HAFTALIK İNSAN HAKLARI DEĞERLENDİRMESİ - 30.03.2017

İNSAN HAKLARI VE MAZLUMLAR İÇİN DAYANIŞMA DERNEĞİ

(MAZLUMDER)

HAFTALIK İNSAN HAKLARI DEĞERLENDİRMESİ

(30.03.2017)

MAZLUMDER Genel Başkanı Ramazan Beyhan, Suriye ve Irak’ta gerçekleşen Hava saldırıları sonrası yaşanan sivil kayıplar, Denizlerde yaşanan Mülteci Faciaları, KHK ve OHAL uygulamalarından kaynaklanan mağduriyetler, Diyarbakır’da Kemal Kurkut isimli gencin canlı bomba iddiası ile öldürülmesi, HDP Seçim şarkısının Şırnak Valiliği tarafından yasaklanması vakalarına ilişkin aşağıda yer alan açıklamaları yapmıştır.

SURİYE’DE VE IRAK’TA YAŞANAN HAVA SALDIRILARI VE SİVİL KAYIPLAR

ABD Hava Kuvvetleri tarafından, 23 Mart tarihinde, Musul'un El Cedide Mahallesi'ne yönelik gerçekleştirilen bombardımanda yaklaşık 200 sivilin hayatını kaybettiği çeşitli haber kaynaklarına yansımıştır. Yine Irak İnsan Hakları Gözlemevi tarafından Musul’un batı yakasındaki operasyonun başından bu yana 3.864 kişinin öldüğü duyurulmuştur.

Alman Hava Kuvvetlerinin, Rakka kenti yakınlarındaki bir köye düzenlediği hava saldırısında en az 33 sivilin öldürüldüğü iddia edilmiştir.

Esed güçlerinin başkent Şam, Dera ile İdlib illerinde muhaliflerin kontrolündeki bölgelere düzenlendiği hava saldırılarında 12 sivilin öldüğü, 82 kişi yaralandığı, saldırılar sırasında klor gazı kullanıldığı iddia edilmiştir.

Coğrafyamızda gerçekleşen saydığımız ve sayamadığımız bu katliamları kınadığımızı ifade eder, katliamların sona ermesi için geliştirilecek hakkaniyet ve adalet temelli, insan yaşamını mukaddes sayan her türlü çabayı desteklediğimizi ifade ederiz. Yine ifade ederiz ki coğrafyamızın sorunları emperyalist emellerinden vazgeçme ihtimali bulunmayan ABD, AB, NATO ve Rusya eliyle çözülemez.

DENİZLERİN YUTTUĞU MÜLTECİLER

Mart ayı başında Libya’dan İtalya’ya ulaşmaya çalışırken batan mülteci dolu gemide 400 mülteci ölmüştü. Bu faciadan sonra da gerek Akdeniz’de gerekse Ege’de çeşitli mülteci ölümleri ve kayıpları yaşandı.

Mülteci ölümleri konusunda artık onlarla ifade edilen ölümlerin kanıksandığı bir vasattayız. Bu sorunları sona erdirme potansiyeli olan güçlerin sorunların ve katliamların bizzat kaynağı olduğu gerçeği karşısında çaresizlik ifade etmekten başka yapacak bir şey bilmiyoruz.

Temennimiz yaklaşan yaz ayları ile birlikte artması muhtemel bu tür faciaların önüne geçecek politikaların geliştirilmesi ve insanların akıl, can, din, ırz ve mal emniyeti için Allah’ın arzında dolaşmasının ve rızık aramasının önündeki başta sınırlar olmak üzere her türlü engelin kaldırılmasıdır.

KHK’LAR NEDENİYLE OLUŞAN MAĞDURİYETLER

OHAL ilanından sonra gündeme gelen KHK’larla çok sayıda kamu görevlisi gerekli soruşturma ve kovuşturma usulleri yerine getirilmeden ihraç edilmiş ve derneğimize de yansıyan ciddi mağduriyetler oluşmuştu. Gelinen aşamada bazı KHK’larla bir kısım görevlilerin görevlerine iade edilmesi sevindirici olmakla beraber süreçlerin çok yavaş yürüyor olması, ihraç edilen kişi sayısı dikkate alındığında iade sayılarının yüzdesinin çok küçük olması, etkin bir itiraz mercii olarak kurulması taahhüt edilen OHAL Komisyonunun halen kurulamamış olması, ihraç edilen kişilerin büyük bölümünün başkaca geçim imkânlarından yoksun olması hususları bir arada değerlendirildiğinde durumun ciddi mağduriyetler doğurduğu ortadadır.

