözaltı için 21 milyar lira tazminat ödenmesini karalaştırdı. Başka bir ifade ile Türkiye'de cezaevinde geçen bir günün bedeli olarak 2.5-3 milyon lira öderken, Avrupa'dan bu rakam 3-4 milyar liraya ulaştı. Türkiye, AİHM kararı doğrultusunda Manisalı liseliler davasında 16 kişiye, gözaltında kaldıkları sürelere göre toplam 1 milyon 690 bin Fransız Frangı (Yaklaşık 295 milyar lira) ödedi. Kamuoyunda 'Manisalı gençler' davası olarak bilinen ve 16 gencin yasadışı örgüt üyesi olmakla yargılandığı ve beraatla sonuçlanan davada, gençlerin işkence gördüğü Yargıtay tarafından tesbit edilmiş ve suçsuz oldukları anlaşılmıştı.

Türkiye, Leszek Gawracz isimli Polonya vatandaşının AİHM yaptığı bir şikayet başvurusunda, maddi tazminat ödeyerek "dostane çözüm" kabul etti. Gawracz, Türkiye'de geçirdiği trafik kazasında yaralanması sonucu açtığı davanın 7 yıl sürmesini gerekçe göstererek 1996 yılında AİHM'e başvurmuştu. Polonya vatandaşı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin davaların makul sürede tamamlanması ile ilgili 6.maddesinin 1.fıkrasının ihlal edildiğini iddia etmişti. AİHM'den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin Gawracz'a 55 bin Fransız Frangı ödemeyi kabul ettiği belirtildi.

AİHM Türkiye'yi "yargısız infaz" nedeniyle açılan bir davada suçlu bularak, maddi tazminat ödemeye mahkum etti. AİHM'den yapılan açıklamada, gözaltında tutulduğu sırada öldürüldüğü iddia edilen Abdulselam Orak isimli vatandaşı ailesine, mahkeme masrafları içinde olmak üzere yaklaşık 75 bin euro ödemesinin kararlaştırıldığı bildirildi. Strazbourg Mahkemesi'nin açıklamasında, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşam hakkıyla ilgili 2., işkencenin yasaklanmasıyla ilgili 3.ve mağduriyetin karşılanma hakkıyla 13.maddesini ihlal ettiği bildirildi.

İNSAN HAKLARI POLİTİKALARI

İnsan hakları konusunda ulusal ve uluslararası danışma organı olarak görev yapmak ve devlet kuruluşları ile üniversiteler ve sivil toplum örgütleri aradınsa koordinasyon sağlamak üzere 53 kişilik bir insan hakları birimi oluşturuldu. Öğretim üyeleri, sivil toplum örgütleri, işçi ve işveren sendikaları, memur sendikaları, meslek kuruluşları, barolar, bakanlıklar ve diğer bazı kamı kuruluşlarının temsil edildiği geniş bir yelpazeyle oluşturulan 'Danışma Kurulu', Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na bağlı olarak görev yapacak ve insan haklarıyla ilgili somut konularda raporlar düzenleyerek Başbakanlık'a sunacak. Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü İle Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın kamu kesiminin temsilcisi olarak yer alacağı kurulda, meslek örgütlerinden de şu isimlere yer verilecek: Adli tıp Enstitüsü, Türkiye Barolar Birliği, Türk-İş, Hak-İş, DİSK, TESK, TİSK, Türkiye Sakatlar Federasyonu, Türk Tabipler Birliği (TB), Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi.

SP Rize milletvekili Mehmet Bekaroğlu, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun oluşturduğu alt komisyonun Van'da gerçekleştirdiği toplantının, kendilerini "ilaç firmalarının represantı" diye tanıtan iki polis tarafından izlendiğini ileri sürdü. Bekaroğlu, İçişleri Yücelen'e, "TBMM'nin oluşturduğu bir komisyonun çalışmalarını polis niçin izlemektedir?" diye sordu. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi de olan Bekaroğlu, Yücelen'in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği önergesinde, Van'da bir otelde sivil toplum örgütleri temsilcileriyle toplantı yaptıklarını kaydetti. Toplantının ilerleyen saatlerinde salonda davetli olmayan iki kişiyi tespit ettiklerini belirten Bekaroğlu, bu kişilerin kendilerini, "ilaç firmalarının represantı" diye tanıttıklarını bildirerek, " Bu iki kişinin polis olduğunu öğrendik. Van valisi olaydan haberdar olmadığını söyledi" dedi.

İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen imzasıyla 81 il valiliklerine gönderilen genelgede, bir süredir yaşanan Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması ve Kürtçe isim tartışmaları hatırlatılarak, nüfus müdürlüklerinin Kürtçe isim konusunda uyarılması istendi. Genelgede şu görüşlere yer verildi: "Son zamanlarda bazı nüfus müdürlüklerince, bazı isimlerin çocuklara ad olarak konulmasında tereddüde düştükleri bildirilmektedir. 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nun 16/4. maddesi "Milli kültürümüze, ahlak kurallarına, örf ve adetlerimize uygun düşmeyen ve kamuoyunu inciten adlar konulamaz hükmünü getirmiştir. Bu hükümlere aykırı isimler geldiğinde bakanlığımızın görüşü istenmelidir."

Başbakan Bülent Ecevit, 15 Şubat'ta NTV'de katıldığı canlı yayın programında Kürtçe konuşulması, yayın yapılması başka bir şey, Kürtçenin eğitim programına alınması başka bir şey. Onu kabul edemeyiz. Meclis'te başka bazı partiler de kabul etmiyorlar. Kürt kökenli vatandaşlar, isterlerse Kürtçeyi zaten konuşuyorlar. Hepsi de bilmiyor Kürtçeyi. Bu konuda yayınlar da çıkıyor. Ama eğitimin içine herhangi bir yabancı dili almamız söz konusu değil" dedi.

İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, 81 il valiliğine "gizli" bir genelge göndererek, çocuklarına Kürtçe isim vermekte ısrarlı olanların nüfus müdürlüklerince ihbar edilmesini istedi.

Adalet Bakanlığı, Olağanüstü Hal'in (OHAL) yürürlükte olduğu illerde, sürgit gözaltıların mağduriyetlere neden olmasını nihayet sorun olarak kabul etti ve önlenmesi için savcıların dikkatini çekti. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, başsavcılıklara bir ge­nelge göndererek eleştiri konusu olan mağduriyetlerın ön­lenmesini istedi. Genelgede, "Bu surede mağduriyetlere neden olunduğu bakanlığımıza intikal eden bilgilerden an­laşılmıştır" denildi. Halen Türkiye'de DGM'lik suçlarda gö­zaltı süresi 7 gün, OHAL bölgesinde ise 10 gün olarak uy­gulanıyor. Ancak özel bir kararnameye dayanılarak OHAL bölgesinde bu süre güvenlik güçlerince mahkemeye başvurularak pek çok kez uzatılabiliyor. Uygulamayla bir­çok kişi 40 günden fazla gözaltında kalmıştı.

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Türkiye'de işkencenin sürdüğünü ve anayasa değişikliğine rağmen, demokratikleşme yönündeki adımların yetersiz olduğunu kabul etti. Bakan Türk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'ndeki Türkiyeli yargıç Rıza Türmen'i kabulü sırasında, 2001 yılında AİHM'ye Türkiye devleti aleyhine 159 başvuru yapıldığını hatırlatarak, "İşkence iddiaları devam ediyor. Bunları düzeltmek durumundayız" dedi.

