Memur Yasa tarasısı ve yargısız infaz içeriği

Ankara, 15 Kasım 2000

MAZLUMDER Genel Sekreteri Ömer Ekşi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen "yargısız infaz yasası" ve hükümetin siyasi iradesi ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

HÜKÜMET "28 ŞUBAT TOPRAĞI"NDAN NEDEN KURTULAMIYOR?

Günümüzün egemen siyaset anlayışında hükümetler, toplumla yapılan sözleşmenin gereği olarak, hukukun tüm fertlere eşit ve tarafsız bir şekilde uygulanmasının yanısıra, kişi hak ve özgürlüklerini başta devlet olmak üzere örgütlü tüm "güçlere" karşı korudukları oranda meşruiyetlerini sağlamış olurlar. Aksi halde, adı konmamış otoriter bir işlevi simgelerler.

Hükümetlerin meşru olması, parlamentonun herhangi bir gücün gölgesinde bulunmaması ve milletvekillerinin başta liderler olmak üzere hür iradelerine ipotek konulmamasına işaret eder. Bunlar olmadığı taktirde, parlamento halkın değil, bir siyasinin de belirttiği gibi "devletin yüce kurumu"; milletvekilleri de liderleri paralelinde, kendi programları yerine, "merkez gücün" kimi zaman "direktif", kimi zaman da "emir"leri doğrultusunda hareket eden "memur" halini alır. Bazı dönemler, hükümete yazılan reçetenin, kitapçıklar halinde basıldığı dahi olur.

İlk muhalefet partisinin "icazetle" kurulduğu ülkemizde, hemen hemen hiçbir hükümet, iyi veya kötü, hiçbir zaman yalnızca "kendisi" olamamıştır. Bunların büyük çoğunluğu, böyle olunması gerektiği bilincini dahi taşımamıştır. Böyle olunca, egemenliğin sahibi olduğu belirtilen halk, kendi seçtiği insanlar eliyle "egemenlik hakkı"nı merkez gücün kullanımına bırakmak durumunda kalmıştır. Bunun ne anlama geldiği ise, doğal olarak, en fazla kişi hak ve özgürlüklerinde kendini göstermektedir.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan, hükümet ortaklarının baskısıyla geçen ve kamuoyunda "yargısız infaz" olarak adlandırılan memurlara ilişkin yasa tasarısı, bunun yalnızca bir örneğidir. Birkaç ay önce, binlerce memuru, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın kararname ile kapı önüne koymak isteyen hükümet, kararnameyi kotaramadığından, şimdi de milletvekillerine baskı yaparak konuyla ilgili yasa çıkartmaya çalışmaktadır. Anlaşılan, hükümet kendine verilen görevi yerine getirmekte kararlı.

Siyasi iradelerini, andıçlı 28 Şubat sürecine göre kurgulayan hükümet ortakları, bu girişimleriyle hukuki ve toplumsal meşruiyetten yoksun olduklarını bir kez daha ispatlamış durumdalar. Binlerce memuru, her ne sebeple olursa olsun, adil yargılanma hakkını kullandırtmadan işinden etmeye kalkışmak, ancak ve ancak padişah fermanlarına özgü olabilir.

Acaba sözkonusu padişahlar, pardon siyasiler, bu girişimleriyle "yüce kral"ın ulufe dağıtımına yardımcı mı olmak istiyorlar? İroni gibi gelse de Türkiye'de iktidarın aynı zamanda bir "ekmek teknesi" aracı olarak kullanıldığı bilinen bir gerçek. Aksi bir durum sözkonusu olsaydı, bugün TBMM'de görüşülen "yargısız infaz yasası" değil, milyonların ekmeğini çalan hortumcular ve uzantıları olurdu.

Hükümetin ve siyasilerin "28 Şubat toprağı"ndan kurtulmaları için, ab-ı hayat içmeleri mi gerekiyor? Böyle bir beklentinin içine boşuna girilmesin. Unutmayalım ki, şu ana kadar ab-ı hayatı bulan olmadı; ancak, hukukun ilkelerini egemen kılmaya çalışıp da tarih sayfalarında hayırla yadedilen çok oldu.

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2000-11-15
Okunma Sayısı : 2126
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4643463