Bu kapsamda taahhüt edilen OHAL Komisyonunun adil, etkin ve hızlı bir kurumsallaşma ile bir an önce faaliyete başlaması gerektiğini vurgularız.

OHAL SONRASI CEZA YARGILAMALARI VE MAĞDURİYETLER

OHAL süreci ile başlayan tutuklamalar sadece darbe soruşturmalarıyla sınırlı kalmamış, başkaca örgüt ya da kurumlara da operasyonlar düzenlenmiştir. Bütün bu operasyonlarda gözlemlediğimiz en önemli sıkıntı özellikle Sulh Ceza Hâkimlerinin tutuklama oranlarının çok yüksek olmasıdır. Yargılama dosyalarının BERAAT ya da Düşme ile sona erme oranları dikkate alındığında mevcut tutuklama oranlarının çok yüksek olduğu görülmektedir.

Yine bu kapsamda ifade etmek gerekir ki özellikle bebek sahibi ya da hamile kadınların da hiçbir pozitif ayrım gözetilmeden standart yakalama, gözaltı ve tutuklama süreçlerine tabi tutulması hukuku ve kamu vicdanını zedelemektedir. Emzikli çocukların nezaretteki anneleriyle tutulmaları ya da bir yakınları tarafından sürekli emniyete getirilip götürülmeleri hangi suçlama söz konusu olursa olsun tevil edilebilir bir muamele değildir. Özellikle savcıların iş yoğunluğu bahanesini bir tarafa bırakarak bu konularda özel hassasiyet göstermeleri ve bu durumda olan kadınların bürokratik işlemlerini hızlıca icra etmeleri çok önemlidir.

DİYARBAKIR’DA ÖLDÜRÜLEN KEMAL KURKUT İSİMLİ GENÇ

Diyarbakır’da düzenlenen Nevruz etkinliğine katılmak isteyen Kemal Kurkut isimli gencin canlı bomba iddiasıyla öldürülmesine rağmen ilgili makamların bugüne kadar bu konuda tatmin edici bir açıklama yapamamış olması açık bir yaşam hakkı ihlalinin varlığını ifşa etmektedir. Unutulmamalıdır ki bu tür vakalar çok sayıda kötü hatırayı tekrar tekrar canlandırmakta, korkuya dayalı bir düzen havası oluşturmaktadır.

Bu cinayetin hesabı sorulmalı ve bütün sorumlular gerektiği gibi cezalandırılmalıdır.

HDP SEÇİM ŞARKISININ YASAKLANMASI

HDP tarafından HAYIR Kampanyası kapsamında kullanılan “BEJİN NA” isimli seçim şarkısının Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü’nün talebi üzerine Şırnak Valiliği tarafından Anayasanın ilk üç maddesinde belirtilen hususlara aykırı olduğu, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği, infiale sebebiyet verebileceği gerekçeleriyle genel kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkmasına mani olmak adına Şırnak il sınırları içerisinde yasaklandığı ifade edilmiştir.

Her ne kadar yasak metni kafa karıştırıcı olsa da bahse konu şarkının sırf KÜRTÇE olduğu için yasaklanmış olabileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Kaldı ki diğer partilerin de Kürtçe seçim şarkıları olduğunu biliyoruz.

Şarkıdaki ibareler açısından yaptığımız detaylı incelemede, yasaklanan şarkıda ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bir takım ifadelerin bulunduğunu ancak halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek ya da infiale sebebiyet verecek herhangi bir cümlenin bulunmadığını gördük.

HDP seçim şarkısının bahse konu gerekçelerle yasaklanmış olmasının hukuka aykırı olduğunu vurgular, seçim sürecine gölge düşmemesi adına bu karardan bir an önce dönülmesi gerektiğini ifade ederiz.

 

Ramazan Beyhan

MAZLUMDER Genel Başkanı

 

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2017-03-30
Okunma Sayısı : 3587
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4643566