DÜNYA İNSAN HAKLARI RAPORU

BM, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinli mültecilere gıda, tıbbi tedavi ve meslek sağlanması için 117 milyon dolarlık yardım çağrısında bulundu. BM'nin Yakın Doğu'daki Filistinli Mülteciler için Yardım Ajansı (UNRWA), İsrail'in 81 askeri kontrol noktası, sokağa çıkma yasakları, baskınları, ev yıkımları ve ekili alanları yok etmesinin, son 16 ayda "alarm verici düzeye" ulaştığını açıkladı.

BM kararıyla oluşturulan Uluslararası Ceza Mahkemesi ile ilgili sözleşmeyi onaylayan ülke sayısı 52'ye çıktı. Mahkemenin faaliyet geçebilmesi için 60 ülkenin onayına ihtiyaç bulunuyor. 2. Dünya Savaşı sonunda Nazi savaş suçlularını yargılayan mahkemeden esinlenerek oluşturulan mahkemenin merkezi Lahey olacak. Katliam, savaş suçu ve benzeri vahim insan hakları ihlallerinde bulunan kişileri yargılayacak mahkeme, dünyanın bu türde görev yapan ilk daimi Mahkemesi olacak. ABD yönetimi mahkemeye karşı çıkıyor ve birçok ülkeye de imzalamaması için baskı yapıyor.

Eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobadan Miloşeviç'in yargılandığı Lahey'deki mahkemede, Sırp zulmünden kurtulan bir Kosovalı Arnavut çiftçi tanık olarak dinlendi.. Çiftçi Halil Morina, Sırplar'ın Mart 1999'da Landovice köyünde evleri ateşe verdiklerini, insanları öldürdüklerini, köyün camisini bombaladıklarını ve felçli bir kadını evinde diri diri yaktıklarını anlattı.

Önde gelen uluslar arası yardım kuruluşları tarafından hazırlanan bir rapor, Afrika'daki mülteci çocukların cinsel istismara uğradığını ortaya çıkardı. Rapora göre, kıtanın batısında hizmet veren 40'tan fazla kuruluşta çalışan yardım görevlileri, mülteci çocuklara sağladıkları yardımın karşılığında bazı "iltimaslar" bekleyerek, kapsamlı bir cinsel sömürü gerçekleştiriyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve Çocukları Koruyun (Save the Children) örgütünün, Liberya, Gine ve Sierra Leone'daki mülteci kamplarında yaşayan çocuklarla yaptığı görüşmeler sonucunda, bölgedeki BM askerlerinin de sapıklıklara karıştığı anlaşıldı.

Kamplarda yaşayan, yaşları 18'in altındaki kız çocuklarının tanıklıklarıyla hazırlanan raporda, bu üç ülkede, yardım görevlilerinin, "insancıl yardım ve hizmetleri, mültecileri istismar edebilmek için kullandıkları" belirtildi. Tanıklıklara göre, tümü erkeklerden oluşan ve adı istismara karışan görevliler, sağladıkları, yemek barınak, eğitim ve sağlık yardımı karşılığında genç kızlardan "beklenti" içine giriyor. Mülteci genç kızlardan bazıları, öğretmenleriyle cinsel ilişkiye girdikleri takdirde, notlarının yükseldiğinden de bahsettiler. Raporda, 40 değişik örgüt ve yardım kuruluşunda çalışan yaklaşık 70 gönüllünün bu istismara adının karıştığı belirtildi.

ABD:ABD'de cinayet suçundan 15 yıldır hapis yatan 43 yaşındaki David Woodruff, Oklahoma City kenti yakınlarındaki Cezaevi'nde zehirli iğneyle idam edildi.

Amerikan ve İngiliz uçaklarının, Irak'ın kuzeyinde uçuşa yasak bölgedeki Musul kentinden açılan uçaksavar ateşine karşılık vermesi sonucu 4 sivilin öldüğü iddia edildi. Irak askeri sözcüsü, "Düşman uçaklarının Musul kentinde sivil tesisleri bombalaması sonucu dört sivil öldü.

ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, geçen ay içinde Afganistan'ın Kandahar kenti yakınlarına hücum eden ABD birliklerinin, Afganistan'daki "dost" güçleri vurmuş olabileceğini kabul etti. Rumsfeld, düzenlediği basın toplantısında bazı "dost güçlerin" 24 Ocak'ta Kandahar'a düzenlenen bir saldırı sırasında öldürülmüş veya yaralanmış olabileceğini söyledi.

Missouri eyaletinde 18 yaşındaki uyuşturucu satıcısını öldüren Michael Owsley, zehirli iğneyle idam edildi.

ABD, Cenevre Sözleşmesi'ni Afganistan'da yakaladığı militanlardan yalnızca Taliban üyelerine uygulayacağını açıklarken Uluslararası Kızılhaç Komitesi (UKK) "uluslararası bir çatışmada yakalanan herkesin, yetkili mahkemelerden aksi yönde karar çıkan dek savaş tutsağı sayılacağını" bildirdi. Başkan George Bush tarafından alınan bu karara göre, Küba'daki Guantanamo Üssü'nde tutulan El Kaide militanlarına "savaş tutsağı" statüsü verilmiyor ve yalnızca üsteki Taliban üyeleri için sözleşmenin uygulanacağı belirtiliyor. Ancak, üste bulunan 186 tutsağın kaçının El Kaide, kaçının Taliban üyesi olduğu şu ana kadar açıklanmazken bunun nasıl belirleneceği de tartışma konusu. Cenevre Sözleşmesi'nde yer alan "savaş tutsağı koşulları", esirlerin sorgulama sırasında sınırlı yanıt verebilmelerine olanak tanıyor ve kendilerine uluslararası standartlara göre insani muamele yapılmasını öngörüyor. Beyaz Saray Sözcüsü Ari Fleischer, alınan kararın esirlerin yaşamını fazla etkilemeyeceğini ve gördükleri muamelenin değişmeyeceğini belirterek "Hayatlarında bir değişiklik olmayacak. ABD iyi davranmaya devam edecek" dedi. Karardan El Kaide örgütü üyesi esirlerin yararlanamayacağını ifade eden Fleischer, "El Kaide uluslararası terörist bir örgüttür ve Cenevre Sözleşmesi uygulanamaz" dedi. Fleischer,Taliban savaşçılarının Afganistan'ın imzaladığı 1949 Cenevre Sözleşmesine göre tutulduklarını belirterek "Teröre karşı savaş, İkinci Dünya Savaş'ından sonra imzalanan sözleşmeye göre düşünülen bir savaş değildir" diye konuştu. Guantanamo Üssü'ndeki esirlere Cenevre Sözleşmesi'nde yer alan "savaş esiri koşullarının" uygulanması yönünde baskı gören Bush yönetimi, esirleri bu kategoriye sokmayı reddetmiş ve bu kişilerin El Kaide örgütü ve Taliban rejiminin en tehlikeli militanları olduğunu savunmuştu. İngiliz Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Başkan Bush'un kararından memnuniyet duyuyoruz. Taliban esirlerine Cenevre Sözleşmesi'nin uygulanması kararının destekliyoruz" denildi Fransa ise Guantanamo'daki bütün tutsakların savaş esiri sayılması gerektiğini bildirdi.

