Batman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki bazı tutuklu ve hükümlülerin, infaz düzenlemesinin kendilerini kapsamadığı gerekçesiyle 04.04.2020 tarihinde isyan başlattığı yönündeki haberler basına yansımıştı. Bu haberler sonrasında 429 tutuklu ve hükümlü, 05.04.2020 tarihinde, bu cezaevinden Diyarbakır 4 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmişti.
Nakil sonrasında sosyal medya başta olmak üzere çeşitli kaynaklar tarafından, cezaevinde işkence ve kötü muamele gerçekleştirildiği iddia edilmiş, ayrıca cezaevi koşullarının ağır sorunlar oluşturduğuna dair bilgiler paylaşılmıştı.
Bunun üzerine MAZLUMDER Genel Merkezi, Cezaevi Komisyonu ve Diyarbakır Şube Yöneticileri aracılığıyla konuyla ilgili araştırma ve görüşmeler yapılarak kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve iddiaların gerçekliği halinde sorumluların hesap vermesini sağlamaya yönelik inceleme başlatılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında Cezaevi Komisyonu üyemiz Av. Emir Ali Spor tarafından 02.05.2020 tarihinden başlamak üzere cezaevindeki iddialar hakkında görüşme girişimlerinde bulunulmuş ise de sonuç alınamamıştır. Daha sonra Genel Başkan Yardımcımız Av. Nesip Yıldırım tarafından Diyarbakır 4 No’lu T Tipi cezaevi 04.05.2020 tarihinde ziyaret edilmiş, hükümlü Yunus Güneş ve cezaevinin bir yetkilisiyle görüşülmüştür. Ayrıca şahsın ailesinden Emre Güneş ve isminin açıklanmasını istemeyen bir tanıkla da görüşülmüştür. 05.05.2020 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı ve Cezaevi Savcısı ile iddialar hakkında görüşme yapılmıştır.
Çalışmamız; 05.04.2020 tarihinde Batman Cezaevinden Diyarbakır 4 No’lu T Tipi cezaevine nakledilen kişiler ve yaşandığı belirtilen kötü muamele iddialarının etkin bir şekilde araştırılması çerçevesinde sınırlandırılmıştır.
Cezaevinde yapılan görüşmede Yunus Güneş:
Batman’da bir grup mahkûmun cezaevinde isyan başlattığını bunu gelen seslerden duyduğunu, kendisinin tek kişilik odada kapalı halde diğer tutuklu ve hükümlülerden güvenlik gerekçesiyle ayrı tutulduğunu, isyana müdahale bitirildikten sonra cezaevi personeli tarafından açıldığını bu yönüyle cezaevindeki isyana taraf olmadığını belirtmiştir. Daha sonra cezaevinden nakil yapılacağının söylenmesi üzerine kişisel eşyalarını ayrı bir şekilde paketlediğini, ertesi günü sabah 06.10’da ring aracıyla Diyarbakır cezaevine 400’ü aşkın kişiyle getirildiklerini, araç içerisindeyken dışarıdan bazı bağrışma seslerini duyduğunu belirtmiştir. Kendisine Ring isimli cezaevi aracında kötü muamele yapılmadığını, kapı açıldığında kendisini getiren kolluk personelinin yeni cezaevindeki personelleri “bu kişiler isyana katılmamıştır” şeklinde uyardığını belirmiştir. Tutuklu ve hükümlülerin arkadan kelepçeli vaziyette başları rükû seviyesinde eğdirilerek götürüldüklerini, Cezaevi koridorunda ağır darp ve bağrışma seslerini duyduğunu, sağlı sollu bekleyen bazı kişilerin, mahkumlara cop ve tekme attıklarını, karşı çıkanların daha ağır darp edildiğine dair ses ve bağrışmalara tanık olduğunu, bu esnada kendisine genel olarak diğerleri gibi muamele edilmese de sırtına bir cop ve ayak kısmına cop vurulduğunu belirtmiştir. Ayrıca kıyafetlerinin çıkartılıpsadece alt iç çamaşır kalacak şekilde soyulduklarını, kıyafetleri ve kendisinin ayrı ayrı X-RAY cihazından geçirildikten sonra kıyafetlerini giyebildiğini belirtmiştir. Bir de diğer mahkumların duvara dönük, gözü kapalı şekilde bekletildiklerini, kendisinin itirazı üzerine bunun kendisine yapılmadığını belitti. Ayrıca yerlerde kan izlerine şahit olduğunu belirtmiştir. Tek kişilik odaya geçtikten sonra diğer odada kalan kişilerle yaşanan darp olaylarını seslenerek konuştuklarını bazı mahkumların başı, dişi ve yüzlerine darptan dolayı kanamaların olduğunu söylediklerini ifade etmiştir. Nakilden yaklaşık iki hafta sonra avukatla görüşmeye giderken koridorda eski kan izlerini gördüğünü ancak bu gelişinde izlerin olmadığını, temizlenmiş olduğunu belirtmiştir.
