ABD Başkanı Donald Trump’ın "Golan Tepeleri üzerinde İsrail'in egemenliğini ABD'nin resmen tanıdığını" ilan eden Başkanlık kararı ve İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları insanlık vicdanını bir kez daha yaralamıştır.

Trump’ın bu tavrı, işgali sistematik hale getirmek ve Filistin halkının yaşam ve mülkiyet haklarına tecavüz etmek demek olacaktır.

Bunca yıllık işgal sürecinde Arap, Çerkes ve Türkmen halklarını Golan’dan sürerek demografik yapıyı değiştiren işgal rejimi, orada kalmakta ısrar eden bölge sakinlerine yönelik sosyal, siyasal, ekonomik ayrımcılık ve baskı politikalarını yürürlüğe koyarak insan hakları ihlallerini rutinleştirmiştir. Bunun sonucu olarak, gündelik hayatı baskı ve zorluk altında sürdüren birçok halk kesiminin, bölgedeki işgal güçlerinin askeri hareketliliğinden dolayı sürekli can güvenliği sorunu yaşayacağını -tıpkı Gazze’deki gibi- emniyette olamayacaklarını ve bölge halkının ciddi tehditlerle karşı karşıya kalacağını belirtmek isteriz.

İsrail işgal rejimi, gasp ettiği toprakları boşaltmasını öngören BM Güvenlik Konseyi kararlarını hiçbir surette uygulamamasına rağmen bugüne kadar herhangi bir uluslararası yaptırıma uğramamıştır. Gazze’de Filistin halkına yönelik sistematik katliam ve insan hakları ihlallerinin hız kazandığı bir süreçte, ABD Başkanı Trump’ın Golan Tepeleri'nde “Siyonist İsrail’in Egemenliğini Tanıması" zulmü cesaretlendiren ve kabul edilemez bir tutumdur.

MAZLUMDER olarak, 1967 yılından beri işgal altında tutulan ve 1981'de uluslararası kararlara rağmen ilhak edilen Golan Tepeleri’ndeki bu tavrın, İsrail işgalini kalıcılaştırmaya ve yaygınlaştırmaya dönük açık bir girişim olarak kabul ediyor ve bu girişimi şiddetle kınıyoruz.

Uluslararası sözleşmeleri hiçe sayan İsrail’e karşı da tüm ülkeleri, siyasi, askeri, ticari, diplomatik ve akademik her türlü ilişkiyi kesmeye davet ediyoruz.

MAZLUMDER