ABD, Saraybosna'daki elçilik binalarına bir terör saldırısı düzenledikleri iddiasıyla eski Cezayir vatandaşı 6 kişinin kendilerine verilmesini Bosna-Hersek hükümetinden talep etmiş ve bu talep üzerine bu 6 kişi gözaltına alınmış. Fakat gözaltına alınan bu altı kişi, artık Bosna-Hersek vatandaşı olduklarını ve olayla hiçbir ilgileri olmadığını söylemişler. Kendi ifadelerine göre Bosna'ya yerleşmiş aile ve iş güç sahibi insanlardır bunlar. Bosna Hersek İçişleri Bakanlığı, bu kişilerin Bosna vatandaşlığını iptal ederek, iade talebi konusundaki bu engeli ortadan kaldırmak istemiş. Fakat bu işlem aleyhine yerel mahkemeye başvurulmuş ve bu davada henüz sonuç alınmamış. Bu 6 kişi, 17 Ocak gecesi serbest bırakılmış. Fakat ABD'li görevliler tarafından derhal gözaltına alınmışlar. Bu operasyona engel olmak isteyen kimi göstericiler de polis tarafından dağıtılmış. Bu kişilerden dördü Bosna-Hersek İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuş. Bunlar Bosna dışına zorla çıkarılmanın engellenmesi için, geçici tedbir kararı (provional order) verilmesini istemişler. Mahkemenin usullerine göre mahkeme toplantı halinde değilken; başkanın ya da yardımcısının, acil durumlarda geçici tedbir kararı verme yetkisi var. Başkan Fransız yargıç, durumun 'acil' niteliğini göz önüne alarak, 'mahkemeye başvurmuş olan 4 kişinin, Bosna dışına zorla çıkarılmalarına engel olunması' yolunda karar vermiş ancak ABD, bunları Guantamo'ya götürmüş bile.."

Amerikan İslami İlişkiler Konseyi (CAIR), ABD'de 11 Eylül de düzenlenen saldırıların ardından, bu ülkede Müslüman topluluğu hedef alan 1700'den fazla sözlü ya da fiziksel saldırı yapıldığını açıkladı. CAIR'ın açıklamasında, konuyla ilgili endişelerin Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı Robert Mueller'e iletildiği belirtildi.

21 yaşındaki Ürdünlü bir öğrenci 11 Eylül saldırılarıyla ilgili haksız yere tutuklandığı gerekçesiyle amerikan hükümeti aleyhine dava açtı. 11 Eylül nedeniyle ABD aleyhine açılan bu ilk davada 21 yaşındaki Ürdünlü Usame Avadallah, federal mahkemede yargıç ve jüri üyelerine haksız yere tutuklandığı, tutuklu kaldığı süre içinde fiziksel kötü muamele gördüğü ve 11 Eylül'le bağlantısı olduğuna dair tehdit altında ifadesinin alındığı yolunda ifade verdi.

ABD, bazı tutukluları ülkelerine iade edeceğini duyurdu. Britanya basınına konuşan "şahin" Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, ellerindeki yabancı tutukluların vatandaşı oldukları ülkelere iadesine izin verebileceklerini söyledi. Ancak bu tutukluların yargılanacağı ve gerekli olduğu takdirde tekrar Amerikalı makamlarca sorgulanabileceği garantisi talep etti. Kandahar ve Küba'daki üste tutulanlar arasında bir Türkiye vatandaşı da var.

ABD yönetimi, "terörle savaş" gerekçesiyle her alanda kendi çıkarlarını dayatmaya devam etti. ABD Başkanı Bush'un "savaş suçları elçisi" olan Pierre-Richard Prosper, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana, kâğıt üzerinde de olsa geçerli olan Cenevre Konvansiyonu'nun "eskimiş" olduğunu öne sürdü. Prosper, Konvansiyon'un "uluslar arası terör" tehdidi karşısında yeniden yazılması gerektiğini iddia etti. ABD temsilcisi, 1949'da imzalanan anlaşmanın "bireyler ve örgütlerin savaş yürütmesi" gibi koşulları kapsamadığını söyledi. Böylece ilk kez bir ABD'li yetkili, savaş kurallarını düzenleyen uluslar arası konvansiyonunu tanımadıklarını açıkça ilan etmiş oldu. Cenevre Konvansiyonu, ABD tarafından Küba'daki Guantanamo Üssü'ne götürülen ve insanlık dışı koşullarda tutulan Afgan tutsaklarla ilgili olarak gündeme gelmişti. ABD yönetimi, tutsakları savaş esiri olarak değil, "kanun dışı hasım" olarak kabul ediyor. Bu nedenle tutsaklar, Cenevre Konvansiyonu'nun kendilerine sağladığı güvencelerden yararlanamıyorlar. Prosper, Independent gazetesine yaptığı açıklamada, "Uluslar arası belgelere bakmalı ve günümüzle uyumlu olup olmadığını gözden geçirmeliyiz. Terörle savaş, Cenevre'nin imzalandığı dönemde öngörülemeyen yeni tipte bir savaş. Karşımızda, operasyonlarını savaş kuralları ve geleneklerine uygun yürütmeyen örgütler bulunuyor" dedi.

ABD'nin Pennsylvania eyaletinde, iki kadına tecavüz ettiği iddiasıyla 15 yıl cezaevinde kalan bir kişi, DNA testleri sayesinde serbest bırakıldı. Tecavüz suçundan 20 yıl hapse mahkûm edilen Bruce Godschalk, DNA testlerinin suçsuzluğunu ortaya çıkarması üzerine mahkemeye başvurdu. Mahkeme Godschalk'ı serbest bırakarak, yeni deliller ışığında yeniden yargılanma talebini kabul etti. Godschalk, gözaltındayken baskı altında suçu üstlenmeye zorlandığını söyledi.

ABD pek çok tutsağı sorguladıktan sonra, Şebargan cezaevini tamamen yeni Afgan hükümetine bıraktı. Kuzey İttifakı güçlerinin gözetimi altında bulunan 3300 tutsaktan yüzlercesi, havasızlık, açlık ve hastalıklar nedeniyle hayatlarını kaybetti.

AFGANİSTAN: Afganistan'ın doğusundaki bölgede çıkan çatışmalarda 43 kişi öldü. Gardez aşiret meclisi üyesi Abdül Veli tarafların çatışmalarda füze, havan topu kullandığını, topçu ateşinde bulunduğunu kaydetti.

ALMANYA: Almanya'nın Hamm kentindeki Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İş Mahkemesi, Münsterland yöresindeki Ennigerloh kasabasında çalışan bir Türk'ün çalışma saatlerinde namaz kılma isteğini reddetti. Adı açıklanmayan şahsın, çalışma saatlerinde namaz kıldığı gerekçesiyle şefi tarafından uyarıldığı,a bu kişinin namaz vakitlerinin kış aylarında çalışma saatlerine denk geldiği gerekçesiyle, şefinin yaptığı yazılı uyarının dosyasından çıkartılması için mahkemeye başvurduğu belirtildi.

