İran İslam Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisine Açık Mektup

Sayın: Alireza BİKDELİ       

İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçisi,

 

 

Sayın Büyükelçi,

İran İslam Cumhuriyeti’nin Erdebil ilinin Meşkinşehir ilçesinde ikamet eden 22 yaşındaki Hüsameddin Ferzizade, kaleme aldığı 24 sayfalık “İslam’dan İslam’a” başlıklı bir makaleden dolayı 7 yıl hapis, 74 kırbaç ve idam cezasına çarptırılmıştır. Ferzizade’nin hapis ve kırbaç cezalarının gerekçesi olarak Hz. Peygamber’e, Şii düşüncesinde masum kabul edilen imamlara ve İmam Humeyni’nin şahsına hakaret ettiği iddiası gösterilirken, idam kararının gerekçesi olarak ise davalının ‘dinden çıkması’ gerekçe gösterilmiştir. Ferzizade’nin şu anda cezaevinde bulunduğu, hakkında verilen hükmün temyize tabi olduğu ve gerekli yargısal sürecin işlemekte olduğu bilinmektedir.

Dava konusu eserde Ferzizade, İslam’a en yakın mezhebin İbadilik olduğunu belirtirken, hadislerin ümmetin vahdeti önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ifade etmiş, Şii düşüncesinde imametin soya dayalı olmasını eleştirmiş, yine Şiiliğin belirleyicilerinden olan ehl-i beyt, humus ve takiyye kurumlarını tezyif etmiş, farklı vesilelerle Şiiliğin ‘Kur’an ve akılla açıkça çelişerek Kur’an’ın dışına çıktığını’, ‘çağımız Şiasının İslam’la bir bağlantısı olmadığını’ ifade etmiştir.

Kaleme aldığı eserde Ferzizade tarafından kullanılan ifadelerin, bölgemizi kasıp kavuran mezhebi düşmanlıkları gidermeye hizmet etmediği açıkça görünmektedir. Bütün İslam coğrafyasında mezhebi kamplaşmaların yarattığı yıkımı ve İslam’ın ortak mesajında bir araya gelen toplulukların bazı tali meseleler yüzünden birbirlerini vahşice katlettikleri bir aşamayı müşahede ettiğimiz bir dönemde, bu kanlı sarmaldan kurtulmanın yolu eleştirilere açık olmak ve çarpıcı ve şok edici dahi olsa farklı fikirlere tahammüllü olmaktan geçer. İlmi tartışmalar yürütenlerin de, halklarımız arasında mezhep temelli olarak inşa edilen düşmanlıkları ve yaşanan fitneyi göz önüne alarak feraseti kuşanan cümleleri büyük bir titizlikle kurması gerektiğini gözden uzak tutmamaları gerekmektedir.

Öte yandan Meşkinşehr 101. Ceza Mahkemesi’nin, yazdığı bir eserden dolayı Ferzizade hakkında verdiği mahkumiyet kararının da, bölgemizdeki mezhebi ayrışma ve çatışmaları derinleştirici bir işlev taşıdığı bir başka gerçekliktir. Düşünce ve ifade özgürlüğü, geri kalan bütün insan haklarının ikame edilmesi için verilen mücadelenin temelini teşkil eden ayrıcalıklı bir hak ve özgürlüktür. Bu hakkın kullanılmasının aralarında idamın da yer aldığı bir grup cezaya çarptırılmaya gerekçe olarak mütalaa edilmesi kabul edilebilir değildir.

Bilimsel gelişmenin ve ilmi derinleşmesinin sağlanması, bu alanda emek sarf eden kişilerin kendilerini özgür hissetmesiyle doğru orantılıdır. Bundan dolayı, özellikle akademik ve ilmi çalışmalarda düşünce ve ifade özgürlüğünün öncelikle korunması ve geliştirilmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. İlmi bir metni kaleme almanın aralarında ağır cezalarla karşılanması hukukun evrensel ilkelerine ve adalet hissine tamamen aykırı olduğu gibi ilmi çalışmaların da önünün tıkanması anlamına gelmektedir. Kaldı ki, İslam medeniyetinin kadim geleneğinde, pek çok temel konu hakkında derin felsefi tartışmaların büyük bir höşgörü içinde yapıldığı bir çok tartışma senasları, tarih kitaplarında tüm detaylarıyla nakledilmiştir.

Ayrıca, İbadilik, 2004 yılında, Ürdün’de, 50’yi aşkın ülkeden 200’ü aşkın din aliminin katılımıyla gerçekleştirilen toplantı sonunda yayımlanan Amman Deklerasyonu ile meşru ve muteber bir İslam mezhebi olarak ilan edilmiş ve İran İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah el Uzma Ali Hamaney tarafından da bir fetvayla kabul edilerek İran İslam Cumhuriyeti’nin iç hukukunun bir parçası halline gelmiştir. İbadiliğe yakın olduğu açık olan Ferzizade’nin Şiiliğe yönelttiği eleştirileri ‘mürtedlik’ olarak nitelemek öncelikle İran İslam İnkılabı Rehberi’nin yayımladığı söz konusu fetvanın tekzip edilmesi anlamına gelmektedir.

Bu vesileyle MAZLUMDER olarak İran İslam Cumhuriyeti’nde yer alan Meşkinşehr 101. Ceza Mahkemesinin Hüsameddin Ferzizade hakkında verdiği idam kararının iptal edilmesi gerektiğini açıkça belirtiyoruz. MAZLUMDER olarak düşünce ve ifade hürriyetinin ihlal edilemeyecek kati bir hak olduğunu belirtiyor ve İslam coğrafyasında yer alan bütün taraf ve kesimleri, mezhebi çatışmaları derinleştirecek sorumsuzluklardan uzak durmaya ve bu fitne ateşini aşma konusunda sorumlu davranmaya davet ediyoruz.

                                                                                                                                                             

 

 

                                                                                                                                                              Saygılarımla,

Ahmet Faruk ÜNSAL

MAZLUMDER Genel Başkanı

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2015-11-05
Okunma Sayısı : 2466
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4643640