İlk nakil gününde 06:10’da yola çıkıp yaklaşık bir saat sonra Diyarbakır’a vardıklarında diğer mahkumların girişi sürecinde saat 7:00’dan itibaren kamera kayıtları incelenirse söylediklerinin doğru olduğunun ortaya çıkacağını belirtmiştir.
Geldiği günden beri revire çıkamadığını, Batman Cezaevinden kişisel eşyalarını (buzdolabı, televizyon), kıyafetlerini ve özellikle defter ve kitaplarını alamadığını, on dört gün boyunca aynı elbiseyi giymek zorunda kaldığını, Batman’dan diğer mahkumlara ait getirilen eşyaların açık alanda yağmurun altında bırakıldığını, kişisel eşyalarını burada bulamadığını, halen de kendisine bu eşyaların verilmediğini belirtmiştir.
Bu arada kendisinin Cumhurbaşkanlığına ve Savcılığa bu konudaki şikâyetlerini iletmek için dilekçe yazdığını fakat tahminen yazdığı bu dilekçelerin ilgili kişilere sevk edilmediğini düşündüğünü belirtmiştir.
Şahısla görüşme sonrası Cezaevi Müdürü ile görüşme talep edilmiş ise de Müdür beyin yoğunluğundan kaynaklı olarak müsait olmadığı belirtilmiştir. Bunun üzerine cezaevinde yetkili bir amirle kısaca görüşülmüştür. Bu amir görüşmede özetle:
Batman cezaevinden getirilen eşyaların toplu olarak bırakıldığını, Batman’da bazı koğuş eşyalarının isyanda yangından dolayı zarar görmüş olabileceğini, mahkumların var olan eşyalarını aldıklarını, Yunus Güneş’in üç kere talebi nedeniyle bu eşyaların bırakıldığı yere götürülüp baktırıldığını, kişisel eşyalarını bulamadığını söylediğini, Batman cezaevinden eşyaların sorulabileceğini belirtmiştir.
Cezaevi ziyaretindeki gözlem ve araştırmalarımıza göre:
Diyarbakır cezaevinin oldukça büyük kampüsünün bir parçası olarak 4 No’lu T tipi cezaevi olarak açıldığı, binanın yeni olduğu, faaliyete aniden geçilmesinden kaynaklanan sorunlar yaşandığı, personelin genel olarak yeni görevlendirildiği, düzeninin tam oluşmadığı değerlendirilmiştir.
Cezaevinde güvenlik nedeniyle kamera sisteminin olduğu, cezaevinden yazılan bazı dilekçelerin C. Savcılığına ulaştığı öğrenilmiştir.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 05.05.2020 tarihli, cezaevinde darp olaylarına ilişkin iddiaların reddine dair basın açıklaması kamuoyuna yansımıştır.
Heyetimiz tarafından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı ve Cezaevi Savcısı ile görüşme yapılmıştır. Görüşmede cezaevinde yaptığımız görüşmemiz ile kamuoyuna yansıyan iddialar sorulmuştur. Cumhuriyet Başsavcısı beyanında:
Kendilerinin konudan haberdar olduklarını, iddiaların araştırıldığını, soruşturmanın devam ettiğini, hukuk çerçevesinde gereğinin yapılacağını belirtmiştir.
Cezaevi Savcılığı tarafından ise sürecin takip edildiği belirtilmiştir.
MAZLUMDER olarak ifade etmek isteriz ki:
MAZLUMDER