Almanya'da Wiesbaden mahkemesi, muhtemel terörist izi bulabilmek amacıyla yabancı Müslümanların "fişlenmesini" yasadışı buldu. Sudanlı Müslüman bir öğrencinin açtığı davaya bakan mahkeme, bir kişi hakkında terör şüphesiyle kılı kırk yaran araştırma yapılması ve bilgi toplanmasının, ancak gerçek saldırı tehdidi varsa haklı görülebileceğine hükmetti. Berlin mahkemesi de, Ocak sonunda aynı gerekçeyle Müslümanların adeta "yakın takip"e alınmasını yasaklamıştı. Alman makamları, Müslümanlarla ilgili genel kayıtları, belediye belgelerini ve sağlık sigortası poliçelerini didik didik etmeye başlamışlardı.

ANGOLA: Angola hükümeti, ABD destekli "Angola"nın Tam Bağımsızlığı İçin Ulusal Birlik Örgütü" (UNITA) lideri Jonas Savimbi'nin komşu ülke Zambia'ya kaçmak isterken öldürüldüğünü açıkladı.

ARJANTİN:

AVUSTURYA: Avusturya'da koalisyon hükümeti ortaklarının üzerinde anlaşma sağladıkları yabancılara yönelik yeni uyum paketi, ikamet ve çalışma izni talep eden yabancıların Almanca öğrenmesini şart koştu. Pakete göre, çalışma izni isteyen bir yabancı, önce 100 saatlik Almanca dil kursunu başarıya tamamladığını kanıtlamak zorunda kalacak.

BANGLADEŞ:

BELÇİKA: Belçika Adalet Bakanı Marc Verwilghen, Senato'ya sunduğu bir rapor çerçevesinde ülkedeki suç örgütlerinin faaliyetleri hakkında bilgi verirken "güçlü bir dinleme merkezi" kuracaklarını açıkladı.

Belçika'nın Anvers kentinin Vliegenstraat sokağında, 30 yaşlarındaki iki Türk'ün üzerine ateş açıldı Saldırganlar daha sonra olay yerinden kaçarken savcılık, sözkonusu Türklerin kimliklerini, kendi güvenlikleri açısından gizli tutacağını ve ayrıntılı bilgi vermeyeceğini bildirdi. Yaralıların durumlarının ağır olduğu ifade edildi.

BİRMANYA:

BOSNA HERSEK:

BREZİLYA: Brezilya'nın Sau Paulo eyaletinde geçen yıl 18 Şubat'ta toplam 29 cezaevinde çıkan ve 16 mahkûmun öldürülmesiyle sonuçlanan ülke tarihinin en büyük cezaevi isyanının yıldönümünde cezaevlerinde yeni isyanlar çıktı. İsyanlar, 15 mahkûmun öldürülmesi ile bastırıldı.

BURMA:

CEZAYİR:Cezayir resmi ajansı APS de yer alan haber de, başkent Cezayir'den 75 kilometre kadar uzaklıktaki Medea bölgesinde düzenlenen saldırıda, 11 kişinin öldüğü, 9 kişinin de yaralandığı belirtildi.

Cezayir, Avrupa Birliği Komisyonu'nun ülkeye göndermek istediği "uzmanlara" vize vermeyi reddediyor. AB Komisyonu, Cezayir Dışişleri Bakanlığı'nın, "bazı projeleri incelemek için" bu ülkeye gidecek AB memurlarına vize vermeyi ikinci defa reddettiğini doğruladı ve "Brüksel'in bu tavırla hiç mutabık olmadığını, durumdan endişe duyduğunu" açıkladı. AB'nin Cezayir'e göndermek istediği 3 kişiden birinin, "danışman" olarak heyete alındığı, gerçekte, insan haklarını savunduğu varsayılan bir İtalyan sivil toplum örgütünün temsilcisi olduğu, Cezayir'in buna itiraz ettiği belirtiliyor.

Cezayir'in batı kesiminde şeriatçı militanların, 22 sivili öldürdükleri bildirildi.

Cezayir'de Silahlı İslami Grup'un (GIA) lideri Anter Zuabri'nin güvenlik güçlerince öldürüldüğü açıklandı. Resmi kaynaklar Zuabri'nin başkent Cezayir'in 35 kilometre güneyindeki Buferik'te güvenlik güçlerince öldürüldüğünü açıkladılar. Cezayir'de 1996'dan bu yana kanlı olaylara imza atan GIA'nın liderliğini yürüten Zuabri'nin, Buferik'teki stat yakınındaki bir evde yanındaki 2 kişiyle birlikte öldürüldüğü ve o sırada statta maç oynandığı belirtildi.

Şeriatçı bir grubun üyesi oldukları sanılan militanlar, 6 sivili öldürdü, bir kişiyi yaraladı.

ÇEÇENİSTAN: Çeçenistan'daki Rus askerlerinin Ocak ayında bir minibüsü tarayarak, içindeki biri kadın 6 sivili öldürdükleri ve minibüsü içindeki cesetlerle yakarak olayı örtbas etmeye çalıştıkları ileri sürüldü. Novaya Gazeta'da yayımlanan haberde muhabir Anna Politovskaya'nın 11 Ocak'ta Şatoy bölgesinde meydana gelen bu alayı açıca çıkardığı belirtildi.

ÇEK CUMHURİYETİ:

ÇİN:

DANİMARKA :

ENDONEZYA:

ETİYOPYA:

DAĞISTAN:19 Ocak'ta Dağıstan'ın başkenti Mahaçkale'de Rus askerlerine yönelik saldırıdan sorumlu tutularak tutuklanan Nadirşah Haçilayev, uğradığı haksızlığı protesto etmek için açlık grevine başladığını duyurdu. Haçilayev, tutuklu bulunduğu hapishaneden bir bildiri göndererek, kendisine terörist muamelesi yapılmasının ağır bir hakaret olduğunu söyledi. Haçilayev, "Ben Nadirşah Haçilayev. Nadirşah Haçilayev. Yanlışlıkla 19 Ocak'taki terörist eylemle ilgili olarak tutuklandım. Kendimi hukuki yönden koruma şansım olmadığı için, protesto olarak süresiz açlık grevi başlatıyorum" diyerek başladığı bildirisinde, devletin, Haçilayev ailesini karalamak için kendi ajanlarını kullanıp provokatif eylemler tezgahladığını kaydetti.

DOĞU TÜRKİSTAN:

FİLİPİNLER: Filipinler'in güneydoğusundaki Jolo adasında bir alışveriş merkezine yerleştirilen ev yapımı bombanın patlaması sonucu 4 kişi öldü, 45 kişi yaralandı.

FİLİSTİN:İsrail'in, Gazze Şeridi'nde bir araca düzenlediği füze saldırısında Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC) üyesi 5 Filistinli öldü. İsrail'e yönelik intihar saldırıları gerçekleştiren örgütlerden biri olan FDKC, intikamını kısa sürede alacağını açıkladı. Arafat ise İsrail'in bu saldırıyla barış istemediğinin ortaya çıktığını söyledi.

İsrail Gazze'yi yoğun şekilde bombaladı. F-16'lar ve Apaçi'lerle yapılan saldırıda 2'si ağır 37 kişi yaralandı.

İsrail ordusunun Batı Şeria'da bir Filistin kasabasına düzenlediği operasyonda çıkan çatışmada 1 Filistinli polis öldü.

Filistin'e yönelik baskıyı arttıran İsrail, Gazze Şeridi'ndeki Beyt Hanun kentini tamamen işgal ederken çıkan çatışmalarda 4 polis ve 1 sivil yaşamını yitirdi. İsrail birlikleri kentte sokağa çıkma yasağı ilan ettiler ve kente giriş çıkışları denetim altına almak üzere barikatlar kurdular. Gazze Şeridi boyunca uzanan karayolunun Beyt Hanun kavşağında da İsrail ordusu tarafından barikat kuruldu.

