Türkiye de Genel olarak hak ihlalleri

Ankara, 05 Ekim 2000

Son günlerde yoğunlaşan bazı ihlallerle ilgili olarak MAZLUMDER Genel Sekreteri ve İnsan Hakları İhlallerini İzleme Komisyonu Başkanı Ömer Ekşi, aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

"Türkiye'de insan haklarını resmileştirmeye dönük çalışmalar yoğunlaşırken, ihlaller de artarak devam etmektedir. Buna rağmen, sorunu çözmek bir yana, tespit için bile kararlı bir siyasi iradenin ortalarda görünmemesi, insan hakları savunucularının kaygılarını artırmaktadır.

Üniversiteler ile imam hatip liselerini sarmalayan başörtüsü sorunu ile F tipi cezaevlerine yönelik şiddetdışı gösterilerde uygulanan sert tavır ve gözaltıların, Türkiye'nin "rutin" hak ihlalleri olarak Ekim ayı içerisinde de süreceği anlaşılmaktadır.

Bu arada İçişleri Bakanı Sadattin Tantan'ın "Hedef" operasyonu kapsamında gözaltına alındığını duyurduğu 309 kişiden şu ana kadar yalnızca 30'unun tutuklanmış olması, Türkiye'de gözaltı uygulamasının nasıl sorumsuzca yürütüldüğünü bir kez daha kanıtlamıştır. Derneğimize ulaşan bilgilere göre, bu insanların tamamına yakını gece yarısı evlerinden alınmış ve günlerce sorgu odalarında tutularak psikolojik işkenceye tabi tutulmuşlardır. Van'da gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan bazı kişilere ise, nezarethanelerde sıkça karşılaşılan yüksek sesle müzik dinletme işkencesi uygulanmıştır. İddia edilenin aksine sözkonusu insanların tamamı, ortalarda gözükmeyip de "hedef" operasyonuyla "ele geçirilecek" kimseler değillerdir. "Örgütün siyasi elebaşısı" olmakla suçlanan ve Mayıs 1999'da, İnönü Üniversitesi'ndeki yasakçı uygulamaları protesto gösterilerinden sonra aranmaya başlanan Zekeriya Şengöz dahi, operasyon öncesi, polise kendiliğinden teslim olmuştur. Onun dışındakilerin tamamı, günlük işleriyle ilgilenen kimseler olarak tanınmakta ve bir gece yarısı aynı saatte tüm Türkiye çapında gözaltına alınabildiklerine göre adresleri de bilinmekte olan şahıslardır. Yine Malatya'da "yakalandığı" duyurulan Ramazan Kayan ise, operasyondan birkaç gün önce tutuklu bulunduğu cezaevinden salıverilen bir sanık olarak, resmi kayıtlara geçmiş bulunmaktadır. Bütün bunlar bir arada düşünüldüğünde, güvenlik görevlilerinin "operasyon" düzenlemekle delil toplamaktan çok, psikolojik bir yıldırma hareketi peşinde oldukları anlaşılmaktadır. Bunun da hukukla bağdaştırılması mümkün değildir.

Derneğimize, Diyarbakır'dan yapılan iki ayrı başvuru ise, iki ayrı hak ihlaline işaret etmektedir. Başvuruculardan Hüseyin Güler, oğlunun eşiyle birlikte gözaltına alınarak tutuklandığını, ancak oğlunun cezaevi yerine Emniyet Müdürlüğünde tutularak itirafçı olması yönünde baskılara maruz bırakıldığını belirtmektedir. Kuşkusuz, bu durum en başta "Türk milleti adına" karar veren mahkemelere bir hakarettir. Diyarbakır'dan yapılan ikinci başvuruda ise, baba İsmail Damar, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nden Bingöl Özel Tip Kapalı Cezaevi'ne nakledilen oğlunun iddialarına yer vermektedir. İddialara göre, kendilerini "A Takımı" diye adlandıran bir gardiyan grubu, mahkumları sıkça dövmekte, hakaret ve tehdit etmektedir. Buna karşın, cezaevi yönetimi şikayet dilekçelerini sonuçsuz bırakmaktadır. Bingöl Özel Tip Kapalı Cezaevi'ndeki önceki olaylar da dikkate alındığında (MAZLUMDER bunu bir rapor hazırlayarak yetkililere bildirmiştir), sözkonusu iddiaları yabana atmak mümkün görünmemektedir. Kaldı ki, bu ve benzeri iddiaların yalnızca Bingöl'le ilgili olarak öne sürülmediği de bilinmektedir.

Derneğimize yapılan bir diğer başvuru konusu olay ise, son zamanlarda ortadan kalktığı ileri sürülen bir kayıp olayıdır. Ürdün asıllı olup Konya Selçuk Üniversitesi'nde öğrenim gören Muhammed el-Dabbas'dan, eşinin belirttiğine göre 27 Eylül 2000 tarihinden beri haber alınamamaktadır. İddialara göre, kimliği belirsiz kişilerce, bir süreden beri takip edilen el-Dabbas, belirtilen tarihte ekmek almak amacıyla çıktığı evine bir daha dönmemiştir. Savcılığa yapılan başvurudan şu ana kadar bir sonuç alınamamıştır. El-Dabbas'ın hayatından ailesi kadar insan hakları savunucuları da endişe etmektedir.

MAZLUMDER, sözkonusu olaylar ve iddialarla ilgili olarak başta Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer olmak üzere Başbakan, İçişleri ve Adalet Bakanları, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ile ulusal ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına başvurmuş bulunmaktadır."

BASIN BÜROSU

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2000-10-05
Okunma Sayısı : 2177
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4645297