İsrail'in Batı Şeria sınırı yakınında, bir araçta meydana gelen patlamada iki Filistinlinin öldüğü bildirildi.

Gazze'de meydana gelen patlamada 3 İsraillinin öldüğü bildirildi.

Gazze'de Filistin mülteci kampına giren İsrail askerleri üç Filistinli'yi öldürdü, 2'si ağır 15 kişiyi de yaraladı.

İkinci İntifada'nın başından beri yaklaşık 400 evi yıkarak binlerce Filistinliyi sokakta bırakan İsrail ordusu, son yıkımda mahkeme duvarına tosladı. İsrail yüksek Mahkemesi Gazze'deki 20 evi yıkmaya kalkışan orduya yönelik geçici bir karar alarak tüm yıkımların durdurulmasını istedi. Bu kararı daha önce evi yıkılan 15 Filistinli ailenin başvurusu üzerine alan mahkeme Şubat'ın son haftasında duruşma yapma kararı aldı.

Gazze'deki El-Burey mülteci kampına giren İsrail askerleri, 3 Filistinliyi öldürdü.

Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail hava saldırısında 1 kişi öldü, 16 kişi yaralandı.

İsrail 20 Şubat'ta Eylül 2000'de başlayan 2. İndifadadan bu yana Filistin topraklarına havadan, karadan ve denizden yaptığı en şiddetli saldırısını gerçekleştirdi ve 16 Filistinliyi öldürdü.

İsrail helikopterleri Gazze yakınlarındaki Cebelye mülteci kampındaki Hamas bürosuna füze saldırısında bulundu. Saldırıda biri kız öğrenci olmak üzerke üç kişi öldü.

Gazze Şeridi'nde havanın kararmasından sonra düzenlenen silahlı ve bombalı saldırıda, aralarında saldırganın da bulunduğu 3 kişinin öldüğü bildirildi. İsrail televizyonu, olayda saldırganla beraber 2 İsraillinin öldüğünü, 4 kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nde Han Yunus'a girişlerinde, tankların ateşi ile bir kadın ve kızı ile iki kişi hayatını kaybetti. Filistin kaynakları, tankların Filistinli evlere ateş açtığını ve sonra da ambulansların yaralıları almaları için bölgeye gelmelerini engellediğini söylediler. Yıkılan evlerden birinin enkazında kurtarma görevlileri 36 yaşındaki Miriam el-Bahaifa ve kızı 14 yaşındaki Mouna'nın cesedini bulurken, diğer bir tank roketlerinin isabet ettiği evin enkazında ise 20 yaşındaki Abdulvahid el-Najar'ın cesedi bulundu. Tank mermilerinin isabet ettiği üçüncü bir evde de 6 Filistinli'nin yaralı olarak bulunduğu kaydedildi.

Batı Şeria'da bir İsrail askeri barikatına düzenlenen saldırıda 6 İsraillinin öldüğü bildirildi.

21 Şubat'ta şafak vakti Gazze şeridine saldıran İsrail ordusu, 7 Filistinliyi öldürdü, 33 Filistinliyi de yaraladı.

İsrail birliklerinin Filistin kontrolündeki Refah bölgesine bir tank ve buldozerle girmesi üzerini iki taraf arasında çıkan çatışmada 4'ü ağır 19 Filistinli yaralandı.

İsrailli askerler 24 Şubat'ta kocası tarafından doğum için hastaneye yetiştirilmeye çalışılan Filistinli gebe bir kadına ateş açarak yaralanmasına yol açtılar.

İsrail askerleri Batı Şeria'daki El-Halil kenti yakınlarında bir Filistinliyi öldürdü. Filistin güvenlik ve hastane kaynakları, 22 yaşındaki Firas El-Bau'nun El-Halil yakınlarında kurulmuş bir İsrail barikatına yaklaştığı sırada açılan ateşte öldüğünü belirttiler.

Batı Şeria'nın Nablus kentinde Filistinli bir anne adayı eşi tarafından hastaneye yetiştirilirken İsrail askerlerinin ateşinin kurbanı oldu. 22 yaşındaki Meysun omuzundan yaralanırken, 24 yaşındaki eşi Muhammed Hayek öldü.

Mısır sınırından İsrail'e sızmaya çalışan 3 Filistinlinin İsrail askerlerince öldürüldüğü bildirildi.

İsrail işgal kuvvetleri, Filistinlilere yönelik saldırı ve katliamlarını sürdürüyor. Ordu birlikleri, 27 Şubat gece yarısı Batı Şeria'daki Cenin kentine girerek Filistinlilere saldırdılar. Saldırılarda biri 64 yaşında bir sivil, 6'sı Filistin polisi olmak üzere 7 kişi katledildi.

Batı Yaka'nın Beytüllahim kenti yakınlarında iki İsrailli, Filistinli silahlı kişilerce öldürüldü. Bu arada, silahlı iki Filistinlinin, Kudüs'ün kuzeyinde otobüs durağında bekleyenlere otomatik silahla ateş açması sonucu ilk belirlemelere göre 10 kişi ile 3 polisin yaralandığı bildirildi.

FRANSA:

GUATEMALA:

GÜNEY AFRİKA:

GÜRCİSTAN:

HİNDİSTAN: Müslüman nüfusun yoğun olduğu Hindistan'ın batısındaki Gujarat eyaletinde, Hindu eylemcilerin bulunduğu bir ekspres trene yapılan saldırıda 50 kişi öldü, birçok kişi de yaralandı. Yetkililer, Ayodhya kentinde 10 yıl önce yıkılan bir caminin kalıntıları üzerine tapınak kurmak isteyen aşırı milliyetçi Hinduları taşıyan Sabarmati Express treninin, kimliği belirsiz bir grup tarafından Ahmedabad kentinin doğusundaki Godhra istasyonu yakınında durdurulduğunu ve vagonlarından birinin ateşe verildiğini kaydettiler.

Hindu eylemcileri taşıyan bir trenin 26 Şubat'ta Gucarat eyaletinde yakılması ve 58 kişinin ölmesiyle yeniden alevlenen Hindu-Müslüman çatışması tehlikeli boyutlara ulaştı. Gucarat eyaletinde Hindular 38 Müslümanı evlerini ateşe vererek öldürdüler. Polis yetkilisi M. K. Tandon, Hindu çetelerin Meghaninagar bölgesinde Müslümanlara ait evleri kundaklayarak 18 kişinin yanarak ölümüne yol açtıklarını, ayrıca 6 evin enkazında 12 çocuk ile ilk belirlemelere göre 8 yetişkinin cesedinin bulunduğunu söyledi.

Cammu-Keşmir eyaletinde, bağımsızlık taraftan Müslümanlar ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda 8 kişi öldü.

Hint askerleri, Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin en büyük nedeni Keşmir eyaletinde çıkan çatışmada 5 Keşmirli milisi öldürdü.

HOLLANDA: Balkanlar'ın 1990'larda kana bulanmasına neden olan devrik Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç, nihayet uluslararası adalete hesap veriyor. Miloşeviç'in, Savaş Suçları Mahkemesi'ndeki (USSM) davası 12 Şubat'ta başladı. USSM Başsavcısı Carla Del Ponte, Sırp lideri 'insanlığın bilinen en ağır suçlarını işlemekle' suçlandı. Del Ponte, açılış konuşmasında, Miloşeviç'i 'Ortaçağ barbarlığı ve meşru bir savaşın sınırlarının çok ötesine taşan kasıtlı zalimlikle' de suçladı. İki yıl sürmesi beklenen dava boyunca eski ABD Başkanı Bil Clinton da dahil yaklaşık 300'e yakın tanık dinlenecek. Başsavcı "Miloşeviç kendisine muhalefet edenlerin çektiği tarif edilemez acılar rağmen hırsının peşinden koşmaktan başka bir şey yapmamıştır" dedi. Sırp liderin Hırvatistan, Bosna ve Kosova'da cinayet, işkence, insanları sürme ve daha pek çok suçun sorumlusu olduğunu belirten Del Porte, "Yeni bir terim olan etnik temizlik böylece dilimizde yer etti" diye konuştu.

2. Dünya Savaşı sonrası en büyük savaş suçu davasının sanığı devrik Sırp lider Slobodan Miloşeviç, iki gün boyunca USSM yargıçlarını dinledikten sonra, karşı taarruza geçti. Batının Bosna'nın bağımsızlığını tanımasının eski Yugoslavya'nın dağılmasıyla sonuçlanan savaşlara vesile olduğunu söyleyen Miloşeviç, NATO ülkelerini 1999'daki Kosova Savaşı'nı haklı göstermek için bir yalan okyanusu üretmekle suçladı. Sırp lider, Bush yönetiminin terörle savaşını diline dolayarak, "Oysa ben sadece bugün ABD'nin dünyanın öbür ucunda yaptığını kendi ülkemde yapıyordum, terörle savaşıyordum" dedi. Sırp lider, 1992-95 Bosna, 1991-95 Hırvatistan ve 1998-99 Kosova savaşlarındaki 66 soykırım, insanlığa karşı suç, savaş suçu, etnik temizlik ve işkence suçundan yargılanıyor. Batı'nın Bosna Savaşı'nı bitiren Dayton Anlaşması'nda taraf kabul ettiği ve Kosova Savaşı'na dek iyi geçindiği Miloşeviç. Savunmasını eski işbirlikçilerinin 'foya'ları üzerine kurdu.

Lahey Uluslararası Adalet Divanı, Kongo'nun eski Dışişleri Bakanı Abdullaye Yerodia aleyhinde uluslararası arama ve tutuklama emri çıkaran Belçika'yı haksız bularak, bu kararın iptalini istedi. Uzmanlar alınan bu karardan sonra, Belçika'nın İsrail Başbakanı Ariel Şaron'u savaş suçlusu olarak yargılayamayacağını ileri sürüyor.

IRAK: Irak'a uygulanan BM yardım programının 5.3 milyar dolarlık kısmının, ABD tarafından engellendiği ortaya çıktı. Bu rakamın 4.6 milyar dolarlık kısmı insanî yardım, 703 milyon dolarlık kısmı ise Irak'ın ilaç ve gıda alabilmek için elzem olan petrol üretimini sürdürebilmesi için gereken ekipman. Irak ile yapılan anlaşmalar, BM Güvenlik Konseyi Yaptırımlar Komitesi'nin 15 üyesinin herhangi biri tarafından dondurulabiliyor. 5.2 milyar dolarlık sözleşmelerin neredeyse tamamı ABD tarafından dondurulurken, 500 bin dolarlık bir kesim de İngiltere engeline takılmış. Bu rakamlar Batılı kaynaklara, "BM Irak Programı Ofisi"ne ait. Irak yetkililerine göreyse, dondurulan anlaşmaların bedeli 8 milyar dolar civarında.

Irak, Amerikan ve İngiliz jetlerinin bombardımanında 4 sivilin öldüğünü bildirdi. Bağdat, 1998 Aralık ayından bu yana Amerikan-İngiliz bombardımanlarında ölenlerin sayısının böylece 372'ye yükseldiğini kaydetti.

İNGİLTERE: Asya ülkelerinde on binlerce insanı günde 1 dolardan az ücretle çalıştıran Amerikalı spor malzemeleri üreticisi Reebok her yıl verdiği insan hakları ödülü için bu kez yanlış insanı seçti. Reebok için çalışan bir firmada greve liderlik ettiği için polis soruşturmasına alınıp işkence gören Endonezyalı kadın sendikacı Dita Sari, 50 bin dolarlık ödülü reddetti. Üstelik Sari, şirketin hâlâ Endonezya, Meksika, Brezilya ve Vietnam'da çok ağır şartlarda işçi çalıştırdığını hatırlatıp, "Bu işçiler sömürülürken, Reebok'ın milyarlar kazanması ödülü reddetmemizin ana sebebi" dedi.

İRAN:

İSRAİL:İsrail ordusunda, işgal altındaki Filistin bölgesinde görev yapmak istemeyen askerlerin sayısı gün gittikçe artıyor. Aralarında seçkin komando birimlerinin üyeleri de olmak üzere 500'e yakın yedek subay, işgal altındaki Filistin topraklarında Filistinlilere yönelik ev yıkımları, çocuk öldürme ve haksız baskınlara karşı olduklarını ve bu bölgelerde askerlik yapmak istemediklerini belirttiler. İsrail'de yayımlanan Yeiot ahronot gazetesi, işgal edilmiş Filistin bölgelerinde askerlik yapmayı reddeden askerler ile yapılmış röportajları yayınladı. Askerlerden Ariel Şhietl, önce Filistinlilerin saldırdığı ardından da İsrail'in intikam için saldırdığı düşüncesinin yanlış olduğu belirtti ve asıl olan bunun aksidir dedi.

İsrail parlamentosu, istihbarat örgütü Şin Bet'i düzenleyen yasayı çıkardı. Eleştirmenlerin işkence olarak tanımladığı sorgulama taktiklerini onaylayan yasa , ezici çoğunlukla parlamentodan geçti. Yasanın bir önceki uyarlamasında, sorgulama yöntemlerinin acil durumlarda kullanılabileceği belirtiliyor. Eleştirmenler, sorgulama taktiklerini onaylayan maddenin bulunduğu yasanın geçmesiyle İsrail'in dünyada işkenceyi yasal olarak onaylayan tek ülke olacağını belirtiyor. Yasaya göre Şin Bet, terör, sabotaj, casusluk, ülke sırlarının açıklanması tehditlerine karşı anayasayı ve ülkeyi koruyacak.

İsrail Askeri Mahkemesi, 3 İsrail askerini, Filistinlilere saldırmaktan suçlu buldu. Askeri kaynakların verdiği bilgiye göre, hakim, yapılan tacizin vahim oluğunu belirterek, askerlerden birini 14 gün diğerini de 45 gün hapse mahkum etti. Mahkeme hakimi ayrıca her iki askerin rütbesinin indirilmesine ve 3 ay boyunca temizlik işinde çalıştırılmalarına kara verdi. Askerler, Batı Şeria'daki bir askeri kontrol noktasında çıkan olay sırasında, Filistinlileri tekmelemek tokatlamak ve tüfeklerinin dipçikleriyle vurmakla suçlanmıştı.

Batı Şeria'daki bir İsrail askeri kontrol noktasında kadın intihar komandosunun üzerindeki bombaları patlatması sonucu 3 İsrail askeri ağır yaralandı.

İsrail parlamentosu, eleştirmenlerin işkence olarak tanımladığı sorgulama taktiklerini onaylayan yasayı ezici çoğunlukla kabul etti. Eleştirmenler, sorgulama taktiklerini onaylayan maddenin bulunduğu yasanın geçmesiyle İsrail'in dünyada işkenceyi yasal olarak onaylayan tek ülke olacağını savundular.

İSPANYA: Madrid'e yakın bir şehirde okula giden Fas asıllı 13 yaşındaki Fatıma Ali el-Hadi adındaki kız çocuğunu okul müdiresinin başörtüsünden dolayı almaması İspanya medyasında yoğun tartışmalara neden oldu. Öğrencinin babası Ali el-Hadi, kızının okuluna ancak başörtüsüyle gideceği yoksa kızını okula göndermeyeceğini belirtti. Kızının okuma hakkı olduğunu belirten Ali, başörtüsünün İslam'ın bir emri olduğunu ve kızına da bazı İspanya medyasının uydurduğu gibi başörtüsü konusunda zorlamadığını açıkladı. İspanya Milli Eğitim müsteşarı ise, zorunlu eğitimin herkesin hakkı olduğunu, dini değerlerinden dolayı başörtüsü takan kızların okuldan uzaklaştırılamayacağını açıkladı. Müsteşar, Fatıma'nın okuluna başörtüsüyle gelebileceğini açıkladı.

İSVİÇRE:

İTALYA: İtalya'nın kuzeyindeki Modena kentinde, bir TIR'ın kasasında, ülkeye kaçak yollardan girmeye çalışan bir kişi ölü bulundu. İtalyan haber ajansları, ilk araştırmalara göre TIR'ın Türkiye'den hareket ederek Venedik'e ulaştığını, burada sürücü değiştirerek Modena kendine gittiğini bildirdiler. Ajanslar, kumaş yüklü TIR'ın kasasında ölü bulunan kişinin havasızlıktan ya da susuzluktan ölmüş olabileceğini belirttiler.

KAZAKİSTAN:

KEŞMİR:

KOLOMBİYA: Kolombiya'da 38 yıldır süren kanlı iç savaşı sona erdirmek için yürütülen barış süreci çöktü. Devlet başkanı Andres Pastrana, 20 Şubat günü bir senatörün de içinde bulunduğu yolcu uçağının kaçırılması üzerine Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) ile hükümet arasındaki 3,5 yıldır süren barış görüşmelerini askıya aldı. Pastrana, barış sürecinde yapılan anlaşma gereği oluşturulan ve FARC'ın hakimiyetinde bulunan güneydeki askersizleştirilmiş bölge uygulamasına da son verdi. Ardından Kolombiya savaş uçakları da bombardımanlara başladı.

Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) gerillaları ile devlet destekli ölüm mangaları arasında Venezüella ve Ekvador sınırı yakınlarında çıkan çatışmalarda 30 kişi öldürüldü.

KOSOVA:

KUZEY IRAK:

KUVEYT:

MALEZYA:

MEKSİKA:

MISIR:

LÜBNAN:

NEPAL: Nepal'de Maocu gerillalar, bir polisi karakoluna düzenledikleri saldırıda 16 polisi öldürdüler.

Maocu gerillaların düzenledikleri en büyük saldırıda ölenlerin sayısı 129'a yükseldi.. Yetkililer, düzenlenen saldırıda 76 polis, 48 asker, 1 istihbarat görevlisi ve 4 sivilin öldürüldüğünü bildirdiler.

Askerlerin ülkenin batısında Maocu gerillalara karşı başlattıkları operasyonlarda 48 gerillayı öldürdüğü açıklandı.

NİJERYA:

ÖZBEKİSTAN:

PAKİSTAN: Pakistan'ın Karaçi kentinde 23 Ocak'ta kaçırılan The Wall Street Journal gazetesi muhabiri Daniel Pearl'ün öldüğü bildirildi. The Wall Street Journal gazetesinden yapılan açıklamada Pearl'ün öldüğü belirtildi ve ABD Dışişleri Bakanlığı ve Pakistan'daki Sind eyaleti polis yetkililerinden edinilen bilgiye göre Pearl'ün kendisini kaçıranlar tarafından öldürülmüş olabileceği ifade edildi.

Pakistan'ın Ravalpindi kentinde 24 Şubat günü Şiilere ait bir camiye saldırı düzenlendi. Saldırıda 11 kişi öldü, 14 kişi yaralandı.

RUSYA:Rusya'da gözaltına alınanlara ve tutuklulara karşı işkence uygulandığıyla ilgili iddiaların kaygı verecek derecede arttığı belirtildi. Parlementonun alt kanadı Duma'nın Yasama Komitesi üyesi Yuri Ribakov, düzenlediği basın toplantısında, geçen yıl kendilerine gelen şikayetlerin yüzde 70'inin, güvenlik güçlerinin uyguladığı işkence ile ilgili olduğunu belirtti. Ribakov, oranın bu yılki şikayetlerde yüzde 90'ı bulduğunu kaydetti. Basın toplantısına katılan Medeni Haklar Komitesi adlı kuruluşun Başkanı Andrey Babuşkin, kötü muamele ve işkence ile ilgili olarak geçen yıl ve bu yıl kendilerine toplam 9000 şikayet geldiğini, işkence ile ilgili iddiaların en az yüzde 10'unu oluşturan 200'ün üzerindeki vakanın gerçeği yansıttığının kesin olduğunu ifade etti.

SIRBİSTAN: Sırp parlamentosu, idam cezasını kaldıran yeni bir ceza yasası kabul etti. Resmi Tanjug ajansının bildirdiğine göre, yeni ceza yasası uyarınca Sırbistan'da idam cezası yerine ağırlaştırılmış 40 yıl hapis cezası uygulanacak.

SİNGAPUR: Singapur'da yedi yaşındaki iki kızın hükümet tarafından yasaklanmasına rağmen okula türbanla gitmeye devam etmesi üzerine laiklik krizi iyice derinleşti. Kent- devletin Başkanı Goh Chok Tong, okulların laik kalması gerektiğini belirterek, kızlara bu güne kadar süre tanındığını ve okula yine türbanla getirilmeleri halinde uzaklaştırılacaklarını söyledi. İslama göre kızların ergenlik yaşına ulaşmadan örtünmesi gibi bir zorunluluk olmadığını belirten Chok Tong, "Küçücük kızlarını okula türbanla getiren aileler siyasal İslam'a alet oluyor" dedi. Başbakan ailelerin Zülfikar Muhammed Şerif adlı radikal İslamcı lider tarafından yönlendirildiğini söyledi. Okula "tudung" adı verilen siyah türbanla giden yedi yaşındaki Nurul Nasihah'ın babası Nasır Muhammed ise olayın siyasal İslamla ilgisi olmadığını belirterek, "Kızım türbanı çıkarmasının yanlış olacağını düşünüyor" diye iddiada bulunuyor.

Başörtüsü takan 6 yaşındaki bir kız öğrenci okuldan atıldı. Okulun kıyafet kurallarına uyması için yaptığı uyarıya rağmen okula başörtüsü ile gelen küçük öğrenci Hayra Faruk, içeriye girişinden bir kaç sonra babasının elinden tutarak okuldan ayrıldı. Baba Davut Faruk, gazetecilere kızının okuldan zorla uzaklaştırıldığı ifadesini kullanarak , "dinine bağlı kalacağını ve 6 yaşındaki kızının başının örtülmesinden bir baba olarak sorumlu olduğunu söyledi.

Singapur Başbakanı Goh Chok Tong, ülkedeki okullarda son zamanlarda uygulanan başörtüsü yasağına karşı dış destek arayan Müslümanları uyardı. Goh, bazı Singapurluların Malezya'yı da işin içine çekmek istediklerini belirterek, "Bunun akıllıca bir yol olduğunu sanmıyorum" dedi. Goh, Müslümanları bu konuya ihtiyatlı olmaya çağırdı. Singapur'da 3 kız öğrenci başörtüsü yasağına uymamaları sebebiyle okuldan uzaklaştırılmış ve bu da ülkede Müslümanların büyük tepkisine yol açmıştı.

SOMALİ: Somali'de geçici hükümetin Başbakanı Hasan Ebşir Farah'ın evine düzenlenen el bombalı saldırıda 4 kişinin yaralandığı bildirildi.

SRİ LANKA: Sri Lanka'da hükümet ile Tamil gerillaları arasında, barış görüşmelerinin yolunu açacak daimi ateşkes anlaşması imzalandı.

SUDAN:

SURİYE:

SUUDİ ARABİSTAN:

TACİKİSTAN:

TUNUS:Diktatörlük tarafından gıyaplarında verilen hapis cezalarına itiraz eden Tunus İşçileri Komünist Partisi (PCOT) sözcüsü Hamma Hammami ve üç yoldaşı tutuklandı. Hammami ve arkadaşları, Adalet Sarayı'nda mahkeme başlamadan önce, yüzlerce dinleyicinin ve yüzden fazla avukatın gözü önünde polis tarafından tartaklanarak gözaltına alındı. Kalabalık bir yabancı heyet ve İnsan Hakları Federasyonu gözlemcilerinin önünde gerçekleşen adam kaçırma operasyonu, mahkeme salonundakilerin sert protestolarıyla karşılandı. Mahkeme Başkanı duruşmayı keyfi olarak başlatmazken, izlemeye gelenlerin giderek artması üzerine salon üç kez değiştirildi.

ÜRDÜN: Ürdün'ün başkenti Amman'da bir otomobile yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 2 kişi öldü.

YUGOSLAVYA:

YUNANİSTAN:

Yunanistan'da Trakya'nın Sesi Gazetesi ile Işık FM isimli radyonun sahibi Abdülhalim Dede hakkında açılan davanın ikincisi duruşması yapıldı. Rodophe İstinaf Mahkemesi'nde görülen davada, Abdülhalim Dede ve davacı Antifonitis Gazetesi'nin sahibi Kosmos Karaikos hazır bulundu. Avukatlar, duruşmada Dede'nin, "Yunan devletinin aleyhinde faaliyet gösteren, kamuoyunda problemlere sebep olan Türkiye'nin terörist ve cani örgütü "Ülkü Ocakları" yani "Bozkurtlar"ın reklamcılığını yaptığı" iddiasında bulundular. Ayrıca Kıbrıs'ta bundan bir kaç yıl önce meydana gelen olaylarda Solomos ve İshak isimli gençlerin öldürülmesinde manevi sorumlulardan birinin de Dede olduğunu ileri sürdüler. Gazeteci Abdülhalim Dede bu iddialar karşısında bütün bunların bir komplo olduğunu, kendisinin Batı Trakya'daki Türk azınlığın hak ve hukukunu savunduğunu belirterek, devletin azınlık aleyhindeki uygulamalarını eleştiren ve kınayan, aksaklıkların son bulması için Avrupa'daki tüm insan hakları kuruluşlarına üye olarak mücadele verdiğini kaydetti. Tarafların dinlenmesinden sonra çoğunlukla kara alan 3 hakimli İstinaf Mahkemesi, önceden verdiği 4 ay hapis cezası kararını 1 ay daha indirerek, "paraya çevrilebilir 3 ay hapis cezası"na çevirdi. Tutuksuz olarak yargılanan Dede, bu kara sonrasında bin 800 Euro ödediği takdirde hapis yatmaktan kurtulacak.

Yunanistan Yüksek Mahkemesi'nin kararı üzerine Trakya Temyiz Mahkemesinde yeniden görülen İskeçe Türk Birliği davasında 2. defa kapatma kararı çıktı. Yüksek Mahkemenin kararı doğrultusunda farklı yargıçlardan oluşan mahkeme heyeti, Türk Birliği'nin kapatılması yönünde karar aldı. Mahkeme kararının henüz tebliğ edilmediği Türk yöneticilerinin, tebligatın ardından bir ay içinde 2. kez Yüksek mahkemeye itiraz başvurusunda bulunma hakları var. Yunan yasalarına göre, başvuru halinde, ilk itirazda davayı usulden inceleyen Yüksek Mahkeme, bu kez esastan görüşerek karara bağlayacak. İskeçe Türk Birliği, 1927 yılında kurulmasının ardından yaklaşık 60 yıl yasal olarak faaliyetlerini sürdürmüş, ancak 1986 yılında İskeçe Valiliği'nin "Batı Trakya'da Türk bulunmadığı gerekçesiyle açtığı dava sonucu İskeçe Mahkemesi tarafından kapatılmıştı.

SİVİL TARİH

7 Şubat

Pentagon, Afganistan'ın Uruzgan eyaletinde Taliban ve Kaide hedeflerine yönelik bir operasyonda öldürülen 18 kişinin masum olduğunu itiraf etti. ABD güçleri, operasyonda yakaladığı 27 kişiyi de yerel yetkililere teslim etti.

8 Şubat

Afganistan'ın güneyinde önceki gece pilotsuz bir CIA uçağından uzaktan kumandayla fırlatılan füzenin, 3 sivilin ölümüne yol açtığı öne sürüldü. Afgan İslami Ajansı (AIP), füzenin Host kentinin yaklaşık 35 km güneybatısındaki Zavar Kili bölgesinde bir grup gencin üzerine düştüğünü ve 3 kişiyi öldürdüğünü bildirdi. Haberde, 2 kişinin olay yerinde, diğerinin hastaneye kaldırılırken yolda öldüğü belirtildi.

12 Şubat

Amerikan kuvvetlerinin, Afganistan'da yanlışlıkla tutsak aldıkları Afganlılara çok kötü davrandıkları ortaya çıktı. Washington Post gazetesi, Amerikan askerlerinin Taliban ya da el Kaide üyesi sanarak yakaladığı, sonra serbest bıraktığı bazı Afganlılarla röportaj yayımladı. Gazeteye göre, 24 Ocak'ta Kandahar civarında yanlışlıkla tutsak alınan 27 Afganlı serbest bırakıldı. Askerler, yanlış tutsaklarına öylesine kötü davrandılar ki, tutsaklardan ikisi bayıldı, bir çoğunun dayaktan kaburgaları, bazılarının burnu, birçoğunun da dişleri kırıldı. Nurullah adlı bir köylü, "Çok kötü dövdüler. Başımıza sırtımıza, karnımıza yumruklar, tekmeler attılar. Yediğimiz dayağın haddi hesabı yok..." diye konuştu.

YAYIN BİLGİLERİKategori Adı Yurt İçi RaporlarTarih 2002-02-28
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4644754